He wishes Çeviri Türkçe
879 parallel translation
Mr Ruthbert has a radiogram he wishes to read.
Susun, lütfen! Bay Ruthbert'de bir telgraf var, okuyabilsin.
The Minister couldn't be here but he wishes to express his admiration and sincere congratulations.
Bakan bey gelemedi ancak, en derin hayranlığını ve tebriklerini sunduğunu size iletmemi istedi.
He wishes to speak to you.
Sizinle konuşmak istiyor.
Says he wishes he had time to pop down and see us.
Bir uğrayıp, bizi görmek istediğini söylüyor.
He wishes he understood me.
Beni anlamak istiyor.
He wishes.
İstiyor.
The expression on his face says he wishes he were.
İfadesine bakılırsa olabilmek için can atıyor.
Until the horse is ours, he can rent it out to anybody he wishes.
Biz alana kadar, başka birine de kiralayabilir.
He wishes to divorce her.
Karısını boşamak istiyor.
If he wishes to find me, he may call the number...
Beni bulmak istiyorsa bana şu numaradan ulaşabilir.
But he who has a family can't sleep whenever he wishes... and so'Ntoni and his brothers and grandfather... entrust themselves to luck.
Ailenin reisi hiç dinlenmiyor. Antonio, kardeşleri ve büyükbabası durmadan çalışmak zorundalar.
He wishes us to preach the word of God with charity.
Tanrının sözlerine, büyük bir merhametle şükranlarımızı sunmamızı arzular.
He wishes to speak to you in private
Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm ama Lord Kikukoji sizi görmek istiyor.
You're lucky, he wishes to marry you
Onun karısı olmaktan daha mutlu bir hayat ümit edemezdin.
He has become the Lord and he wishes to care for you as his true mother
Evet. Şimdi Lord olan o. Ve haberci onun seninle aynı evde yaşamak istediğini söyledi.
He wishes to express his admiration.
hayranlığını ifade etmek istiyor.
I wish the Emperor what he wishes us.
Umarım imparator da bu dileklerine katılır.
He won't be able to use his money as he wishes.
Parasını istediği gibi kullanamaz.
I will fight Little Dog if that's what he wishes, with a rifle or with a lance.
İstediği buysa Küçük Köpek ile dövüşürüm. İster tüfekle ister mızrakla.
I will inform the brigadier, but I'm not sure he wishes to see anyone.
Haber veririm ama kimseyi görmek istediğini sanmıyorum.
Let Goujet do as he wishes. - Stay.
Bırak Goujet ne yapmak istiyorsa yapsın.
He wishes you to kiss him goodbye.
Ona veda etmek için öpmenizi istiyor.
The opera, whatever he wishes.
Opera falan, ne isterse.
I said, Northbrook, whatever he wishes.
Ne isterse dedim, Northbrook.
He wishes if you will have dinner with him and his guests.
Sizi konuklarıyla birlikte akşam yemeğine davet ediyor.
His Majesty the King has let it be known that he wishes to witness one of Vogler's magnetic amusements.
Kral hazretleri bilinmesini istiyor ki Vogler'in manyetik eğlencesine kendisi de tanık olmak istemektedirler.
He wishes Judea made into a more obedient and disciplined province.
İtaatkar ve disiplinli bir Yahudiye istiyor.
Man can become as strong as he wishes.
İnsan dilediği kadar güçlü olabilir.
He is a good friend and he wishes good for you, so he talks.
İyi bir dost ve iyiliğinizi istiyor, o yüzden konuşuyor.
He wishes you a good journey and tells you not to get lost.
İyi yolculuklar diliyor, ve sakın kaybolma diyiyor.
He wishes to laugh with a woman of his own.
Kendi kadınıyla gülmeyi diliyor.
If he wishes, he has my permission to laugh with my beautiful wife.
Eğer isterse, güzel karımla gülmek için izni var.
He wishes that the ladies receive his apologies and be informed he has never attacked a position without the enemy being given the opportunity to evacuate women and children.
General, hanımlara özürlerinin iletilmesini asla saldırıya geçmeyeceğini, bu konuda düşmana fırsat verileceğini kadın ve çocukların tahliye edilmeleri gerektiğini, bildirmek ister
It's just that he wishes me to go with him right away.
Hemen onunla turneye çıkmamı istiyor.
- Now he wishes he hadn't.
Şimdi, keşke konuşmasaydım, diyordur.
Monsieur Zola wishes the advance of a few franc because he is sure Nana will sell.
Mösyö Zola birkaç frank borç istiyor çünkü Nana'nın satacağından emin.
He feels it essential that Herr Bomasch should be persuaded to comply with our wishes... before he reaches headquarters.
Bay Bomasch'ın ana karargâha varmadan önce isteklerimizi yerine getirmesi için ikna edilmesinin daha uygun olacağını düşünüyor.
And, if he were to marry against my wishes, I should not hesitate in carrying out my power.
Ve bana rağmen onunla evlenirseniz... inanın bana bu gücü kullanmaktan çekinmem.
" He carries with him our best wishes for his success in his future career.
Gelecekteki çalışma hayatında kendisi en iyi dileklerimizi taşımaktadır.
No, he is a man who wishes to be underrated.
Hayır, o önemsiz addedilmek isteyen bir adam.
A man who wishes to sell us quantities of oil he has by some means come into control of.
Bize büyük miktarlarda petrol satmak isteyen bir adam bir şekilde kontrolü ele alır.
My father wishes me to tell you that you have honored us with your visit and that he will offer prayers for your safe return to America.
Babam sizlerle tanıştığı için onur duyduğunu ve Amerika'ya güvenle dönebilmeniz için dua edeceğini söylüyor.
The child often wishes something terrible would happen to someone, and if something does happen to that person, the child believes he's caused it.
Bir çocuk çok kez birilerine kötü bir şeyler olmasını diler ve bir şeyler gerçekten olursa, suçluluk duyarlar.
When the Indian wishes to signal his brother, he does so by smoke signs.
Kızılderili bir kardeşine haber göndermek isterse bunu dumanla işaret göndererek yapar.
How the vessel was discovered, how the genie was liberated, how he first threatened to kill, and how he was finally harnessed to grant us three wishes.
# Herbiri mükemmel porselen bir bebek # # Lütfen bize onur getir # # Lütfen bize onur getir # # Lütfen bize onur getir # # Lütfen bize onur getir #
And just as in the fable, he will grant us three wishes.
# Ederim adam hepinizi #
Yes, he satisfies all my wishes.
Evet, her isteğimi seziyor.
Many is the Christian wishes he was a dark man on a cannibal isle.
Yamyam adasından buralara.
You see, there's a certain party who wishes to press his suit, a matter he will attend to at once.
Görüyorsunuz ya, elbisesini ütületmek isteyen belli biri var, hemen ilgileneceği bir mesele.
Oh. Well, Your Honour, the defence wishes to place Dr Keller on the stand so that he can explain to the gentlemen of the jury the exact meaning of the theory of evolution.
Sayın yargıç savunma Dr. Keller'in, jüri üyelerine evrim teorisinin gerçekte ne olduğunu açıklayabileceği için şahit olmasını istiyor.
He wishes to think.
Düşünmek istiyor!
wishes 31
he will come 53
he will come back 16
he will not 40
he will 605
he will kill you 57
he will die 61
he will kill me 19
he will be 69
he wins 49
he will come 53
he will come back 16
he will not 40
he will 605
he will kill you 57
he will die 61
he will kill me 19
he will be 69
he wins 49