Hearted Çeviri Türkçe
1,153 parallel translation
You know, you're a kind-hearted lady.
Sen iyi kalpli bir kadınsın.
He's certainly a kind-hearted man.
Kesinlike iyi kalpli bir adam.
And if a pure hearted woman diverts his attention from the cry of the cock the first light of day will obliterate him.
Eğer temiz yürekli bir kadın horozun ötüşünden onun dikkatini dağıtırsa günün ilk ışığı onu yok eder.
And if a pure hearted woman, diverts his attention from the cry of the cock the first light of day will obliterate him.
Eğer temiz yürekli bir kadın, horozun ötüşünden, onun dikkatini dağıtırsa günün ilk ışığı onu yok eder.
Every day I take the bread out of my own mouth and it is being too hard-hearted to have no compassion upon one's neighbour.
Her gün kendi yemeğimden artırıp onlara yediriyorum. Bu hayvanlara bu kadar sert davranmak merhametsizliktir efendim. Bunu yapmayın!
Because you're such good hearted, little cowboys and cowgirls and you say your prayers each night I'll give you one free ticket each to the greatest Wild West Show on Earth.
Böyle iyi yürekli küçük kovboylar olduğunuz için ve her gece duanızı ettiğiniz için her birinize dünyanın en büyük Vahşi Batı Gösterisine bedava bilet vereceğim.
So you're different, kind-hearted!
Ama sen farklıymışsın. İyi kalplisin sen.
They're all six-faced and three-hearted.
Hepsi altı yüzlü ve üç kalplidir.
The man's too good-hearted. I've always said so.
Bu adam oldukça yufka yürekli.
"You would not be faint-hearted."
"Korku duymamalısın."
I was saying I was too kind-hearted.
Çok iyi kalpli olduğumu söylüyordum.
Your other brother lnvincible Fist Gui Xin Shu is... of simple-hearted deep manner has a good foundation
İkincisi, Yenilmez yumruk Gui Xin Shu... yufka yürekli ve iyi kalpliydi.
I hope you don't object to my using you for light-hearted banter.
Umarım küçük şakalarıma seni alet etmeme kızmazsın.
Don't think it was so light-hearted.
Bana pek şaka gibi gelmedi.
She is broken-hearted and she sings.
Kara sevdaya tutulmuş, şarkı söylüyor.
Drink is for the lion-hearted!
içmek aslan yürekliler içindir!
I am the Seven-hearted Lobahobgoblin.
Ben yedi kalpli Lobahobgoblin'im.
I was broken-hearted to see you waste your time with a married man.
Evli erkeklerle zaman harcadığını görmek beni kederlendiriyordu.
A big-hearted woman like you.
Sizin gibi yüreği kocaman biri.
Big-hearted and empty-headed.
Yufka yürekli, ama boş kafalı.
Your husband was a great-hearted man.
Kocan cana yakın bir adamdı.
In my childhood, parents were not so soft-hearted.
Benim çocukluğumda, ebeveynler pek yumuşak kalpli değillerdi.
Your father was too kind-hearted.
Baban çok yumuşak kalpliydi.
And what's more, you're spineless, chicken-hearted
Dahası korkak, tavşan yüreklisin.
He also said that you're a chicken-hearted lowlife who sleeps in pig slop, and your sister...
Ayrıca senin domuz yemliğinde uyuyan bir korkak olduğunu ve kız kardeşinin...
And Yorgos he is so warm-hearted.
Yorgaki de iyi kalpli.
and the voyage like a wild snake brings fear to weak-hearted souls
yolculukta vahşi bir yılan gibi korku ile doluyor mecalsiz ruhlar
Look at me. Aside from being healthy, smart, kind-hearted, hard-working, sincere, and honest, I have nothing else in my favor.
Bana bak, hem sağlıklıyım, hem zekiyim hem kibarım hem çalışkan dostum ve dürüstüm, ben bunlardan ibaretim.
I didn't think you'd be cold-hearted, but as you are, I have to do what I'm trying to avoid at all costs.
Carla, senin böyle taş kalpli olduğunu bilmezdim ama madem öylesin ne pahasına olursa olsun kaçındığım şeyi yapmalıyım.
Doesn't every woman feel their mother-in-law-to-be is an evil, dark-hearted, psychotic murderess?
Bütün kadınlar, kayınvalidelerini kötü kalpli, şeytan, katil olarak görmez mi?
! You cold-hearted...
Seni taş kalpli...
In dress, for example, we are faddy people, you know, Miss Hunter, faddy, but kind-hearted.
Elbiseler, mesela, biz müşkülpesent insanlarız, anlarsınız, Bayan Hunter, müşkülpesent, ama iyi kalpli.
I was hurt that your reaction to my Europe news was half-hearted.
Avrupa haberime verdiğin tepkinin gönülsüz olması beni üzdü.
The Horned King, that black-hearted devil, what's he waiting for?
Boynuzlu Kral. Kötü kalpli şeytan! Neyi bekliyor?
- Father was a very great, very wild-hearted man.
Babam çok büyük ama biraz vahşi bir adamdı.
Tell that chicken-hearted son of yours to name the place.
Senin tavuk yürekli oğluna bu yere yeni bir ad vermesini söyle.
But you really are a good hearted fellow.
Sahiden çok iyi kâlpli bir arkadaşmışsın.
He is hot headed and excitable but loyal, honest and kind-hearted.
Asabi ve heyecanlı ama sadık, dürüst ve iyi kalpli.
FOR BROKEN-HEARTED LOVERS TO CRY AWAY THE BLUES?
FOR BROKEN-HEARTED LOVERS TO CRY AWAY THE BLUES?
I should think a stout-hearted army mouse like you would leap at the chance for adventure.
Senin gibi cesur bir farenin macera yaşama şansına atlayacağını sanıyordum.
I've weaseled around in my life, trying to get the edge all the time. But basically, I'm a good-hearted person.
Hayatım boyunca çakallık ettim, bilirsiniz, çıkarcıydım.
But, it gives me joy, that under this one roof, the spirit of good, old-fashioned, warm-hearted courteous Irish hospitality, is still alive among us.
Ama bu çatı altında eski, sıcak, nazik İrlanda konukseverliğinin hâlâ yaşadığına şahit olmak bana büyük bir keyif veriyor.
I could be a cold-hearted cynic like you, but I don't like to hurt people's feelings.
Senin gibi taş kalpli bir alaycı olabilirdim, ama insanların duygularını incitmekten hoşlanmıyorum.
Love is kind-hearted!
Aşk iyi kalplidir!
Now... it may surprise you to know that Emilie... in common with many others of her character and profession... is kind-hearted enough to take an interest... in those less fortunate than herself.
Şimdi... şaşıracaksınız ama Emilie de... kendi karakterinde ve mesleğinde olan çoğu insan gibi... kendisinden daha şanssız insanlara... yardım edecek kadar yüce gönüllüdür.
And all big lions told him that lions must be lions'hearted.
# Ve bütün büyük aslanlar ona aslanların, aslan yürekli olması gerektiğini söylemişler.
Chicken-hearted
Ödlek tavuk!
* What becomes Of the broken-hearted *
Anlamıyorum. Yani, baba olan patrondur öyle değil mi?
He isn't stone-hearted
Devam et.
"Don't ever leave me. " Broken-hearted me. "I'm lost without you, or..".
"Beni hiç bırakma" "kırık kalbimle ben" "sensiz yok olurum..." ya da "Gölgenin gölgesi olmama izin ver." ya da : "Sensiz yaşam bir hiç."
* She's a good-hearted woman- - * Stop. Stop.
Durun, durun.
heartedly 17
heart 404
heartbeat 33
heartless 34
heartbreak 27
hearts 66
heartbreaker 20
heartburn 19
heart rate 87
heart beating 18
heart 404
heartbeat 33
heartless 34
heartbreak 27
hearts 66
heartbreaker 20
heartburn 19
heart rate 87
heart beating 18