Handling Çeviri Türkçe
3,084 parallel translation
Mayor Dinkins'handling of the Black on Jewish Crown Heights rioting hurt him.
Belediye Başkanı Dinkins'in Yahudi bölgesi Crown Heights'ta siyahların çıkardığı olaylardaki tavrı ona zarar verdi.
The judge handling the review of the Central Park jogger case has just ruled in the last hour that those convictions against the five young men must be set aside.
Central Park koşucu davasının yeniden değerlendirilmesiyle ilgilenen hakim son bir saat içerisinde verdiği kararla beş genç hakkında verilen hükümleri kaldırdı.
I'd say sleeping with my brother's girlfriend and my childhood enemy while I was off talking to your parents about how to help you is not "handling things right"!
Ben sana nasıl yardım ederim diye ailenle konuşurken... senin, kardeşimin sevgilisi ve benim çocukluk düşmanımla yatman hiç de "doğru bir davranış" olmadı!
Oh, you mean she's not handling surveillance and communications?
İletişim ile gözetleme işini ona yıkmadınız mı demeye getiriyorsun?
DCI Gates's relationship with Jackie Laverty clearly affected his handling of the hit-and-run.
Baş Komiser Gates'in, Jackie Laverty ile olan ilişkisinin vur kaç soruşturmasıyla ilgilenmesini etkilediği apaçık belli.
I'm handling a triple murder.
Üçlü cinayeti araştırıyorum.
I'm talking about handling them.
Halletmekten bahsediyorum.
And interesting, because my boss is handling the Neel Cody adoption for the Fieldings.
- Ve ilginç, çünkü patronum, Fielding'lerin Neel Cody'i evlat edinme işine bakıyor.
It's just that we have a hard enough time handling three kids.
Üç çocuğa bakmakla yeteri kadar zaman kaybettiğimizi düşünüyordum.
I've gotta say, you're handling this baby thing better than I would've expected.
Bebek meselesini sandığımdan iyi karşıladın.
And I will not let you put that at risk by man-handling...
Bunu tehlikeye atmana izin veremem. Yoksa...
You were right, I was handling too much for myself, and I did need your help, so thanks.
Haklıydınız, tek başıma uğraşmak için fazlaydı ve yardımınız lazımdı, o yüzden teşekkürler.
Nightbird is handling the missing trophy.
- Gece Kuşu kayıp kupa ile ilgileniyor. - Harika.
Midge was handling the new Cheytac M200s.
Midge yeni Cheytac M200s ile ilgileniyordu.
I am. You don't worry about me. I'm handling it.
Beni merak etme, başımın çaresine bakıyorum.
Either he really likes you, or you've been handling class four explosives.
Ya sizden hoşlanır ya da şu anda okşadığınız şey dördüncü sınıf patlayıcı olur.
Fine with me. Do tell me, does handling sausages with your bare hands scare you?
Söylesenize, sosislere çıplak elle dokunmak sizi korkutuyor mu?
I will start handling everything.
Ben her şeyi hallederim.
I was busy handling a personal issue that I would rather not discuss.
Anlatmayı tercih etmediğim bazı özel işlerim vardı.
The aftermath got dumped on him, and the way he's been handling it is just so- -
Felaket onu vurdu ve onun üstesinden gelme şekli çok -
I'm handling the situation, but I appreciate your discretion in the matter.
Bu konuyu hallediyorum ama duyarlılığın için teşekkürler.
It wouldn't do to have a terrorist handling our finances, would it?
Bir teröristin paramızı idare etmesi hoş olmaz, değil mi?
Sorry, but do you remember if anybody disagreed with the handling of the case?
Özür dilerim ama bunu bilmemiz çok önemli. Davanın kapanış şeklinden hoşnutsuz olan birini hatırlıyor musunuz?
No, any uncertainty or doubt about the handling of the case, will be cleared up. That's my responsibility.
Bu olayın ele alınışı konusunda hiç şüphe kalmamasını sağlayacağım.
The Prime Minister has rushed back to Christiansburg, after once again denying all criticism of the government's handling of the case.
Başbakan aceleyle Christiansborg'a döndü. Günün erken saatlerinde davanın ele alınışıyla ilgili muhalefetin eleştirilerini bir kez daha reddetti.
The Commissioner has requested an inquiry into the handling of the Zeuthen kidnapping.
- Selam. - Muhtemelen biliyorsun Müdür, Zeuthen olayının ele alınışı konusunda soruşturma açılmasını istedi.
Unfortunately your handling of the kidnapping seems to have been misjudged. I did the obvious.
Ne yazık ki kaçırılma olayını yönetirken kötü kararlar almış gibi görünüyorsunuz.
From your relationship with Rosa Lebech and a jilted ex-husband, who leaks confidential material, to the handling of the Zeuthen case.
Rosa Lebech'le olan ilişkin ve Adalet Bakanlığından gizli bilgiler sızdırdığından şüphelenilen eski kocasından Zeuthen davasının ele alınışına kadar her şey sorun.
I thought we agreed that I was handling this.
Bunu halletmek konusunda anlaştığımızı düşünmüştüm.
We're handling it.
Hallediyoruz su an.
I mean, the point is that you're handling all this well.
Yani demek istediğim iyi idare ediyorsun.
You seem to be handling it very well.
- Gayet iyi başa çıkıyor görünüyorsun.
He doesn't say anything, because I'm handling this.
Hiçbir şey söylemiyor çünkü ben hallediyorum bunu.
Look, Your dad's been really nervous About how you're handling this whole wedding thing.
- Bak, baban bütün bu düğün işini nasıl idare edeceğin konusunda gerçekten çok endişeleniyor.
Dad was in charge of handling any looters, mutants or aliens.
Babam, her türlü çapulcu, mutant ya da uzaylıyla ilgilenecekti.
The notion of an intern handling my patients is the best way I can think of to ruin a perfectly good Mai Tai.
Mükemmel Mai Tai'mi mahvetmek için hastalarıma bir stajyerin baktığı düşüncesinden daha iyisini düşünemiyorum.
Well, you know, a lot of people have more difficulty handling happiness than trouble.
Biliyorsun bir çok insan, sorunlarla kolayca baş edebilirken mutlulukla edemez.
I am handling this!
Bununla ben ilgilenirim!
He recently came into a lot of money and he's not really handling it well.
Eline birdenbire büyük paralar geçti ve bunu nasıl idare edeceğini bilmiyor.
Not handling it well?
İyi idare etmek mi?
The impasto is a caricature of Monet's actual brush handling, which was infinitely more subtle.
Monet'nin gerçek fırça kullanma biçimi koyu boya vurma usulü ile karikatürize edilmiş. Ki bu son derece kurnazca.
Now... this will require some delicate handling.
Şimdi bu nazikçe halledilmeli.
And he's not handling it as good as the rest of us are.
Bizim gibi üstesinden gelemiyor.
You mustn't drink while you're handling it, and no writing in it.
Kitabi tutarken içki içmemelisin ve kitaba yazmamalısın.
Brother just handling his business.
O artık iyi aile babası.
I will be handling your discharge when the time comes.
Zamanı geldiğinde serbest bırakılmanla ben ilgileneceğim.
if you think I'm handling this better, then I'm worried about you.
İyi idare ettiğimi düşünüyorsan şimdi ben senin için endişelenmeye başladım.
It can be dealt with, I'm good at handling the press.
Üstesinden gelebilirim, basını kullanmada iyiyimdir.
This special investigation was not only to check the illegal handling of the charity fund, but to investigate the corruption of the people involved in that incident.
Bu dava sadece şirket içinde yapılan yolsuzluk değil bu yolsuzluğa çanak tutan şahısların soruşturulmasını da kapsıyor.
Means we were handling it. Yeah.
- İlgileniyorduk demek.
Well, now we're handling it.
- Evet. - Artık biz ilgileniyoruz.