English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ H ] / He's there now

He's there now Çeviri Türkçe

1,094 parallel translation
NOW, YOU GO AROUND AND LOOK AT WALTER'S. NOW, HE BE SITTING OVER AN OVEN WITH NOTHING BUT A COAT ON AND SITTING AROUND THERE, RUBBING THEIR KNEES ALL DAY
Adam bütün gün sırtında bir kabanla ateşin başında oturuyor, bütün gün dizlerini ovuşturuyor ottan başka bir şey yemiyor ve talihsiz bir kaderle cebelleşiyor.
He's probably in there now hiding, scared out of his wits.
Şimdi herhalde içeride... saklanıyordur, korkudan aklını kaçırmıştır.
There's nothing he can do now.
Yapabileceği birşey yok.
Now, that man over there, he's the prosecuting attorney, and he couldn't be happier today.
Şurada oturan bey savcı. Hiç bu kadar mutlu olmamıştı.
He's resting now, and there's no cause for alarm.
Su anda d ¡ nlen ¡ yor ve end ¡ selenecek b ¡ r sey yok.
Now he's sitting there as if paralyzed.
Şimdi orada felç geçirmiş gibi oturuyor.
They should leave right now,'cause I don't know when I'm gonna get there and I don't know when he's gonna get there.
- Şimdi çıksınlar. Çünkü ben ya da o ne zaman orada olacağız bilmiyorum.
"I am now proud," he said... "... that having followed the course of the Nile I have the right to announce there is nothing to modify in our letter on the alphabet of hieroglyphics.
"Şimdi gurur duyuyorum," dedi " Nil'in akışını takip ettiğimiz için İlan etmeliyim ki, hiyeroglif alfabesinden kendi harflerimize tanımlanacak hiçbir şey yok.
Now he's lying in there on the table... looking like he's been underwater for a month.
Şimdi içeride sanki bir aydır su altında kalmış gibi yatıyor.
When I was in there just now, he was fast asleep. I think he's asleep.
Sanırım uyuyor kendisi.
But he's dead now, there's no reason to kill you two.
Ama şimdi o ölü, Sizi öldürmem için bir sebebim yok.
Right now, he's out there.
Şu anda dışarıda.
- He's out there now.
- Şimdi gitti.
See, I think it's quite possible that the 1960s... represented the last burst of the human being before he was extinguished... and that this is the beginning of the rest of the future, now... and that from now on there'll simply be all these robots walking around... feeling nothing, thinking nothing.
Bence 1960'lı yıllar insan oğlunun yok olup gitmeden evvel son kez ileri atıldığı zamanlar olabilir bugün ise geleceğin geri kalanının başlangıcı ve... bundan sonra etrafta hiçbir şey hissetmeyen, hiçbir şey düşünmeyen robotlar dolanıyor olacaklar.
Now, would somebody tell me what he's doing up there?
Şimdi lütfen biri onun yukarıda ne işi var izah etsin olur mu?
I don't know if that kid's still got it, but if he has, I know one thing... if he was there now, he'd find a way to turn that bucket around and get out of there, pronto!
O gencin bunu hala yapıp, yapamayacağını bilmiyorum. Yapabilirse bildiğim bir şey var şu anda orada olsaydı, o uçağı döndürmenin ve geri getirmenin bir yolunu bulurdu, hemen!
Now he's dead. Because of that psycho - path up there!
Ve şimdi, o psikopat yüzünden öldü.
Okay, you can relax now,'cause there's Maxwell and he's alone.
Tamam, tamam. Biraz sakin olun. Çünkü Maxwell orada ve yalnız.
- He's up there right now.
Şu anda içeride.
He's up there right now.
O şu anda içeride.
Okay. He's there now.
Tamam, şimdi geldi.
So he's up there now flying us?
Ve şimdi orada bizi uçuruyor öyle mi?
- He's orbiting over our country right now. - He's up there now.
Tam şu sırada ülkemizin üstünde, yörüngede.
What about Sailor? He's in Houston. I'm going there now.
Houston'a kadar izini sürdüm, şimdi oraya gidiyorum.
No, he's out there right now taking off his shirt.
Hayır, hemen burada, şimdi de tişörtünü çıkartıyor.
He went over toward the moving van, but he's not there now.
- Kamyonun o ataraf doğru gitmişti ama şimdi orada değil.
I'm sorry, but you can't go in there right now. He's in conference.
Üzgünüm, Ama Şu Anda Görüşemezsiniz Toplantıda..
He's out there now.
Şu anda dışarıda duruyor.
You see, there was only one scholarship and... Now, B.A.'s story is that he should have got the scholarship instead of T.J.
Sadece bir kişilik burs vardı ve B.A.'in hikâyesine göre o bursu T.J.'in yerine o almış olmalıydı.
Now, there's an international warrant out for Frobe, but he's still loose.
Frobe için uluslararası arama emri var ama hala kayıp.
So right now he's up there somewhere, flying around inside it.
Şu anda oralarda biryerde, iç kısımlarda uçuyor
But now there was no woman in Paris... for whom he would shed his blood... except for this chef.
Ama şimdi Paris'te kanını uğruna akıtacağı bir kadın yokmuş, bu şef dışında.
He's in there right now with the second-richest man in Colombia.
Şimdilik içeride hemde Colombia'nın en zengin 2. adamıyla.
He's in there now.
Duran. Şu an içerde.
He's out there now.
Şu an dışarıda!
He's now finished studying the lie... and positions himself as a hush falls over the crowd. Roone! Hi there, Roone!
Hazırlıklarını tamamladı ve artık kalabalığın sessizliği ile birlikte pozisyon aldı.
If there is a hell, sir, my father's in it... and he is looking up right now and he is laughing his ass off.
Bir cehennem varsa bayım, babam oradadır ve şu anda oradan bizi seyredip, gülmekten altına ediyordur.
But he's out there right now.
Ama şu anda burada değil.
Look at that one over there... the one with the pipe, he'll buy his own fishing boat... and his wife who's now a maid will be a lady.
Şuna bir bakın... kendi teknesini satın alacak... şimdi hizmetçi ama bir hanım olacak.
Well, there's a new camp now, and he wants it.
-... ve o bıçağı istiyor.
Every now and then you run into a story that says, some guy broke into a house, stole a lot of things, and while he was in there, he raped an 81-year old woman.
Arada sırada şöyle haberlere rastlarsınız adamın biri bir eve girdi bir sürü şey çaldı ve evden çıkmadan önce 81 yaşında bir kadına tecavüz etti.
It's just Maurice seemed a little lonely up there last night, now that he's all alone.
Sadece Maurice dün gece artık hayatta tek kaldığı için biraz yalnız hissediyordu.
Without warp drive, there's no way he could be out of our range by now.
Warp motoru olmadan, menzilimizden çıkmış olması imkansız.
Now you're in here looking for him while he's out there looking for you.
Şimdi dışarıda o seni ararken sen de burada onu arıyorsun.
Now you tell your boss, "Captain Ahab Weiss" that I know he's out there looking for "the great white defendant."
Şimdi git patronun "Kaptan Ahab Weiss" a söyle... "büyük beyaz suçlu" yu aramakta olduğunu biliyorum.
He's there now...
Ve o şimdi orada.
- He's up there right now.
- Şu anda orada.
What do ya got there? Now he's a big shot.
Ne var elinde?
Now he's sittin'there...
Nefes nefese kaldık, orada kalakaldık...
The body count for this week now stands at 67 Americans and 626 enemy soldiers killed in action. President Johnson said he regretted there's no end in sight to the war where 500,000 US troops are now fighting.
Amerika Birleşik Devletleri'nde son üç yıl içinde ortaya çıkan... bölünmeleri, şiddeti, toplumsal hoşnutsuzluğu... siyahlarla beyazlar, zenginlerle yoksullar... veya yaş grupları arasındaki çatışmaları, Vietnam konusundaki... fikir ayrılıklarını hep beraber çözebiliriz.
And now he's in there with our son.
Ve şu anda burada... oğlumuzla.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]