Honest mistake Çeviri Türkçe
243 parallel translation
It was an honest mistake, sir.
İstemeden oldu efendim.
It was an honest mistake.
Masum bir hataydı.
That's just an honest mistake, isn't it, boy?
Bu sadece dürüst bir hata, değil mi oğlum?
Hey, honest mistake, all right?
Hey, sadece bir hataydı, tamam mı?
It was an honest mistake.
Bağışlanabilir bir hataydı.
It was an honest mistake.
İstemeden oldu.
That's an honest mistake.
Gerçekten karıştırdım.
That's an honest mistake.
Normal bir hata.
It's too sweet. That could have been an honest mistake.
Kasten yapmamış olabilirdin.
Maybe it was an honest mistake, a slip of the tongue.
Maybe it was an honest mistake, a slip of the tongue.
It was an honest mistake.
Bir hata yaptım. Karışıklık oldu.
- That was an honest mistake.
- Sadece şaşırdı. - Hayır.
It was just an honest mistake.
- Oh, elbette. Bu dürüstçe bir hataydı.
If I'm not Anastasia, the Empress will know right away. - So it's just an honest mistake.
Anastasya değilsem, İmparatoriçe anlar, bu da dürüst bir hata olur.
It was an honest mistake.
Normal bir hataydı.
It was an honest mistake.
Bu küçük bir hataydı.
- Honest mistake, Squeak.
- Kötü bir niyet yoktu, Squeak.
Sounds like they just made an honest mistake.
Affedilebilir bir hata yapmışlar gibi görünüyor.
It was an honest mistake.
Bu gerçek bir hataydı.
Well, honest mistake.
Bir hata.
Come on, Jack it was an honest mistake
Yanlış anlama oldu. Ann, biraz miyop.
You made an honest mistake.
İstemeden bir hata yaptın.
- Yeah, that's an honest mistake.
- Evet, bu safça bir hataydı.
- It was an honest mistake.
- Olabilecek bir hataydı.
But if that killed him, it was an honest mistake.
Ama onu bu öldürdüyse, bilerek yapmadım.
Ok, it was an honest mistake.
Bu masum bir hataydı.
- Honest mistake.
- Yanlışlık.
I made an honest mistake. I'm leaving.
Doğrusu bir hata yaptım Gidiyorum.
Honest mistake.
İyimser bir hata.
Honest mistake.
Kusura bakma.
An honest mistake, my lord.
- Bağışlanabilir bir hataydı efendim.
Honest mistake?
Bağışlanabilir bir hata mı?
- Honest mistake.
- Sadece hataydı.
Don't be silly. It was an honest mistake.
Aptallık etme, doğru düşünmüşsün.
Honest mistake on her part.
Yanılıyor olmalı.
It was an honest mistake.
Bilmeden yapılmış bir hataydı.
- Come on, it was an honest mistake.
Yapma böyle ama sadece basit bir hataydı. Sakimi olmam.
It was an honest mistake.
Yanlışlıkla yapmış.
It's an honest mistake, Andrew.
Bu dürüstçe bir hata, Andrew.
I can see how a happy happy-birthday basket might seem ironic and cruel, but it was an honest mistake.
Evet, Nice Yıllara sepetinin çok kötü olduğunu anlıyorum. Ama iyi niyetli bir hataydı.
An honest mistake.
Gerçekten.
That's an honest mistake.
Bu düzgün bir hataydı..
- It's an honest mistake.
- Bu masum bir hata.
So as you can see, sir... or maybe not actually see in your case... it was an honest mistake... and one that I promise won't ever happen again as long as I'm working for you.
Gördüğünüz gibi efendim veya sizin konumunuzda, göremediğiniz gibi basit bir hataydı ve sizin için çalıştığım süre boyunca bir daha asla olmayacağına söz veririm.
I made an honest mistake.
Affedilebilir bir hata yaptım.
I made the mistake of being honest with you.
Size karşı dürüst olmakla hata ettim.
If I've made a mistake in judgment, it was an honest one.
Hatalı bir karar bile olsa dürüst bir hataydı.
Well, if I made a mistake, it was an honest one.
Eğer bir yanlış yaptysam, bilmeyerek yapılmış bir yanlıştı.
It was a perfectly honest mistake.
Bu dürüstçe bir hataydı.
My priority is to be the best Wiccan I can be... which... no pun intended... is why last night was a mistake... and, uh, to be honest... you and I have no future whatsoever.
Önceliğim olabileceğim en mükemmel Pagan olmak ve alınma ama ama bu nedenle dün gece bir hataydı ve dürüst olmak gerekirse seninle benim için hiçbir gelecek görmüyorum.
It was an honest beating mistake.
Bu dayak dürüstçe bir hataydı.