English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ H ] / Hold them back

Hold them back Çeviri Türkçe

187 parallel translation
We'll never hold them back with one rifle.
Onları tek tüfekle asla durduramayız.
If he can hold them back for 24 hours, I'll have every one of the mutinous dogs in irons.
24 saat bile tutabilirse,... bütün o isyankarlara birer madalya takarım.
- They should have put tape on your ears... to hold them back. - What?
- Ne?
Then how can you hold them back?
Daha sonra bunları nasıl geride tutabiliriz?
I couldn't hold them back when they heard about Sparta leading us in this war.
Sparta'nın bu savaşa liderlik yaptığını duyduklarında onlara engel olamadım.
I'll hold them back!
Ben onları oyalarım!
Why hold them back?
Neden onları tutalım?
We might be able to hold them back for a couple of minutes.
- Geri gelmesi birkaç dakika sürebilir. - Orada tuzağa düşeriz.
- What do we use to hold them back with?
- Geri gelmek için ne kullanacağız? - Bulabildiğimiz her şeyi.
It was the 56th Panzer, They couldn't hold them back.
56. Panzer Tümeni'ndeydi. Düşmanı durduramamışlar.
If you think your tears will make your sister cry... then you should hold them back.
Eğer ağlarsan, bu ablanın da ağlamasına neden olur. Bu yüzden sen onun arkasında durup ona destek olmalısın.
Hold them back.
Onları yaklaştırmayın.
Hold them back, hold the door.
İçeriye almayın, kapıyı tutun.
We can't hold them back. If this continues, Itha will...
Böyle giderse, Itha...
Tears streamed from his eyes. He couldn't hold them back.
Gözlerinden akan yaşları tutamaz.
Hold them back for us an hour or two. But to do that...
Onları iki saat orada tutup, dayanırsanız birliklerimiz geri gelip onları çökertecekler.
I can't hold them back any longer.
Onları daha fazla tutamam.
Hold them back as long as you can.
Onları tut. - Evet.
I could only watch helplessly as my men tried to hold them back but they kept coming.
Adamlarım onları tutmaya çalışırken, sadece çaresizce izleyebildim. Ama gelmeye devam ediyorlardı.
We'll hold them back.
Onları tutarız.
- We`ll hold them back for you.
- Geliyoruz dostum, arkandayız.
Hold them back!
Oyala onları!
I can't hold them back.
Onları oyalayamam.
Hold them back, hold them back.
Onları uzak tut, onları uzak tut.
I can't hold them back! Get upstairs!
Onları durduramıyorum, yukarı çıkın!
I can barely hold them back.
Onları ancak geride tutabiliyorum.
I might be able to hold them back long enough for the aliens to escape.
Belki yeteri kadar oyalayabilirim.
They're too strong, we can't hold them back.
Çok güçlüler, onları durduramayız!
I don't know how long Roxton can hold them back up there.
Roxton onları ne kadar tutar Bilmiyorum.
I hold them back, I keep them occupied and you get out!
Ben arkada olacağım, onları meşgul edeceğim ve sen de dışarı çıkacaksın!
Don't hold them back.
Onları bastırma.
Hold them back!
Durdurun şunları!
I hate all of them, trying to hold us back and make us grovel.
Bizi zincire vurup süründürenlerden nefret ediyorum. Hepsine Lanet olsun.
But how can we hold them back?
Peki, onları nasıl durdurabiliriz?
You see, they got hold of these two fellas, had a bit of fun with them, sent them back dead as mutton, minus... one or two of their spare parts.
Evet. O gün iki misyonerimizi yakalamışlardı, önce biraz eğlendiler sonra bir iki parçaları eksik olarak bize geri göndermişlerdi.
Tell them to keep a bead on them but hold back.
Tetikte olmalarını söyle ve geride dur.
Will you hold them till I get back?
Ben dönene dek onları tutamaz mısın?
I appreciate what you're saying, Father, but if I hold one of them back, I should hold them all back.
Ne söylemek istediğini anlıyorum baba, ama onlardan birini geride tutacaksam hepsini tutmalıyım.
Uganda agreed to hold Limbani for them then they refused to give him back.
Uganda, önce Limbani'yi elinde tutmayı kabul etti. Ama daha sonra, iade etmeyi reddetti.
Hold in your guts. I'll put them back in.
Bağırsaklarını tutuver.
When walking, prisoners must hold their arms exended and swing them back and forth. "
Yürüyüş zamanında mahkumlar kollarını açık tutarak ileri geri sallamalıdır. "
I do think we should hold off on switching them back, though.
Yerlerini değiştirmek konusunu biraz bekletelim diye düşünüyorum,
I'm going back. Can you hold them for me?
Döneceğim hemen, bunları benim için tutar mısın?
You hold them like that, push their head back, and you rub their neck.
Onları şu şekilde tutar, kafalarını geriye iter ve boyunlarını ovarsın.
We've got to actually back an album with these guys and promote them worldwide! Hold on one second.
Ama bu adamlara albüm yapıp onları tanıtmamız gerekiyor.
Dhritharashtra, call them back. They want to take hold of me.
Dhritharashtra, geri çağır onları.
To hold back the terrors of aging... they'll go to the river and send messages... to all the people they've known, dead and alive... that are holding them in their past... and then they think that the great river delivers those messages.
Yaşlılığın korkusundan kurtulmak için nehre gidip onları geçmişte tutan canlı ve ölü tüm tanıdıklarına mesaj gönderirler ve ulu nehrin mesajlarını ileteceğine inanırlar.
Okay, now instead of paying them for something they haven't finished we could hold back that cash, put it in an interest-bearing -
Tamam, şimdi... bitirmedikleri bir şey için onlara para vereceğimize... bu paraları vermeyip tutarız ve...
They have some twisted ideas about resisting progress, which they think gives them the right to hold us back in any way that they can.
İlerlemeye karşı direnen değişik fikirleri var, bu da onlara bize karşı yapabilecekleri... herşeyi yapma hakkı verdiğini düşünüyorlar.
Hold them back.
Lütfen!
And today he wants to go back to each of his students... hold them in his arms and apologise to them.
Ve O bugün zamanı geri çevirmeyi istiyor, bütün öğrencilerine... Sarılıp, onlardan özür dilemek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]