English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ F ] / For effort

For effort Çeviri Türkçe

721 parallel translation
"A" for effort.
Gayret için tam not.
Contempt for effort, for ambition, for anyone born less fortunate than yourself.
Çabayı küçümseme, hırsı küçümseme senden daha şanssız doğan herkesi küçümseme!
- For effort. - Oh, thank you.
- Teşekkür ederim.
You have to give it an E for effort
Bu çabası için ona E verirdim.
I thought I'd get an "A" for effort.
Uğraştığım için A verirsin diyordum.
But now, at this bright moment of victory... we relax to gather strength for the supreme effort... that will make this land forever ours.
Şimdiyse zaferin en ışıltılı anında bu vatanı sonsuza dek bizim yapacak o son darbe için gücümüzü toplamak adına dinleniyoruz.
Lady Penrose lived long enough to drag herself to the church and toll the bell in a frantic effort to call for help.
Bayan Penrose, kendisini kiliseye sürüklemesine ve yardım için çılgınca bir çabayla çanı çalmasına yetecek kadar uzun yaşadı.
If the money's gone, well, putting you away for 20 years... would be something to show for my time and effort.
Para yoksa, o zaman... seni 20 sene içeri tıkmak... harcadığım zaman ve emeğe karşılık olabilir.
You've put in some much effort that the government is now responsible for your charity!
hayırseverliğiniz için devletin şimdi sorumluluğunda... olandan fazla çaba ortaya koydunuz.
The fishermen bear all these expenses... while the wholesalers enrich themselves without effort... buying for nothing the fish that took such sweat to bring in.
Bütün masraf balıkçılara ait. Balıkçılara çok pahalıya mal olan şeyi toptancılar ucuza alıyorlar.
It took considerable effort for them to mask their excitement
Heyecanlarını gizlemeleri oldukça zahmetli olmuştu.
Thank you for making the effort.
Zahmetiniz için teşekkürler.
This effort began six months ago in Portoverto, where we were all to board the ship for Africa.
Bu girişim, altı ay önce Afrika'ya giden gemiye bindiğimiz Portoverto'da başladı.
All for nothing, all this effort - we risked jail!
Hepsi boşa gitti, bunca çaba, hapse girmeyi göze aldık!
I'm so tired it's an effort for me to say I'm tired.
O kadar yorgunum ki, yorgun olduğumu söylemek bile çok yorucu.
There's always cabs for playboys, but here we are essential to the war effort and -
Çapkınlar için hep taksi bulunur. Ama savaş için zorunlu olan bizler- -
William, it's all very well for you to act like a peasant in front of me, but please make an effort to hide it from...
William, benim huzurumda bir köylü gibi hareket etmen senin için iyi olabilir fakat lütfen onu... den gizlemek için çaba göster.
You know what an effort that is for him.
Bildiğiniz gibi bütün çabası bu.
Won't you make one more effort for God?
Tanrı için son bir çaba daha göstermez misin?
And the effort not to touch it, that's bad for you.
Ve ona dokunmamak için harcadığın çaba da, senin zararına.
Have you really made an effort to go for a sightseeing?
Gezmeyi hiç düşündünüz mü?
I don't even think about it. lt's just... I get so tired of Him getting credit for all the things the human race achieves through its own stubborn effort.
Bu aklımdan bile geçmez. İnsanlığın azimli çabası ile başardığı her şeyin O'na addedilmesinden bıktım.
Carrying a petition for clemency, Elizabeth Stroud doggedly haunted the offices of Washington officials, in an effort to gain an audience with the president of the United States.
Af dilekçeleri verdi Elizabeth Stroud, Birleşik Devletler başkanıyla bir görüşme sağlamak için Washington'daki memurların pek de tekin olmayan ofislerine ziyaretlerde bulundu. "
- Don't make any effort for itself.
- Bir şey istersen kendin al.
Motome no doubt wished to explain the situation to me, make whatever last effort he could for his son before turning all further care over to me, and then return here to the House of Iyi.
Motome hiç şüphe yok ki durumu bana anlatmak istemiş ve yapılabilecek diğer şeyleri bana bırakıp Iyi evine dönmeden önce oğluna yapabileceği son şey için uğraşmak istemişti.
And, who knows, with a bit more style, and more strategy, and, of course, effort, you might win that cup for us, eh?
Ve kim bilir, belki stil ve stratejini biraz daha geliştirip, daha çaba gösterirsen, o kupayı bize kazanabilirsin ha?
We're making every reasonable effort at this point. To keep from interfering unnecessarily with the normal pattern of your life. For instance...
Davanın normal hayatınızı etkilememesi için her türlü önlemi alıyoruz.
They're all so poor, so much effort for so little money.
Bunların hepsi çulsuzmuş. Bu kadarcık para için çok zahmet çektik.
Now, my young man, if this is your idea of revenge for that tie, then I think it a pretty poor effort.
Delikanlı, bunu kravatının öcünü almak için yapıyorsan bu çok zayıf bir çaba.
We ensure information given to the press corps is good for the war effort and for the Navy.
Basın heyetine verilen bilginin, savaş için de Donanma için de iyi olmasını sağlarız.
Certainly I have great appreciation for your noble effort... and your interest to save thousands of lives... but excuse me if I seem to be concerned for my own life.
Milyonlarca hayatı kurtarma merakınızı ve asil çabanızı hiç şüphesiz takdir ediyorum ancak kendi hayatımdan endişeli görünüyorsam bağışlayın beni.
Whatever they are, the Germans aren't making all this effort for our benefit.
Bunlar her neyse, Almanların bu kadar çabayı bizim iyiliğimiz için sarf etmediği kesin.
... this diagram may in the future become the basis for developing an antigravitational field in which a man might be able to lift the heaviest objects without effort.
Bu formüller gelecekte araştırmalarınızın temelini oluşturacak. Ağırlıksız alan sayesinde insanlar en ağır yükleri bile... hiç zorlanmadan kaldıracaklar. Belki ütopik, belki hayal...
It's substituting an effort of the imagination for an examination of real objects To say something, to try to say something... Perhaps they are manifestations of the nervous and muscular systems
Bu değişken hayal gücünün gerçek nesneleri yorumlamaya çalışması bir şey söylemek, bir şey söylemeye çalışmak belki de sinir ve kas sisteminin belirtilerinden birisi.
I had to hold back this hand for over an hour... and that's a tremendous effort for a Mediterranean.
Bir saattir bu elimi tutmaya çalışıyorum. Ve bu bir Akdenizli için çok zorlu bir iştir.
- So much effort just for me? !
- Benim için çok gereksiz bir çaba değil mi?
Such an effort for a commoner is unbelievable.
Basit bir adam için böyle bir çaba, inanılmaz.
It was all the more awful in that the Germans, in an effort to block and ruin the roads for the soldiers didn't hesitate in bombing these columns of refugees.
Askerlerin yollarını kapatma ve tahrip etme çabalarıyla Almanların bu mülteci selini bombalamakta tereddüt etmemesi çok daha korkunçtu.
For years, we here in the united states have been working on that problem until now it's been our most closely guarded secret involving great effort and vast expenditure.
Amerika'da yıllardır bu sorun üzerinde çalışıyoruz. Muazzam bir masraf ve çok büyük çaba gerektirmiş ve çok sıkı bir şekilde korunan en büyük sırrımız üzerinde çalışıyoruz.
Over the past few days, the police and special agents of the FBI have discovered that the explosion emanated from the laundry room, and are even now sifting through the rubble in an effort to determine the cause or causes or person or persons responsible for this truly horrible holocaust.
Geçen birkaç gün içinde polis ve FBI patlamanın çamaşırhaneden geldiğini buldular ve molozları inceleyerek bu gerçekten korkunç faciaya sebep olan nedenleri veya kişi veya kişileri belirlemek için çaba sarfediyorlar.
You let me do all the effort for some colored marbles.
Birkaç renkli mermer için Bana her şeyi yaptırdın
... but towards the end, he was paroled to help with the American war effort, so for six months he's worked in my pastry shop.
... Amerikan savaşına katkılarından ötürü serbest bırakıldı. Altı ay pastanemde çalıştı.
E the main idea it was that alone it would be possible if we created a nation with team spirit, with solidarity, and all making the same effort, instead of fighting due the small differences of opinion, to the external politics and the social politics, and there for ahead.
Fikirlerinin temelinde ise, bu durumdan çıkışın tek yolunun iç ve dış politikada farklı görüş ve hizipleşmeler yerine birlik ve dayanışma ruhu içinde hareket ederek taşın altına hep beraber elimizi koymak yatıyordu.
I ask you to excuse grievous faults and errors in me for to understand this new language, this new land occupies my time with great effort.
Sizden hatalarımı affetmenizi rica ediyorum çünkü bu dili öğrenmek, bu ülkeyi tanımak çok zamanımı almakta.
First you attack me for not trying and later for making the effort.
Önce hiç çaba göstermediğim için suçluyorsun, sonra da elimden geleni yaptığım için.
Using great presence of mind, we rushed the nose to our closest delta laboratory, which is here, where, through massive biochemical effort, it has been kept alive for nearly a year.
Bütün imkanlarımızı kullanarak burnu en yakın Delta laboratuvarına yani buraya yetiştirdik. Bütün biyokimyasal teknolojileri kullanarak bir senedir onu canlı tutmayı başardık.
I think the British were very slow to realise that the main effort for war in Europe lay with the Americans.
Zannederim İngilizler savaşın asıl yükünün Amerikalıların omuzlarında olduğunu anlamakta geciktiler.
This is the last and decisive lap, and a final maximum effort is called for.
Bu, her şeyin belli olacağı son tur. Son kozlarını oynayacaklar.
From now on I want things tidy, and to achieve that, it's necessary for all of you to make an effort.
Şu andan itibaren toplu bir ev istiyorum. Bu yüzden hepinizin bir çaba göstermesi gerekiyor.
To contribute with your own means to the military effort for the triumph of National Socialism of Germany.
Kendi isteğinizle Almanya'nın Nasyonal Sosyalist zaferinin... ordu gücüne katkıda bulunmanızı.
Thank you for your effort.
... Çabaların için teşekkürler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]