Has a name Çeviri Türkçe
1,111 parallel translation
Him has a name.
Onun bir ismi var.
The law has a name for what you people are planning.
Bu yaptığınızın bir ismi var.
Every Good Guy has a name all his own, so he can be your very own best friend.
Her İyi Arkadaşın kendi ismi vardır,... yani size özel bir en iyi arkadaş olacaktır.
Because my amigo, my amigo... I love him very much, and also has a name with...
Çünkü benim arkadaşım,... onu çok seviyorum,... onun adı da şeyle başlıyor...
o it has a name.
Demek ismi bu.
Marshall has a name.
Marshall'ın bir adı var.
She has a name!
Onun bir adı var!
Frank. He has a name.
Adı Frank.
- You know he has a name?
- Bir adı olduğunu biliyor musun?
- It has a name or something?
- Bir adı filan var mı?
And now this can be a code name Brainstorm which has been a secret project for the computer for weeks.
Ve şu Beyin Fırtınası bir kod adı olabilir. Gizli bir proje olarak haftalarca bilgisayardaymış.
In the name of all the women who have found refuge consolation and fun within these walls Yolanda Bell, accompanied by us is going to delight us with a lovely song in homage to that woman who has given herself, body and soul to our redeeming work.
Bizimle birlikte, bu duvarlar içerisinde bir teselli ve eğlence sığınağı bulmuş kadınlar namına. Bütün kadınlar namına Yolanda Bell, günah ve Şeytan'dan kurtarma çabamıza kendini bedenini ve ruhunu adamış şu kadına karşı hürmet içerisinde güzel bir şarkıyla bizleri sevindirecek.
- He has a name, though.
- Onun bir adı var.
In the name of your extraordinary humanity I would like to ask for a few words of comfort, of hope for those who live without knowing what fate has in store for us and feel threatened by the international situation
Olağandışı insanlığınız için sormak isterim Rahatlık ve umut için bir kaç kelime isterim Kaderin bizim için ne getireceğini bilmeyenler için... ve uluslararası durumdan dolayı tehdit edilenler için...
Special K. Any good dancer has a street name.
Özel K. Her iyi dansçının sokak adı vardır.
Has it got a name?
Adı var mı?
His name has slipped my memory for a moment.
İsmi bir anda aklımdan gitti.
He has to give me a new name.
Bana yeni bir isim vermeli.
It is known that Mr. Oldacre received a visitor last night, and the stick has been identified as belonging to that person, a young London solicitor, by the name of John Hector McFarland. "
Bilindiği üzere Bay Oldacre dün gece bir ziyaretçiyi konuk etti ve bastonun ziyaretçiye yani genç Londra avukatı John Hector McFarland'a ait olduğu belirlendi. "
We have a name and a picture while he has the watch.
Bizim elimizde ismi ve resmi var, onun elinde ise saat.
He has beaten the veterans this year and made quite a name for himself.
Eski toprakları yendi ve kendine iyi bir isim yaptı.
Around 7 : 00, Carlotta Adams leaves her flat, taking a taxi to an obscure hotel in a remote part of the city, where she has been instructed to register under an assumed name.
Saat 19 : 00'da Carlotta Adams dairesinden çıkar. Kentin uzağında bulunan gösterişsiz bir otele gitmek üzere bir taksiye biner. Otelde sahte isimle kayıt yaptırması talimatı verilir.
- Yes, and now that sorry, I've forgotten your name, has returned and the court smells of fish I've half a mind to set off this afternoon.
- Evet, ve şimdi de pardon, ismini unutmuştum, geri döndün, saray balık kokmaya başladı, ben de öğleden sonra yola çıkmaya karar verdim.
A head, which this time has no name.
- Cesedin henüz ismi bilinmiyor. - Ben ismini biliyorum.
Just lie there and whimper... but if one can't read Aspasia's name, one has to show a little respect.
Sadece orada uzan ve sızlan. Eğer biri Aspasia'nın adını okuyamıyorsa, biraz saygı göstermek zorundadır.
He has some kind of a foreign name.
Adı, yabancı bir ad gibi...
A man has the right to change his name to whatever he wants to change it to.
Bir adam, ismini istediği isime değiştirmekte serbesttir.
... to try to fill the shoes of a man... who has made therapy a household name.
... bir adamın yerini doldurmaya çalışmak... ki o adam terapide isim yapmış biridir.
Well, any man with such a strong name and strong body... Probably has exactly what I need.
Şey, güçlü bir ismi ve güçlü bir vücudu olan bir erkek muhtemelen tam ihtiyacım olan şeye sahiptir.
Hey, hey. I hear Ben Loy has got a new name.
Ben Loy'un yeni bir ismi varmış.
May almighty God, Father of our Lord Jesus Christ, who has given you a new birth through the water and the Holy Spirit and forgiven all your sins, anoint you with the chrism of salvation in the name of Christ Jesus our Lord,
Efendimiz İsa Mesih'in babası yüce Tanrı sana su ve kutsal ruh aracılığıyla yeni bir doğum verdi ve bütün günahlarını bağışladı. Seni efendimiz İsa Mesih gibi kurtuluşun kutsal suyuyla sonsuza kadar mesh ediyorum.
Your friend Leo Watts has a buddy in the d.a.'s office. His name is Dahlbeck.
Arkadaşın Leo Watts'ın D.A. ofisinde Dahlbeck adında ahbabı var.
Our man - - his name's Ardennes has a restaurant at the food markets.
Adamımızın adı Ardennes, gıda sektöründe ve bir restoranı var.
I realize it's the name of a place, but the way you say it has an added meaning.
Bir yer adı olduğunun farkındayım. Ama başka anlam vererek söylüyorsun.
Look, Mrs. Whatever your name is if Bruno has broken a window or smashed your spectacles I'll pay for it, but we're not budging.
Bakın, Bayan adınız her neyse eğer Bruno pencere falan kırıp, gözlüklerinizi ezdiyse bedelini öderim, ama bir yere kıpırdamıyoruz.
Each one has a lock of the subject's hair in the back and his name written on the ivory.
Her birinin arkadaki kilitli yerde saçları bulunmakta ve fildişinde de isimleri yazılı.
It just has a bad name.
Sadece kötü bir isim bu.
She has a really nice butt. So I walk over, I go, "Hi, my name is Mike." And then I shove my tongue down her throat, you know?
Ben de yanına gidip, "Selam ben Mike." dedim..... ve dilimi boğazından içeri soktum.
It's a nice name. Everybody has such weird names now.
Bu güzel bir isim ama artık herkesin garip isimleri var.
" Chile has a pretty name, but Mexico has the best chilies :
Şilinin hoş bir ismi olabilir ama en iyi chililer Meksika'da yetişir :
It's an old ruin chapel, and under it there's a crypt which has a bad name among us.
Eski harabe bir şapel, Ve altında aramızda adını kötü bildiğimiz birde bodrumu var.
Has anyone come up with a new name for the baby?
Bebeğe yeni bir isim bulan oldu mu?
Even has a weenie name.
İsmi bile kılıbık.
I've heard whisper of him yet no one has put a name to him.
Ondan söz edildiğini duydum fakat kimse onun adını bilmiyordu.
A new continent has now been found and claimed in the name of the Spanish Crown in the year 1492.
Yeni bir kıta keşfedilmiş olup 1492 senesi itibarıyla İspanya Tahtı'nın topraklarına dahil edilmiştir.
The girl's name is Juliet and her room has a balcony.
Kızın adı Juliet ve odasında bir balkon var.
What he has left the world is a notorious name.
Yada ondan geriye ne kalmışsa!
Has it got a name, this hill? This is Little Round Top.
Bir ismi var mı?
For over 20 years, the mere mention of the name Jason Voorhees..... has been enough to send a shudder of fear through the hearts of a nation.
20 yıl boyunca, sadece Jason Voorhees'in isminden bile bahsetmek bütün ulusun kalplerinin titremesine yol açıyor.
Pugh has a rap sheet littered with manslaughter, you name it.
Pugh'nun dosyasında ise cinayet ve aklınıza gelebilecek her pislik var.
It's a name every man in this country has a right to.
Bu ülkede herkesin çağrılmayı hak ettiği bir isim.
has a nice ring to it 23
has a 24
has anything happened 16
a name 134
names 324
name 1134
named 51
nameless 41
name your price 108
namely 91
has a 24
has anything happened 16
a name 134
names 324
name 1134
named 51
nameless 41
name your price 108
namely 91