Hoop Çeviri Türkçe
820 parallel translation
"So you missed the hoop again."
Demek gene çemberi ıskaladın.
- I could sing or dance or roll a hoop...
- Şarkı söyleyip, dans edip, hoplayıp zıpla- -
Alley-oop.
Haydi hoop.
Whoa!
Hoop!
Whoops!
Hoop!
You talk for 10 minutes, they'd jump through a hoop if you asked.
Ama sen 10 dakika konuş, ateşe bile atlarlar.
Oh, so the rest of us can jump through a hoop and say, yes, mam.
- Sağ ol. - Ne demek.
You can't make us jump through the hoop!
Bizi de öyle zıplatıp çemberden geçiremezsin!
- Children. I'd be ashamed if I couldn't bowl a better hoop than that.
Bundan daha iyi çember çeviremeseydim mahcup olurdum.
Whoa.
Hoop.
Wednesday at 10 a.m. sharp, we've all got ourselves set for life.
Çarşamba sabah 10'da, hoop, hepimiz hayata kendimizi hazırlamışız. Haydi.
And here are the results of the eighth... the winner, number seven, Hoop Skirt... second, number three, Penny Wise... third, number six, Pound Foolish.
İşte sekizinci koşunun sonuçları kazanan, yedi numara ile Hoop Skirt ikinci, üç numara ile Penny Wise. Üçüncü, altı numara ile Pound Foolish.
Hoop Skirt paid 60...
Hoop Skirt 60 dolar verdi...
We now got everything a dressing room needs except a basketball hoop.
Artık bir soyunma odasında olması gereken herşeye sahibiz. Bir basketbol potası eksik.
I'll wear rompers and come in rolling a hoop, if you like.
İstersen çocuk tulumu giyip çember çevirerek sahneye girerim.
As much hoop-de-doo as we get in Los Angeles... when they open a supermarket.
Süpermarket açılışında yaşanan kargaşaya benziyordu.
Oh, Mr. Thompson, when I signal, will you announce that I will do a double forward over the bar through a paper hoop.
Bay Thompson, işaret verdiğimde, lütfen anons ediniz Bar üzerinde kağıttan bir halka içinden geçerek öne ikili takla atacağım.
- Through a hoop?
- Halkadan geçmek ha?
Through a hoop.
Halkadan geçmek ha.
The Great Sebastian will attempt a double somersault over the bar, through a hoop, scorning a net or any other safety device.
Büyük Sebastian barın üzerinden geçip halka içinden geçerek Öne ikili takla atmayı deneyecek, Altında ağ yok başka herhangi bir güvenlik düzeneği de yok.
A man with a big hat holds up the hoop... cracks the whip and the animals jump through.
Elinde çember tutan koca şapkalı bir adam olur. Kırbacını vurunca hayvanlar çemberden geçer.
Whoop!
Hoop.
I was promised I would have fire on that hoop.
Alevli çember olacağına söz vermiştiniz.
- The hoop?
Çember bu mu?
When I say go, whoopee.
Git dediğimde hoop.
Look at yourself, the way your wife and her strumpet of a mother push you through the hoop.
Kendi hâline bak. Karın, annesiyle birlikte seni esir almış.
Here, mate. That's my hoop. Stop playing with it.
O benim çemberim, bırak oynamayı.
That isn't a hoop.
Bu çember değil.
- What guy? He was a salesman. A Hula-Hoop salesman.
O bir satıcıydı, bir hula hoop satıcısı.
Know anybody who can use six dozen plastic Hula-Hoops?
Altı düzine hula hoop kullanacak birini tanıyor musun?
I'll meet you at the Hoop and Toy. You know, the pub along there. About, uh, 7 : 00?
Seni "Hoop and Toy" yazan şu bardan alırım saat 7 gibi?
Once when I was sailing past Majorca, the moon went down thought about it awhile then, pop, came up again.
Bir seferinde Majorca'yı denizden geçerken ay batmıştı bir an öyle düşünmüştüm, sonra, hoop, yeniden çıktı.
Gee up!
Hoop pa!
Whoops.
Hoop.
We're closing the hoop.
Çemberi daraltıyoruz.
oh, a "hoop." "oh! an hoop."
- "A, halka."
oh, eton and magdalene, the hoop has an hole in.
Vay canına, halkada delik varmış.
it wouldn't be a hoop otherwise, would it, mush?
Yoksa halka olmazdı. Hayır.
oh, a gap, a gap in one's hoop.
Bir boşluk. Halkada bir boşluk.
You ask anybody... old Bill Hoop is a true master when it comes to the pick and shovel.
- İstediğinize sorabilirsiniz. Yaşlı Bill Hoop kazı işlerinde ustadır.
You can count on old William P. Hoop. Yes, sir.
Yaşlı William P. Hoop'a güvenebilirsiniz.
Then I have your word, Mr. Hoop?
Sana güvenebilirim demek Bay Hoop?
I'll take your word, Mr. Hoop.
Size güveniyorum Bay Hoop.
Mr. Hoop.
O... - Bay Hoop.
Now, that's another thing, Mr. Hoop.
O da benim için bir sorun olur Bay Hoop.
Hoop, he ain't coming back because he ain't worth spit.
Hoop geri dönmez çünkü beş para etmez adamın biridir.
And then we'll have a council of war... and Mr. Hoop's going to tell us what we want to know... about Pueblo Plata.
Birazdan bir toplantı yapacağız. Bay Hoop bize Pueblo Plata hakkında... bilmemiz gerekenleri anlatacak.
I hope so, Mr. Hoop.
Umarım izliyorlardır Bay Hoop.
Hoop?
Çember mi?
Let me just grab this.
- Hoop hop sakin ol.
that hoop's got a hole in.
- Halkada delik var.