He's like Çeviri Türkçe
30,089 parallel translation
Seems like they're from decades ago, but I'm starting to think he's talking about current events.
Onlarca yıl önceden gibiler ama onun şu anki olaylardan bahsettiğini düşünmeye başladım.
He's, like, 12.
Adam 12 yaşında gibi davranıyor.
Go up to the skyline, then come back, but make it look like you still care about what he's saying.
Siluete odaklan ve geri gel ama ne söylediğine önem veriyormuş gibi gözük.
It's like he's taking me over and I can't stop it.
Sanki beni ele geçiriyor ve bende durduramıyormuşum gibi.
- Sad like he knew Angela Benton maybe?
- Angela Benton'ı tanırmış gibi mi üzgündü? - Senin gibi üzgündü.
Looks like he cleared this out pretty sharpish, Bobby.
Burayı çabuk boşaltmış gibi Bobby.
Looks like he was ready to move.
Gitmeye hazırmış gibi görünüyor.
I like Bobby. He's likeable.
Hayatıyla debelenen bir adam gördüm.
I meet someone like Ruben and I am in awe. I'm in awe of him for what he does.
Ruben gibi biriyle tanışınca saygı duyarım ve yaptıklarından dolayı ona saygı duydum.
He made it look like it was Jacob Appley did it. He had his clothes.
Bunu Jacob Appley yapmış gibi gösterdi.
You two, when you interviewed the good doctor, did he sound like a man who needed to do a runner?
Hayır, onu arıyordu. Siz, ikiniz. İyi doktoru sorgularken tüymeye çalışıyormuş gibi miydi?
He's wasting'water like a Tucson swim-up bar while I'm bathing with a dog's tongue here!
Havuz barları kadar çok su harcıyor. Bense köpek diliyle duş alıyorum.
Oh, that's like telling Three-Finger Brown he can't play for the Brooklyn Tip-Tops.
Bu Üç Parmaklı Brown'a... *... Brooklyn Tip-Tops *'ta oynayamayacağını söylemek gibi bir şey.
Jones was regularly predicting market swings like he could see into the minds of half the Street.
Jones, piyasadakilerin yarısının aklını okuyormuş gibi düzenli olarak dalgalanmaları tahmin edebiliyordu.
And he's like, " My dad, my dad's an asshole.
Şöyle der, " Babam götün teki.
And he's like, "Mummy, Mummy!"
"Anneciğim!" diyordu.
He's hanging off me like... hanging off my chest.
Üzerimde, göğsümde asılıydı.
When he was two, my friends used to come over all the time, and I was such a proud father that I'd be like, "Hank's a genius."
Arkadaşlarım hep bize gelirlerdi. Çok gururlu bir babaydım. "Hank bir dahi" derdim.
And she goes, " He's like,'Monkey see, monkey do.'
Ne görürse onu taklit edermiş.
We were out drinking, and by the way, I was joking... There was some guy doodling on a napkin, and I was like,'Hey, he's drawing Muhammad,'and you fucking lost your shit, man! "
İçmeye çıktık, bu arada, şaka yaptım bir adam peçeteye çiziktiriyordu'Hey, Muhammed'i çiziyor'dedim ve sen kafayı yedin dostum! "
If you've ever said this sentence, "I like him because he's a straight talker," you're as dumb as shit.
Şu cümleyi kurduysanız "Onu seviyorum, dobra konuşuyor" süzme salaksınız demektir.
He's like, "I'm gonna build a wall."
Adam "Bir duvar inşa edeceğim" diyor.
He's like a kid running for class president, who's just walking around, going, " And we're gonna have two lunches.
Sınıf başkanlığına aday olmuş bir çocuk gibi... " Öğle yemeği ikiye çıkacak.
He's on a schedule, just like my grandma.
Büyükannem gibi onun da programı saati var.
He's like planned it out for me, everything.
Sanki benim için her şeyi planlamış.
And then he would show up hours later, filthy, like a kid that had been playing out in the mud all day.
Saatler sonra çıkagelirdi, pislik içinde bütün gün çamurda oynamış bir çocuk gibi.
Now, this is going to look like, to the rest of the world, a terrorist act on a high-profile target, but Thomas, he's going to be okay.
Şimdi, bu dünyanın geri kalanına, önemli bir hedefe karşı yapılmış, terörist eylem gibi gözükmeli, ancak Thomas iyi olacak.
- I'll tell you what happened. He's getting pressure from his board like he said he would.
Söylediği gibi yönetim kurulu baskı yapıyor da o yüzden.
But for now, since he's claiming he knows what it feels like to be an aggrieved father, I'd like to call Victor Forrest to the stand.
Ama şu an madem acılı bir babanın neler hissettiğini bildiğini iddia ediyor kürsüye Victor Forrest'ı çağırmak istiyorum.
There's ways of handling a guy like that because right now, he's the feeder.
Bu tarz adamlar bir çok yolu denerler çünkü.. ... adam şu an yem atıyor.
When he sees it, he's gonna light up your world like a candle.
.dünyanızı bir mum gibi yakacak. All right.
He's like a mystery wrapped inside a shadow in a ghost.
Gölgelerdeki hayalet gibi bir sırdır o.
And trust me, if you really lose yourself in this, I have a feeling it's gonna seem like a lot less than two years before he gets out.
Bana inan, eğer kafanı dağıtırsan Mike'ın çıkması iki yıldan çok daha az gibi gelir.
One minute Gallo is your enemy, and the next minute, he's handing you his cell phone like he's your best friend.
Bir bakıyorum Gallo senin düşmanın, sonra bir bakıyorum en yakın arkadaşınmış gibi sana telefonunu veriyor.
Then let Mr. Sutter waive any claims to conflict altogether, unless, of course, you want to set a precedent that any time a defendant doesn't like his prosecutor, all he has to do is hire a lawyer
O zaman Bay Sutter'ın anlaşmazlık iddialarından vazgeçmesine izin verin. Ya da bir davalı, savcısını beğenmediği zaman savcının daha önce anlaşmazlık yaşadığı bir avukat tutsun ve savcıdan kurtulsun.
he's gone up against before. Mr. Sutter, would you like to keep your attorney or hire another one, because I am not taking Mr. Cahill off this case.
Bay Sutter avukatınızı tutmak mı istersiniz yoksa başka bir avukat tutmak mı?
You only like him'cause he's got a stupid accent!
Bu adamı sadece aptalca bir aksanı var diye seviyorsunuz!
He's wearing a hat at night like a freakin'weirdo!
Bu ucube geceleyin şapka takıyor!
There's ways of handling a guy like that, because right now he's the feeder.
Bu tarz adamlar her yolu denerler. Çünkü o artık yem atan durumunda.
From there he goes to trading Oxy scripts for oral sex like it's the most natural thing in the world.
Ondan sonra sanki dünyanın en normal şeyiymiş gibi oral seks karşılığında hastalara morfin yazmaya başlıyor.
He's got like a dozen people down there.
İçeride bir düzine insan var.
He's been in there for, like, an hour.
Yaklaşık bir saattir içeride.
- Look at him, he's properly grieving. - No-one grieves like that unless they are in a film or from Italy.
Kimse bir filmde değilse ya da İtalyan değilse böyle yas tutmaz.
He's sexually inappropriate and he eats raw sausages but no-one's made her laugh like he does, so I guess I have to give him that.
Müstehcen davranışları var ve çiğ sosis yiyor ama kimse kardeşimi onun kadar güldüremiyor, hakkını teslim etmem gerek.
He's like, he's like, OK...
O şey gibi... şey...
I was getting on the plane and there was this family and this little boy, he was so mad and just irate and of course he has no way of expressing any of that except sort of just like... scream and stomp his feet and...
Uçağa binmek üzereydim ve orada bir aile vardı ve küçük bir çocuk. O deliye dönmüştü ve sadece sinirliydi ve tabii ki çığlık atıp ayaklarını yere vurmak dışında bunu ifade etmesinin başka bir yolu yoktu.
I mean, he was screaming so loud that tongue was curing to the back of his mouth and tears were just like... you know, springing out of his face he was... leaking you know.
Yani öyle yüksek çığlık atıyordu ki dili ağzında geriye doğru dönüyordu ve gözyaşları yüzünden fışkırıyor gibiydi. Senin gibi sızdırıyordu.
It's like sand flying and tongue is hanging out of his mouth and he's so...
Sanki kumda uçuyor gibi ve dili ağzından sarkar ve o...
Make him feel like he's a part of your decision.
Onu kararinin bir parçasiymis gibi davran.
It's gonna be someone like me who everyone says, "He's a good guy" when beneath it all is a selfish, dishonest, untrustworthy... piece of shit.
Benim gibi biri olacak herkes şöyle diyecek, "O iyi bir adam," tüm bunların altında bencil, dürüst olmayan güvenilmez bir bok çuvalı yatarken.
Says his boss is out of control, like he's gone power mad or something.
Patronunun kontrolden çıktığını, güç delisi hâline geldiğini falan söyledi.
he's like a brother to me 18
he's like you 27
he's like me 17
like 39801
likely 68
liked 74
likes 62
like my father 47
like a virgin 32
like you mean it 28
he's like you 27
he's like me 17
like 39801
likely 68
liked 74
likes 62
like my father 47
like a virgin 32
like you mean it 28
like a dream 34
like a bird 44
like me 894
like a 442
likewise 551
like a baby 70
like a princess 21
like your brother 20
like your dad 19
like an angel 29
like a bird 44
like me 894
like a 442
likewise 551
like a baby 70
like a princess 21
like your brother 20
like your dad 19
like an angel 29
like you and me 45
like i said 2538
like i told you 172
like you told me 16
like i care 29
like always 190
like you 1448
like you said 759
like hell 158
like us 230
like i said 2538
like i told you 172
like you told me 16
like i care 29
like always 190
like you 1448
like you said 759
like hell 158
like us 230