Got it right here Çeviri Türkçe
598 parallel translation
I got it right here. There ya are.
İşte burada.
I've got it right here.
Hepsi burada.
I got it right here.
Bakalım ne yazıyor.
How about my army discharge? I got it right here.
Tezkeremi göstersem olur mu?
You've got it right here.
Hem de burada. - Evet.
Yeah. I got it right here.
- Nereden başlayayım?
Yes, I've got it right here.
- Bende var.
- I got it right here.
- Burada.
I got it right here, but what's the pitch?
Para yanımda ama karşılığı nedir?
I've got it right here.
İşte tam burada.
Yeah, I got it right here.
Evet, tam şurada idi.
You got it right here on your side.
Kanun tam yanınızda duruyor.
I got it right here in Cheyenne.
O emri Cheyenne'de çıkardım.
I got it right here.
Hemen oraya bağlanıyorum.
I got it right here.
Tam olarak elimde.
I've got it right here.
Şimdi yanımda.
I've got it right here.
Yazı yanımda.
I got it right here on my desk.
Tam da masamda duruyor.
Hang on, I've got it right here.
Bekle. Burada.
- I've got it right here.
- Doğru yere geldim.
I've got it right here.
Hemen yanımda.
- Yeah, sure. I got it right here.
- Evet, kayıtlarda var.
I've got it right here.
Getireceğim.
Well, I got it right here.
Şey, tam şuraya koymuştum.
I got it right here in my pocket.
Tam burada cebimde duruyor.
I got it right here.
Tamam, buradaymış.
I got it right here.
Altin burada.
I got it right here.
Hepsi avcumun içinde.
I've got it right here in front of me.
Tam önümde duruyor.
I got it right here.
Tam şuraya yazmıştım.
Well, if Pete wants you here, it's got to be all right with me.
Şey, gelmeni Pete istemişse, bana laf düşmez.
I got it right here.
İşte şuracıkta.
And I've got the rest of it right here in my pocket.
Kalan 26 doları kazandım.
- Hop it, both of you. - We've got a right to stay here as long as we like.
- İstediğimiz kadar kalabiliriz.
I've got it... right here.
Bende... işte burada.
No, I haven't got the currency right here in my hands but it's promised by an unimpeachable source.
Hayır, şu an elimde olan bir şey yok... Ama güvenilir bir kaynaktan alınmış sözüm var.
You've got the best man for it right here on this lot. Alan Ladd.
En iyi adam elinin altında, Alan Ladd.
And we got a base of fire right here in the town, if we need it.
Sonra kasabaya iki koldan girer ve gerekirse kasabayı top ateşine tutarız.
I'll explain it all to you later, but right now we've got to get out of here.
Sana sonra her şeyi açıklayacağım ama hemen şimdi buradan gitmek zorundayız.
It's good. I know you've got to slosh this around in here a little bit and get the dribble off and give it right back to you.
Bunu biraz burada yıkayıp suyunu iyice akıtıp şimdi de size ikram edeceğim.
Look, I've got the figures right here to prove it.
Bak, onu kanıtlayacak rakamlar tam burada.
I want you all right here when he pulls whatever it is he's got in mind.
Sizlerin burada sağ kalmanızı istiyorum. Onun istediklerini gerçekleştirmeyin.
I got it made right here.
Ben burada iyiyim.
Well, I still got it, no thanks to you. And right up here on top where it counts.
Pekala, teşekküre gerek yok, ve buraya gelip onu sayabilirsin.
Matter of fact, I've got a copy of it right here.
Hatta bir kopyası da yanımda.
"These kids are a bunch ofbums." Then I finally found out when I got down here... that, goddamn it, the kids are right.
"Bu çocukların hepsi aylak." Sonra oraya gittiğimde çocukların haklı olduğunu gördüm.
It's got to be this building right here to the right of us.
Tam şu sağımızdaki bina olmalı.
Left side of the audience, stage right here that wants to be fed has got to slowly move it through the forest to the Hog Farm where we've got about seventeen lines going, uh, to serve with.
Sol taraftaki seyirciler, bize göre sağdakiler, yiyecek isteyenler... yavaşça ağaçların arasından geçip, Hog Farmers'ta sıraya girsinler, orada onlara 17 koldan servis verilecek.
I've got it under control right here, but I can't find it.
Her şey kontrolüm altında ama bulamıyorum bir türlü.
I've got to know certain things that happened here on that night, and you've got to tell me exactly as it happened, all right?
O gece burada olan bazı şeyleri bilmeliyim, ve siz bana olanı tam olduğu gibi anlatmalısınız, tamam mı?
Joe, I got it right here.
Para burada.