First thing's first Çeviri Türkçe
2,223 parallel translation
First of all, there's no such thing as a simple Norma Jean, all right?
Her şeyden önce, basit Norma Jean diye bir şey yoktur, tamam mı?
She said the exact same thing as the first girl.
İlk kızın söylediklerinin aynısını söyledi.
The first thing I know we were arguing, next thing I know he was crashing through the garage.
Hatırladığım ilk şey, tartışıyorduk. Daha sonra hatırladığım şey de, garaj kapısını ezip geçerek kaçıyordu.
What's the first thing that comes to your mind?
Aklına gelen ilk şey ne?
Well, if we take Halbridge down, the first thing Sara's gonna want to do is get out of that FBI building.
Halbridge'in işini bitirirsek, Sara'nın ilk yapmak isteyeceği şey FBI binasından çıkmak olur.
What's the first thing that pops into your head?
Düşünme kafanda ilk beliren şey ne?
First thing's first.
Öncelikler önemli tabii.
This whole Rick thing, it's made me realize that for the first time
Bütün bu Rick meselesi...
So what's the first thing you're gonna do when you get out of here?
Buradan çıkınca ilk yapacağın şey ne?
And the freaky eye thing, First Parrish, then Fargo.
İlk Parrish'te, sonra Fargo'da olan şu ürkütücü bakış şeysinin.
Right now, thousands of science detectives hunt the Higgs Boson - - the elusive particle that gives everything mass, the thing that may keep matter glued together. The mystery they are trying to solve is much, much bigger than anyone first imagined.
şimdi, bilim dedektifler binlerce higgs bozonu avlar zor parçacık, her şeye kütle verir maddeyi bir arada tutabilen şey birbirine yapışık kalmasını sağlar esrarı çözmeye çalışıyorlar, çok daha büyük sırlar ve gizemler var herkesin ilk hayali bu esrarı çözmek için,
That's the first romantic thing anyone's ever done for me.
Birisinin benim için yaptığı en romantik şey bu.
- This isn't the first weird thing I've seen in Haven, Nathan, and I've only been here a week, so just... can you tell me what's going on?
Bu Haven'da gördüğüm ilk tuhaf olay değil Nathan ve sadece bir haftadır buradayım.
! First thing I'm gonna do is turn off this teacher music... and put on something that doesn't suck.
Yapacağım ilk şey bu öğretmen müziğini kapatıp sıkıcı olmayan..
So even though Turing's exact equations are not the full story, they are the first piece of mathematical work that showed there was any possibility of doing this kind of thing.
... Turing'in mükemmel denklemleri, hikayenin tamamı değilse de bu tür bir şey yapmanın sonsuz olasılıklarını gösteren ilk matematiksel çalışmaydı.
- That's the first thing you told us about her.
- Onun hakkında ilk söylediğin şey buydu.
In Harrison's will, the first thing I noticed was a clause added right before he died.
Harrison'ın vasiyetinde, ölmeden hemen önce eklenen bir madde vardı.
That's the first human thing I've seen you do since she died, Dexter.
Rita öldüğünden beri yaptığını gördüğüm ilk insanca şeydi bu, Dexter.
What is? I love you, Chuck, that's the first thing.
Öncelikle seni seviyorum Chuck.
And the first thing is to be able to ha navigate the river in high water
En önemli beceri, nehrin kabarmış sularında tekne kullanabilmek.
That's the first human thing I've seen you do since she died, Dexter.
Rita öldüğünden beri yaptığını gördüğüm ilk insanca şeydi bu, Dexter.
But I'm gonna need a demonstration, if you could... stop by the mine first thing tomorrow?
Ama önce bir sunum yapmanızı istiyorum yarın ilk iş madene uğrar mısınız?
First thing's first.
Her şey sırayla.
First of all, young Einstein, there's no such thing as a jillion.
Öncelikle genç Einstein, jilyon diye bir şey yok.
Well, I mean, first thing, the kid's sitting there like a statue.
Öncelikle çocuk orada heykel gibi oturuyor.
Anyway it's all moot. The plunder exhibit's being packed up and shipped off first thing in the morning.
Yağmacı'da sergilenecek eserler yola çıkarılmaya hazırlanıyor.
I mean, that's, like, the first thing your mind goes to.
Yani, bu akla gelen ilk şey.
First thing... he's tied to a post
İlk önce... sırtı dönük bağladılar
First thing we have to do is remove any evidence that you were ever here at Boyd's house.
Yapacağımız ilk şey Boyd'un evinde olduğuna dair delilleri ortadan kaldırmak.
Maybe it's the whole preppy thing, but when I first met you, I thought you were a jerk.
Şu yeni yetme görüntünden mi bilmiyorum ama ilk gördüğümde senin ahmağın teki olduğunu sanmıştım.
One important thing to remember is stretch first.
Unutmamanız gereken bir şey Önce ısınmak.
Fine. If you want to get this show off the air, then the first thing you have to do is write or email the TV station's supervisor.
Programı yayından kaldırmak istiyorsan ilk yapman gereken şey televizyon sorumlusuna mektup veya e-posta göndermek.
It's almost as if the first thing they did when Noah's Ark descended and landed, maybe landed at Markawasi, was to record all the animals that they had collected, if you buy the whole concept of a story of
Nuh'un gemisi karaya oturupta gemiden indiklerinde, belki de Markawasi'ye indiler, ve topladıkları hayvanların kaydını kayalara işlemeye başladılar, tabi eğer, hikayenin bütününü oluşturan,
What's the first thing you guys are gonna do when you move in to the new office?
Yeni ofise taşınınca ilk ne yapacaksınız?
First thing I want to know is what you were doing at Kinkirk's Chiropractic?
Bilmek istediğim ilk şey Kinkirk'ün kiropraktör muayenehanesinde ne işin olduğu.
So first thing tomorrow, we're checking you out of the plaza.
Pekala yarının ilk işi, Plazadan çıkış yaparız.
There was no such thing as Parkinson's until the first person had it.
İlk Parkinson hastası olan kişiye dek öyle bir şey yoktu.
But the key thing here is That he is so hot that he's been with so many women but, after that one night with me he opens his eyes to true love and sex for the first time.
Ama kilit nokta burada bir sürü kadınla birlikte olmuş son derece ateşli biri ama benimle bir gece geçirdikten sonra gerçek aşka gözlerini açıyor ve ilk kez seks yapıyor.
How am I supposed to rob a bank? Well, maybe that's the first thing you'll do, is figure out how.
Nasıl banka soyulacağım konusunda hiç fikrim yok. Nasıl banka soyacağım ki ben? İlk yapacağın şey bunu nasıl yapacağını bulmak.
What was that like? It was exciting at first, you know? Doing the wrong thing.
Nasıldı? Çok heyecanlıydı, ilk başta. Yanlış olanı yapmak.
Darling, there is nothing I would like more... than to blow that fucking thing's head off. But to get the gun, we need to go down there first.
Aşkım, şu anda o sikik şeyi kafasından vurmak en çok istediğim şey fakat, silahı alabilmemiz için önce buradan aşağı inmek gerekiyor.
The first thing we learned, if all this fails. Put the Dagger back into the stone, the stone will then benefit, pulling it into the mountain, returning to the gods.
Başarısız olursak, hançeri kayaya geri koymamızı oradan dağın içine doğru çekilip Tanrılara geri ulaştırabileceğimizi söylemişlerdi.
When we meet, what's the first thing I should do for you?
Buluştuğumuz zaman sizin için ilk ne yapmamı istersiniz?
It's the first time I've heard such a thing.
Böyle bir şeyi ilk defa duyuyorum.
It's the first time I hear of such a thing!
Böyle bir şeyi ilk defa duyuyorum!
First thing B.P.D. does when there's an armored-car robbery?
Dino, zırhlı araç soygunu olduğu zaman Boston polisi ilk olarak ne yapar?
- It's a sterling-silver 5-by-7. - Oh, I see. Well, that's so nice that you're taking an interest in his hobbies, but, um, listen, I think the first order of business is for you to take car of this thing with Kassie.
- Hobileriyle ilgileniyorsun gerçekten hoş ama öncelikle Kassie'ye gerçeği söylememiz gerek.
What's the first thing you'll need?
İlk ihtiyacınız olan şey ne?
Hiccup, we just discovered the dragons'nest, the thing we've been after since Vikings first sailed here, and you want to keep it a secret?
Hıçkıdık, ejderhaların yuvasını bulduk. Vikingler ilk günden beri bunun peşinde. Bunu sır olarak saklamak mı istiyorsun?
She's part of a side investigation here, she doesn't know the first thing about military interrogation.
O, yan soruşturmanın bir parçası ve askeri sorgulama teknikleri hakkında hiçbir şey bilmez.
First thing first, let's get out of this mad house!
her şey sırasıyla, önce şu evden bir ayrılalım.
first 4785
first date 34
first name 87
first day of school 24
first squad 18
first class 132
first things first 322
first and foremost 114
first time for everything 43
first love 34
first date 34
first name 87
first day of school 24
first squad 18
first class 132
first things first 322
first and foremost 114
first time for everything 43
first love 34
first of all 2811
first up 130
first one 47
first day 73
first word 25
first time here 16
first order of business 44
first time 177
first floor 60
first thing in the morning 86
first up 130
first one 47
first day 73
first word 25
first time here 16
first order of business 44
first time 177
first floor 60
first thing in the morning 86