Have you seen that Çeviri Türkçe
1,510 parallel translation
Have you seen that show?
O şovu daha önce izledin mi?
Okay, no, forget what he says because I have seen the way that that boy look at you.
Ne derse desin. Onun sana bakışlarında ne anlam yüklü olduğunu biliyorum.
If she hasn't been keeping you up to date with the pregnancy, believe me, I have seen every available meditation on that particular theme.
Eğer size hamileliği ile bir bilgi vermiyorsa inanın, bu gibi durumlarda her türlü arabuluculuk işini bilirim.
Have you ever seen this? - That's spyware.
Böyle bir şeyi hiç görmüş müydün?
You haven't seen the lighter that was in my drawer, have you?
Çekmecemdeki çakmağı gördün mü?
I have not seen anything that can I restore hope, if that's what you mean.
Beni umutlandıracak bir şey görüp görmediğimi soruyorsanız, hayır.
You have this multiplicative chain reaction process and the potential for that was immediately seen because each of these processes produces a large amount of energy.
Elinizde bu art arda gelen zincirleme reaksiyon süreci var ve potansiyel hemen görünüyordu. Çünkü bu süreçlerin her biri çok büyük miktarda enerji üretiyordu.
"have you seen the Moon?" You don't... And we're told and it's traditional... that things have to be just right for a woman... for certain exchanges... and acts to happen between you. If you care about somebody... really, properly care... it has to be just right.
"ayı gördün mü?" Sakın ve bize geleneksel olduğu söylendi bu şeylerin bir kadın için hak olmak zorunda olduğu belirli değişimler için ve aranızda olan davranışların.
You know, you're aware that very few people in the world have seen this cat and there's a risk that not many people will see one in the future.
Dünyada çok az insanın bu kediyi gördüğünün ve gelecekte pek fazla kişinin görememe riski olduğunun farkındasınız.
Get your eye behind the viewfinder, the adrenaline starts rushing, you know you're recording something so unusual, something so amazing that really very few people have ever seen before, but you have to focus.
Kameranın arkasına geçtiğiniz anda, adrenalin tırmanmaya başlıyor. Sıra dışı bir şey çektiğinizi biliyorsunuz daha önce çok az insanın gördüğü çok şaşırtıcı bir şey olduğunu da. Ama odaklanmak zorundasınız.
- I was just bringing her down to you. - I cannot stop myself saying so that I have seen many people.
Sadece sana eğiliyorum Söylerken kendimi durduramam..
You know, I have seen things like this before... but never one like that.
Daha önce birçok gösteri görmüştüm. Ama böylesini görmemiştim.
I want you all to know... that everything that you have seen in my theater is an illusion.
Ama hepiniz bilmelisiniz ki tiyatromda görmüş olduğunuz her şey bir illüzyon.
Maybe you can help me. Have you seen a cat that looks like this?
Buna benzer bir kedi gördünüz mü?
That is enough for me. Have you seen her husband's photograph?
Tamam, Pooja'nın evlenmesi, çok iyi olmuş.
So you want 50,000 for some plutonium that you have never seen from a guy who says he's from a place nobody has ever been to.
Demek kimsenin yaşamadığı bir yerden gelen bir adamın getirdiği... seninde görmediğin bir plütonyum için elli bin istiyorsun.
That's great because as soon as my guys here have seen what you've done...
Bu güzel, çünkü yakında diğer askerlerim sana gününü gösterecek...
You know that. You and I have both seen some of the stuff he's done.
Yaptığı şeylerin bir kısmını görmüştük.
You have seen things that no man should stand.
Çoğu kişinin dayanamayacağı şeyler yaşadınız.
I feel that you have seen life from near, and too minutely.
Hissediyorum ki, siz yaşamı ayrıntılarıyla, yakından tanıdınız.
God knows, that I have never seen you in that way.
Allah biliyor ki, sana hiçbir zaman sevgili gözüyle bakmadım.
I've seen you, sir, but that doesn't excuse the fact that we have a "no dog" policy in the building.
Sizi tanıyorum, efendim, ama bu "binaya köpek sokmama" ilkemizi değiştirmiyor.
Have you seen the kids that pick on him?
Onu seçen çocukları gördün mü?
You should have seen the look in his eyes as that first blow registered.
İlk darbede gözlerindeki bakışı görecektin.
Where have you seen this gentleman and that lady before, Mr. Whitehead?
Bu beyefendiyi ve o hanımefendiyi daha önce nerede gördünüz, Bay Whitehead?
In that spring of love to show you something more important then you ever have seen with your own eyes.
Aşkın baharında, daha evvel kendi gördüğünden daha önemli olduğunu göstermek içindi
Have you seen her do that?
Onları birlikte gördün mü? Evet.
And people are going to ask you if you're related to me, and you're going to have to say - "Yup, he's my son that I never seen."
Ve insanlar sana onun yakını mısınız diye sorduğunda....... evet o benim hiç görmediğim oğlum demek zorunda kalacaksın.
Changes that have gone on here, it's not the place I'd be seen in by you.
burada olan değişikliklerden sonra, asla sizi böyle bir yerde ağırlamazdım.
I've earned the right to be seen, to be respected, to not have you think of me as less than a dog that you got at the pound.
Farkedilme, saygı duyulma, ve bir köpekten daha aşağı görülmeme hakkını kendim kazandım.
They are beautiful, I love them... in fact they're the most beautiful shoes I've ever seen but... you know, I can't have everything that I love, otherwise I'd own lots of things, and actually they're red, which is quite tarty, and they don't necessarily go with any of my outfits...
Çok güzeller, bayıldım aslında bugüne kadar gördüğüm en güzel ayakkabılar ama bilirsiniz beğendiğim herşeye sahip olamam yoksa pek çok şeyim olurdu ve bunlar kırmızıydı ki benim elbiselerimle giyilmezdi...
That's nothing ; you should have seen it before. Hey...
Bu ne ki, daha evvel görecektin.
Have you ever seen anybody who looks like that?
Hiç buna benzer birini gördün mü?
You should have seen him back at that bus!
Otobüsün oradayken görmeliydin onu.
Have you seen a doctor about that bump?
O çarpma yüzünden doktora gittin mi?
During our conversation, I mentioned that I've seen you have really great instincts.
Konuşmamız sırasında çok iyi içgüdülerinin olduğunu söyledim.
- Have you seen anything like that before?
Daha önce hiç böyle bir şey gördün mü?
You should have seen the look on the face of the city council this morning when I was trying to convince them that I knew more than the national weather service. It was crazy.
Bu sabah ulusal meteoroloji merkezinden daha fazlasını bildiğime ikna etmeye çabalarken şehir meclisindekilerin ifadesini görmeliydin.
Madison's a teenage girl so she ignores you, but ifyou'd been paying attention, you'd have seen that she wants you to know she's not a little girl.
Madison ergen bir kız, o yüzden seni görmezden geliyor, ama dikkat etseydin onun artık küçük bir kız olmadığını görmeni istediğini anlardın.
- Have you guys seen my notebook or did you throw that away too, mambru?
Defterimi gören oldu mu? Yoksa onu da başından attın mı, Mambru?
And have you seen any change in that attitude of late?
Son zamanlarda farklı davranışı oldu mu?
There's no way you could have seen that coming.
Bunun olacağını bilemezdin.
Allison... you should have seen him That cold bastard.
İt herif yıllardır yüzlerce kayıp düşen insanın davasını karara bağlamış.
You should have seen Mrs. Keating fall off that piano bench.
Sen bir de Bayan Keating'in piyano taburesinden devrilişini görecektin. Öyledir. - Tamam.
I can't see how you could fit four people into that little box. If they were beating you right and left, you'd have seen how...
Dayak yediğin zaman, inan ki rahat rahat sığıyorsun.
You know Isabelle has connections between the right and left hemispheres of her brain that have never been seen before.
Isabella'nın daha önce kimsede görülmeyen beynin sağ ve sol kısmında bir bağlantı olduğunu biliyor muydun?
Ooh, I wish you could have seen the look on their faces just before they realized that you weren't coming to rescue them.
Keşke, onları kurtarmaya gelemeyeceğini fark ettiklerinde yüzlerinin aldığı hali görebilseydin.
I wish you could have seen that, Hood!
Keşke görebilseydin, Hood!
You should have seen me today, begging, trying to get that movie back.
Bugün beni görmeliydin yalvarmamı, filmi geri almaya çabalamamı.
Jeepers, I have seen some faraway looks in my time but with that look, you might as well be on the North Pole.
Ürkünç, bakışlarında çok uzaklara gitmişsin gibi bir ifade var ama o bakışla kuzey kutbunda olman da muhtemel olabilir.
How many suicides have you seen like that?
Bunun gibi kaç tane intihar gördün?
have you eaten yet 24
have you eaten 167
have you seen this man 54
have you ever seen 18
have you been here before 40
have you got it 61
have you seen my 26
have you been there 61
have you been 50
have you lost your mind 347
have you eaten 167
have you seen this man 54
have you ever seen 18
have you been here before 40
have you got it 61
have you seen my 26
have you been there 61
have you been 50
have you lost your mind 347
have you seen him 259
have you ever tried it 24
have you seen my keys 18
have you 2570
have you seen it 165
have you ever 103
have you got that 66
have you been drinking 218
have you been well 68
have you been here long 34
have you ever tried it 24
have you seen my keys 18
have you 2570
have you seen it 165
have you ever 103
have you got that 66
have you been drinking 218
have you been well 68
have you been here long 34