Flip a coin Çeviri Türkçe
195 parallel translation
- Flip a coin.
Peki. Parayı görelim.
Why don't you flip a coin?
Para atsana.
- It might. If we don't flip a coin. - Let's do something else.
Yazı-tura atmanın dışında başka bir şey daha var.
- Do you want to flip a coin?
- Yazı-tura atmak ister misin? - Hayır.
I'd rather flip a coin.
Yazı tura atmayı tercih ederim.
- We'll flip a coin.
- Yazı tura atalım.
Are we gonna flip a coin?
Yazı tura mı atacağız?
Well, I just have to flip a coin.
Yazı tura atayım.
You wanna flip a coin?
Yazı tura atalım mı?
Tell them to flip a coin. We've got to work together on this mission.
Yazı tura atsınlar, bu görevde birlikte çalışmak zorundayız.
Well, I suppose we'll just have to flip a coin to see which side we kill him on.
Sanırım hangi tarafta öldüreceğimize karar vermek için yazı tura atmamız gerekecek.
Why don't you just flip a coin, already.
Yazı tura atsanıza.
Do they flip a coin?
Yazı-Tura mı atıyorlar?
Yeah, they flip a coin.
Evet, Yazı-Tura atıyorlar.
Flip a coin?
Yazı tura mı atacaklar?
We can't start the game if we don't flip a coin.
Yazı-tura atışı yapmazsak maçı başlatamayız.
I mean, should we flip a coin or draw straws or- -?
Yani yazı tura mı atacağız ya da çöp mü çekeceğiz yoksa...?
Well, ladies and gentlemen, this is the last shot of the competition and at the request of Miss Bundy we will now flip a coin to see who goes first.
Bayanlar ve baylar, yarışmanın son turuna geçiyoruz ve bayan Bundy'nin ricası üzerine kimin ilk atışı yapacağını belirlemek için yazı tura atışı yapacağız.
Look, I'll flip a coin.
Yazı tura atalım.
Flip a coin, I win you let me go, you win you mangle me
Bozuk parayı fırlatıcağız. kazanırsam giderim, siz kazanırsanız beni parçalarsınız!
We could flip a coin.
Yazıtura atalım.
Then I flip a coin.
Sonra da yazı tura atarım.
Flip a coin?
Yazı turamı atarsın?
Maybe I should flip a coin!
Belki de yazı tura atmalıyım!
- All we can do is flip a coin.
- Yapabileceğimiz tek şey yazı-tura atmak.
But I'm not equipped to make that choice and if you're asking me to flip a coin, I just won't do it.
Ama ben bu seçimi yapacak donanıma sahip değilim ve eğer benden yazı tura atmamı istiyorsanız, bunu yapmayacağım.
- Can't we just flip a coin?
- Yazı-tura atsak?
We're gonna flip a coin, all right?
Yazı-tura atacağız. Tamam mı?
How about- - how about we flip a coin?
Peki, şuna ne dersin?
Flip a coin?
Yazı tura atalım mı? Yazı tura mı?
Flip a coin.
Yazı tura olsun.
I didn't force you to flip a coin.
Seni yazı tura atmaya zorlamadım!
- Or, I don't know, flip a coin.
Yanlış zamanda mı geldim?
- Why don't we just flip a coin?
Yazı tura atmaya ne dersin?
What, you'll flip a coin to decide?
Yazı turayla karar verseniz? Haydi, Yitzhak.
- You need to flip a coin for that?
- Yazı tura mı atacaksın? - Evet.
- Wanna flip a coin?
- Yazı tura atalım mı?
Why don't we just flip a coin?
Neden yazı tura atmıyoruz?
- Flip a coin.
- Yazı tura at.
For God's sake, Frasier, flip a coin.
Tanrı aşkına Frasier, yazı tura at.
Then flip a coin'cause I am staying so far out of this.
- Ama emin değilim. Yazı tura at o zaman. Bu konuya hiç karışmayacağım.
And sometimes I flip a coin.
Bazen de yazı tura atıyorum.
We'll flip a coin.
Yazı-tura atalım.
Justice is only a roll of the dice a flip of the coin, a turn of the wheel.
Yargı bir zar atmadır yazı tura oyunu, bir çark dönümü.
You know, with the flip of a coin, this could have been you in here.
Biliyorsun, bir yazı tura atışıyla burada ki sen de olabilirdin.
There's a flip side to that coin.
Olaya bir de öteki tarafından bak.
You're gonna flip a coin?
Niles, yazı tura mı atacaksın?
Another guy drives up a hill and he gets to still be doin'it, all over the flip ofa goddamn coin.
Diğeri tepeyi tırmanırken o hala aynı şeyi yapıyor.
You used to determine the fate of entire armies with the flip of a coin.
Eskiden koca bir ordunun kaderine yazı tura atar gibi karar verebilirdin.
Flip a coin.
Yazı tura at.
We might as well flip a coin.
En iyisi yazı tura atmak!