He lost it Çeviri Türkçe
955 parallel translation
I'll bet he's wondering when he lost it.
Bahse varım ne zaman kaybettiğini merak ediyor.
I bet he lost it trying to see something that wasn't none of his business.
İddia ederim bence kendi işi olmayan bir şeyi görmeye çalışırken kaybetti.
We think he lost it in there.
Bizce orada kaybetti.
He lost it during the war.
Savaşta kaybetmişti.
Has he lost it, completely?
Tamamen kaybetmiş sayılır mı?
You are going to put it near the shoe-shiner and pretend that he lost it and you need his address.
- Evet. Bunu ayakkabı boyacısının yanına bırakacaksın ve onun düşürdüğünü söyleyip adresini öğrenmeye çalışacaksın.
He lost it, and I found it.
O kaybetti ben buldum.
You never enjoyed your father's wealth he lost it all when you were very young
Babanın servetinin tadını hiç çıkaramadın daha sen çok gençken hepsini kaybetti.
Only he lost it, because he was killed in the war.
Ancak artık yok. Çünkü onu savaşta öldürdüler.
He said he lost it.
Kaybettiğini söylemişti.
He lost it to a couple of con artists on his way out of the spot.
Gişeden çıkışta iki dolandırıcıya kaptırmış.
He arranges it so that some carpets not all, just the odd one, so that we don't notice get lost en route.
Çünkü bizi kazıklıyor, bazı halıların, yani antika olmayanları gözden kaçırdığımızı sanıyor. Yolda bir şekilde kayboluyorlar her nasılsa?
♪ It was on this road that he lost his average ♪
İşte bu yolda frenleri patladı.
Is it not admirable Monsieur Cantrell can joke so cleverly... when he has just lost the lady of his heart?
Monsieur Cantrell'in bu kadar zekice espri yapması taktire değer değil mi tam da kalbindeki kadını elinden kaçırmışken?
- Wouldn't it be fun if he was lost?
- Kaybolduysa ne komik olur, değil mi?
I have to go over the place with Frank to make sure he hasn't lost any of it.
Birazını bile kaybetmediğinden emin olmak için, Frank'le şu yere gitmeliyim.
How he lost it.
Bu sevgiyi nasıl kaybetti?
He didn't mention anything about marriage until after it was over and until it got in the papers about us and he lost the election, and that Norton woman divorced him.
Evlenmekten sadece bir defa söz açtı, o da herşey bittiği gün. Ve... Yani, gazetelerin hikayemizden ve Kane'in seçimleri kaybettiğinden...
He was a man who got everything he wanted, and then lost it.
Bay Kane istediği herşeye sahip olmuş ve hepsini kaybetmiş bir insandı.
- Looks like he's lost it.
- Kaybetti herhalde.
As it happens, he was lost by enemy action.
Onun durumunda düşman müdahalesiyle yok olan kendisiydi.
He doesn't want to see me because he's lost his leg and he doesn't even want me to know it's happened till he gets a new leg and learns how to use it.
Beni görmek istemiyor, çünkü bacağını kaybetmiş. Bacağının kesildiğini bilmemi bile istemiyor. Yeni bir bacak takılana ve onu kullanmayı öğrenene dek bir şey bilmemi istemiyor.
Now that they've lost everything... 'Ntoni must find a job somewhere... even if it's hard to work on someone else's boat... when he once had his own.
Başkaları için çalışmak zor gelse bile Antonio başka bir yerde iş bulmalı.
You lost, didn't you? But why did he send it?
İyi ama neden göndermiş?
Once in Milan, a 70 kg man lost his eyesight, when he tried it.
Bir keresinde Milano'da 70 kiloluk bir adam bunu yapmaya çalışırken, gözlerini kaybetti.
It'd pay more if he lost.
Kaybederse daha çok kazandırır.
It seems he's been under heavy mental stress and tonight he lost control.
Yoğun stres altındaydı ve galiba bu gece kontrolünü kaybetti.
- He's lost it.
- Kaybetti.
He lost his job and blamed me for it.
İşini kaybetti ve beni suçladı.
There he goes again. Have you lost it?
Hadi bakalım sar başa.
" And before he was aware of it he was lost.
" Daha farkına bile varamadan kaybolmuştu.
If you tell a man he's a hero, then he thinks of himself as one and then you've lost it.
Birine kahramansın dersen o da kendini öyle sanır o zaman da ulaşamazsın.
It must be lost ; he destroyed almost everything he did
Kaybolmuş olmalı. Juan yaptığı her şeyi yok etti.
It all started when he lost to Ushitora at gambling.
Ushitora'yla kumar oynadı ve onu kaybetti.
In any event, his was the only ship to do it, and I believe he lost 50 percent of his crew.
Her halükarda, onunki bu işi yapacak tek gemiydi ve mürettebatının yarısını kaybettiğine inanıyorum.
When he does take it into his head to send for me... I've lost my chance.
o zaman şansımı kaybederim..
He has apparently found the pocket book I told your ladyship I had lost and wishes to return it.
Size kaybettiğimi söylediğim cüzdanımı bulmuş ve bana geri getirmek istemiş.
I'd give anything to see Becket's face when he learns he's lost it, and that York has got it.
Bunu kaybettiğini, Becket'in yüzüne vurmak için her şeyi yaparım. Ayrıcalığını kaybettiğini, ve bunun York'a geçtiğini gördüğünde...
I heard give a lecture at the Chautauqua this winter, Indians is the lost tribe of Israel, but he won't admit it.
Birleşik Devletlerin eski bir kongre üyesi bu kış Chautauqua'da Kızılderililerin İsrail'in Kayıp Kabilesi olduklarını söyledi.
Sorry, it seems he is lost... Ah, that's all right, he is going to find the way...
Aaa geldiği yolu şaşırmış.
After it lost the race, he couldn't look at it anymore.
Yarışı kaybettikten sonra ona bakmaya tahammül edemiyor.
He said, "Whenever you learn something, it seems at first... " as if you've lost something. "
Demişti ki : "Ne zaman bir şey öğrenirseniz, önceleri sanki bir şeyi yitirmiş gibi olursunuz."
Tokusato lost his soul last night, so he's looking for it.
Tokusato dün gece ruhunu kaybetmiş onu arıyor.
He's lost all interest in it.
Bütün ilgisini kaybetti.
He's not dead, it's not the doctor, get lost!
O ölmedi, bu adam doktor değil, toz ol!
He's lost a lot of blood, but it's not serious.
Çok kan kaybetti ama durumu ciddi değil.
Maybe he did not see it. Maybe he lost control.
Belki virajı görmedi ve aracın kontrolünü kaybetti.
Yeah, he's lost it.
Evet, bavulunu kaybetmiş.
And when he noticed, like I noticed that Heyndrich had Picked up the murder weapon he had lost he killed her, in order to get it back.
O bir şey fark etmiş ki ben de fark etmiştim.. ... Heyndrich katilin kaybettiği bıçağı yani suç aletini yerden alıp sakladı. Katil de bıçağı geri almak için kadını öldürdü.
Tomlin Dudek was a great chess player, and at this time, it would have been tasteless, cruel and unnecessary... to even mention the existence, let alone the result of a match which he lost.
Tomlin Dudek büyük bir satranç oyuncusu idi, fakat şu sırada, bırakın yitirdiği karşılaşmanın sonucunu, maçın yapıldığından söz etmek bile tadsız, zalimce ve gereksiz olurdu.
Is it true that he lost his wife a year ago?
Karısını bir yıl önce kaybettiği doğru mu?
he lost 58
he lost his job 23
he lost a lot of blood 37
lost it 55
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
he lost his job 23
he lost a lot of blood 37
lost it 55
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's ok 4874
it's okay 22028
itchy 49
itis 22
italy 247
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's ok 4874
it's okay 22028
itchy 49
itis 22
italy 247
it's me 10254
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
it's not 5855
itch 25
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
it's not 5855
itch 25
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347