English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ H ] / Here's the situation

Here's the situation Çeviri Türkçe

268 parallel translation
Here's the situation on the eve of the hanging.
İdam öncesi durum bu.
Here's the situation now.
Durum şu.
Here's the situation.
Durum şöyle.
Here's the situation.
Vaziyet şu.
It's no news to any of us that the cattle situation here is critical.
Sığır işinin krtik bir durumda olduğu hiçbirimiz için yeni bir haber değil.
- How's the razor blade situation over here?
- Buradaki tıraş bıçağı durumu nedir?
Hey, Lieutenant, what's the situation here?
Hey, Teğmen, burada durum nedir?
Here's the situation. The flying boat spotted Bismarck at 1030 and has been shadowing ever since using cloud cover.
Catalina "Bismarck"'ı saat 1030'da tespit etmiş ve... sürekli bulutların üzerinden... uçarak kendini gizlemeyi başarmış.
Well, it's no good standing here debating the situation.
Burada dikilip durumu tartışmak hiç hoş değil.
- What's the situation here in town?
- Kasabada durum ne?
You see Lulu', the situation is about regulating the piecework... here it's not about making a revolution... you are always doing somersaults
Görüyorsun Lulu, mevcut durum parça başı işin iyileştirilmesi yönünde. Bir devrim yapma noktasında değiliz. Sizse sürekli en fazlanın peşindesiniz.
That's why we're here to help the Arabs change this situation.
Araplara bu durumu değiştirmede yardımcı olmak için buradayız.
Now, here's the situation.
Şimdi, durum ortada.
Yan Qing sneaked out of town, he must have... contacted his troops and he'll be back He's unaware of the situation here If he goes back to the inn
Yan Qing şehirden kaçayı başardı... birliklerle temas etmiş olmalı ama burda olanlardan habersiz geri dönerse.... gene istihbaray toplayacak
When he saw Stone drive off in Hayward's car here, there was no security around, so he took advantage of the situation.
Stone'un Hayward'ın arabasıyla yola çıktığını gördüğünde, etrafta güvenlik bulunmuyordu, dolayısıyla durumdan yararlandı.
I don't get up here often, but I keep tabs on the situation through Perkins.
Buraya pek sık gelmiyorum, ama Perkins vasıtasıyla burayı takip ediyorum.
I think the best thing here is we all just talk openly about our situation, right? Lt's the healthiest thing to do.
Yapılacak en sağlıklı şey bu.
We think he's the key to the whole situation here.
Onun bütün bu olayda kilit rol üstlendiğini düşünüyoruz.
Gentlemen. Here's the situation.
Baylar, durum şu.
Here's the situation.
Durum şu.
That's the situation here.
Buradaki durum böyle.
Now here's a situation you run into all the time.
Alın hep karşılaştığınız başka bir durum daha.
Ritchie, here's the situation.
Ritchie durum şöyle :
My name is Mike Brady, and I am the county health inspector, and like I was trying to tell the mayor, we have a very serious situation on our hands here.
Benim adım Mike Brady ve ben ilçe halk sağlığı Müfettişiyim. Ve ben belediye başkanına durumu anlatmaya çalışıyorum burada bizim elimizde çok ciddi bir durum var.
I can't tell you what the subject is here, but it's an urgent situation!
435 ) } İmparatorluk çok yaşa!
See, you have to bear in mind the situation here in Northern Ireland.
Burada, Kuzey İrlanda'daki koşulları göz önünde bulundurmalısınız.
Tomorrow's Founder's Day, when we all get together out at the church and mark that special day back in 1932... when Cicely and Roslyn stalled out here on the cusp of the new Alaskan Riviera... and had to make the best of a bad situation.
Yarın Kurucular Günü kilisede biraraya gelip 1932'deki o özel günü Cicely ve Roslyn yeni Alaska Riviera'sının ucunda mola vermelerini ve kötü bir durumdan iyi birşey çıkardıkları o günü anıyoruz.
Now... Here's the situation that we got here.
Şimdi, vaziyetimiz şöyle.
Here's the situation.
Durum söyle.
Here's the, uh, situation.
Durum bu işte.
'Here's the situation', Slim said.
"Durumu açıklayayım" dedi Slim.
Now, here's the situation.
Şimdi. Durum şöyle.
Here's the situation.
İşte durum.
Now here's the situation.
Burda durum.
Here's the situation.
Durum şu..
I've only been trying to get across part of the complexity of our situation here.
Ben sadece buradaki durumun karmaşıklığını dile getirmeye çalışıyordum.
" Here's the situation and what I'll do.
" Durum böyle böyle.
Now remember she came here to have a relaxing dinner, not to be reminded of the situation that she's in.
Unutmayın. Sakin bir gece geçirmeye geldi. İçinde bulunduğu zor durumu hatırlatmayın.
Okay, here's the situation.
Tamam. Durum şu.
Now let's just take a second here, And take a hold of the situation and review our options.
Şimdi bir durum değerlendirmesi yapıp seçeneklerimizi gözden geçirelim.
You're probably one of them morons who call it "duck" tape. Here's the situation, ganja boy.
Zaten söylemesini bile beceremezsiniz siz.
I mean, if he's just running away to avoid the situation here?
Olanlarla yüzleşmemek için kaçıyorsa...
Okay, kids. Here's the situation. Vic DeFranco was driving with an expired license.
Pekala, Vic DeFranco süresi geçmiş bir ehliyet kullanıyordu.
The situation is, my man Cameron here has a major Jones for Bianca Stratford.
Şöyle ki kankam Cameron, Bianca Stratford'a abayı yakmış durumda.
What's the situation here, sir?
Durum nedir bayım?
Understanding that it was... very important to our being here that we meet with and speak to Mr. Fuller concerning... the lubricant situation,
Burada bulunmamızın... Bay Fuller'la... kayganlaştırıcı konusunda konuşmamız açısından... son derece önemli olduğunu bile bile,
I'm sure it's not anymore interesting than the situation down here.
Eminim burada ki durumdan daha ilginç değildir.
Here`s the situation.
Açıklayayım :
How did you get here? You see, the situation in Poland is very difficult. For us...
Barikatlara gitmek veya sakat kalmak değil bu şiddet,... ama alışık olduğumuz rahatlıktan kurtulmak da oldukça şiddet içeren bir hareket.
I don't know. I'm just sitting here mourning the whole situation.
Sadece durumdan dolayı karalar bağlamış, oturuyorum.
Here's a..., something responsible of the situation. Not to mention dangerous situation.
Korkmak, bilinmeyene karşı duyulan doğal bir tepkidir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]