English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ G ] / Get cozy

Get cozy Çeviri Türkçe

95 parallel translation
Get cozy
Rahatlayın
Didn't take you two long to get cozy, did it?
Kaynaşmanız pek uzun sürmemiş, değil mi?
I'll get cozy with your parole officer.
Bu arada tahliye memurunla dost olurum.
- Get cozy and play happy family?
- Sinemaya gidebiliriz
But I also get the feeling that... "since he's meeting her after many days, they'll get cozy" It'll all be settled.
sanırım kavga çıkacak öyle hissediyorum günlerdir görüşmediklerine göre belki sakin olurlar her şey hallolacak, güven bana
But to have a woman to cook, to make coffee... to cuddle up with, to get cozy and get it on...
Fakat kahve yapması için, yemek pişirmesi için, yemek pişirmesi için bir kadına sahip olmak... Sarılmak için, ısınmak için ve yatmak için...
"A woman to cuddle up with, to get cozy and get it on..."
Sarınılacak, sıcaklığını hissettirecek ve yatılacak bir kadının ki gibi... "
Well, since she's having a baby, I thought I'd take her to a place that kids and girls like, so I figured I'd start the date off at an amusement park and we'd go on a ride on the "lightning whip". I'm gonna take her horseback riding up to this overlook, and then we're gonna get cozy and drink a little Bingo-Bango.
şey, o bir bebek taşıdığından beri, onu kızların ve çocukların seveceği bir yere götürmeyi düşünüyordum, o yüzden randevuya lunaparkla başlamanın iyi olacağını düşündüm ve "Yıldırım kırbacı" na binebiliriz diye onu ata binmeye götüreceğim, ve sonra biz daha samimi olacağız
No.It means we're going to get cozy, have a nice family gathering... plus one.
- Hayır. Yani samimileşip güzel bir aile gecesi geçireceğiz misafirimizle birlikte.
Now I think we let the Stivilettos stew In their own filth for a couple of days, Get cozy with the thought of being off our radar,
Bence, bırakalım Stivilettolar kendi pisliklerinde birkaç gün pişsin onların peşinde olmadığımızı düşünüp rahatlasınlar biz de bu sırada, hata yaptıklarında onları enseleyebilmek için hazırlık yapalım.
Get cozy, drink lots of water, and get plenty of rest, okay?
Biraz rahatla bol su iç ve günün geri kalanında dinlen, tamam mı?
Tell me. Get cozy with the Irish mob, try and connect their illegal activities to Alderman Gibbons or other downtown politicians and not die in the process.
İrlanda çetesiyle yakınlık kurmak yasa dışı işlerini meclis azası Gibbons'la ya da diğer siyasilerle ilişkilendirmek ve bu sırada ölmemek.
Hmm. Get cozy, Linden.
Rahat ol, Linden.
'When elder get cozy, younger don't put nosy.'
'Buyukler konusurken kucukler araya girmez.'
"When elder get cozy, younger don't put nosy."
"Buyukler konusurken kucukler sessiz olmali."
Anarchists don't get cozy, but you'll find a way.
Bu anarşistler ahbap çavuş ilişkisine de karşıdır.
You want to get me out of Holland in some cozy workers'paradise... where you can keep me safe and warm.
Beni Hollanda'dan çıkarıp, güvende ve sıcak tutabileceğin rahat işçilerin cennetine yollamak istiyorsun. Bunu istemiyorum.
Let's get real cozy.
Bir araya gelelim.
Yes, sir, when Mr. Shush accepts your buckwheats paper, it's time to kiss the day good-bye and get real cozy with the notion of eternity.
Evet efendim. Bay Shhh bu kağıtları kabul etti ve veda etti. Uzun yolculuğuna gitti.
But don't get too cozy.
Ama çok samimi olmayın.
Get a little cozy, a little sexy here.
Tamam şimdi biraz daha seksi ve sıcak durun millet.
I didn't mention work or lubricants or anything like that because I didn't want him to think I was using... the subject of religion to cozy up to him, to get him to sign some contract.
Kayganlaştırıcılar ya da öyle başka şeylerden bahsetmedim... çünkü din konusunu... ona bir sözleşme imzalatmak için bir yakınlaşma bahanesi olarak kullandığımı düşünmesini istemedim.
Let's get you cozy, cozy, toasty, toasty.
Haydi hemen yorganın altına girelim.
Gonna get the shit cozy.
Orada rahata erersin.
So don't get too cozy.
Yani çok rahatlama.
Don't get too cozy here. We're still at war, remember that.
Çok rahat olma, unutma hala savaştayız.
First, we have to get this place into shape, so we can have a nice, cozy, clean evening.
İlk önce burayı bir hale yola koyalım da hoş, sıcak, temiz bir akşam geçirelim.
Don't get all cozy with me, Wilma!
Bana yakın durma, Wilma!
He'd go into towns, cozy up to the locals and get them to turn over Jews in hiding.
Şehirlere gidip, yerel halka yanaşıp saklanan Yahudileri ele verdirtiyormuş.
You don't give a shit. You get your lousy two bits, you're nice and cozy with that.
Hayır ama, senin umurunda değil hiç, kendi işini kendi görüyorsun, cool takılıyorsun, senin işin her şey süper.
You're sick and get you a beautiful widower pharmacist but still can't cozy up to you.
Ne demek bana ne? Hem hastasın hem sana lokum gibi dul bir eczacı buluyorum, gene de yaranamıyorum.
Just, uh.. ... how cozy did you two get while I was away?
Ben yokken siz ne kadar samimi oldunuz?
I mean, is my resemblance to Dr. Phil making you hot, bothered, bewildered, and juicy? 'Cause if it is, Bonnie, we can find a cozy little place, and we can get really acquainted.
Demek istediğim, Dr. Phil'e olan benzerliğim... Eğer öyleyse Bonnie, küçük ve rahat bir yer bulabiliriz,... ve gerçek manasıyla tanışabiliriz.
Let's get nice and cozy.
Güzel ve rahat olalım.
Don't get too cozy with your new friends, we've got a night shoot.
Yeni arkadaşlarınla çok takılma, daha gece çekimimiz var.
It's gonna get really cozy.
Çok konforlu.
I want to get tiny fitted sheets for this burger, and just crawl into this bun, get all cozy, and die there.
Bu hamburger için onun ölçülerinde minik çarşaflar alıp, ekmeğinin içine kıvrılmak, ve ısınıp orada ölmek istiyorum. Aman Tanrım!
Get a nice suite, go skiing, cozy up by the fire, And talk about your future together.
Güzel bir oda tutun, kaymaya gidin, ateşin önünde rahatınıza bakın ve birlikte kuracağınız geleceğinizden bahsedin.
We're gonna get you back to Tyson And your cozy tiger bed
Seni Tyson'a ve o sicak rahat yatagina geri götürecegiz
- Look cozy. - When will you get married?
Düğün tarihi olarak ne düşünüyorsunuz?
You look cozy over there.Can I get you anything else?
Keyfin gıcır görünüyor. Benden istediğin bir şey var mı?
Don't get to cozy playing CIA.
CIA'i oynamak o kadar da kolay değil.
We do a little taste now, and if we all get comfy and cozy later, then we can step it up to the next level on the next order, June bug.
Şu an biraz tadına bakıyoruz ve sonra hepimiz konforlu ve rahat olursak bundan sonra, June Bug'ın bulunduğu, bir üst sınıfa, üst seviyeye çıkabiliriz.
Don't get too cozy with'em.
Çok fazla samimi olma.
I tried to get something cozy, but all they had was a six-seater. Oh.
Daha samimi bir şey istemiştim ; ancak ancak ellerinde yalnızca 6 kişilik olanlar varmış.
Let's get you cozy.
Üstünü örtelim.
Okay, right, and then get Salazar to come out of his cozy little office and fix things.
Salazar da bürosundan çıkıp her şeyi düzeltir.
Excellent, be blessed Mr.Hadj, inshAllah you get a cozy place in Heaven.
Çok güzel, mübarek olsun. Hacı bey, İnşAllah, Allah, Cennet'inde güzel bir yer nasip etsin.
Well, I watched you get all cozy with our suspect.
Şüpheliyle olan samimi görüşmeni izledim.
It's gonna get real cozy real fast in here.
Hemen de aile olduk.
Your only option is to get in this vomit-green, cozy, dry pickup.
Tek seçeneğin... bu kusmuk yeşili, sıcacık, kuru kamyonete binmek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]