Got him Çeviri Türkçe
28,524 parallel translation
I almost got him twice.
İki kere son anda elimden kaçtı.
Great, so we got him trapped.
- Harika, o zaman kapana kısıldı.
We got him.
Bulduk.
I got him.
Ben hallettim
I got him.
Yakaladım.
I got him!
Yakaladım!
Well, they've got him working triple shifts at the hospital these days.
- Bu günlerde hastanede üç vardiya çalışıyor.
Last night, I got him to sleep... somehow, and I slept beside him, holding him.
Dün gece onu uyuttum. Bir şekilde. Sarılarak yanında yattım.
So we got him.
- Onu yakaladık yani.
I got him!
- Yakaladım onu! Collins elimde!
Got him?
- Sen halleder misin?
Got him.
Buldum.
Got him.
Onu buldum.
Got him?
Tuttun mu?
- You got him?
- Onu tuttun mu?
She... she got him involved in that crazy cult.
O kadın... O kadın, Jason'ı o çılgın tarikata sokan kişiydi.
Guys, I got him.
Çocuklar, onu buldum.
He's got him there.
Sıkıştırdı.
I threw a rager, and I got him so drunk, he passed out.
Öfkemi kustum, ve onu sarhoş halde sızmışken buldum.
So you got him... it's over.
- Yakaladınız yani onu.
You got to make him want to talk to you.
Seninle görüşmeyi istemesini sağlaman gerek.
There's got to be something on board this tub to get him back on his feet.
Burada onu iyileştirecek bir şeyler olmalı.
No, I got to go after him.
Hayır, peşinden gitmeliyim.
We got to help him.
- Ona yardım etmeliyiz.
It's also got about a dozen men making sure nobody gets close to him.
Ayrıca kimse yanına yaklaşamasın diye bir düzine de adamı var.
- We got to send him home.
- Onu evine göndermeliyiz.
She's got speed, and now she wants to be a hero just like him.
Hızı oldu. Şimdi de onun gibi kahraman olmak istiyor.
Him, I got to be a little more nuanced. Huh.
- Onunla konuşurken biraz daha titiz olmam gerekiyor.
I'm just saying that because of him, the police department has got lethargic.
Demek istediğim şey, Flash yüzünden polisler uyuşuklaşmaya başladı.
You got to talk to him about that.
Bu konuda konuşmalısınız.
Based on forensics, the Green Arrow's either as fast as the Flash, or he's got a new team behind him.
Adli sonuçlara göre, ya Green Arrow Flash kadar hızlı ya da arkasında destekleyen yeni bir ekip var.
We got to put him down.
Onu durdurmalıyız.
We've got to go back for him.
Onun için geri dönmeliyiz.
We got to put him down. Go!
Onu indirmeliyiz.
Oliver made me promise that if we got our location on Rene I would only share it with him.
Ama Oliver, Rene'nin yerini öğrenirsek sadece ona söylemem konusunda söz verdirdi.
I've got him.
Buldum onu.
Just got to get a bead on him.
Ona nişan almam lazım.
Travis didn't come to the meeting because I got in his face and chased him off.
Travis toplantıya gelmedi çünkü yüzüne patlayıp kaçırdım onu.
We got any leads on him yet?
Onunla ilgili ipucu bulduk mu?
Whoever did this must have got the jump on him.
Kim yaptıysa onu gafil avlamış.
Great, but I thought you said you got a clear picture of him.
Harika ama elinde adamın yüzünü net gösteren bir kare var demiştin.
Duke, who's he got with him?
- Duke, yanındaki kim?
We got to let him go.
Mecburuz.
We got to let him go.
Gitmesine izin vermek zorundayız.
Yeah, we have to assume the cops got to him.
Evet, polise yakalandığını varsaymalıyız.
Call Max, tell him we got another body.
Max'i ara, bir ceset daha bulduğumuzu söyle
Well, we'll just have to see what Brigante's got to say when we catch up with him.
Yakaladığımızda Brigante'nin söyleyeceklerini beklemekten başka çaremiz kalmadı demek.
LokSat must've discovered that Caleb betrayed him and then got wind of us.
Loksat, Caleb'in ona ihanet ettiğini anlamış olmalı Ve böylece bizden haberdar oldu.
I'll let him know he's got the job.
- İşi aldığını ona söylerim.
I'm just saying, you got to let him make his own mistakes.
Sadece şunu söylüyorum, kendi hatalarını yapmasına izin vermelisin.
Well, I just... I got a call from his doctor, and, uh, apparently Nick asked when you were coming to visit him again.
Doktorundan bir telefon aldım ve açıkcası Nick onu tekrar ne zaman görmeye geleceğini sormuş.