Husband's Çeviri Türkçe
18,463 parallel translation
Slade, the husband's not here. I think he might be on his way.
Sanırım yolda olabilir.
The JTTF is giving the candidates their counterterrorism briefing for the campaign's final days, and you twisting the knife further into my ex-husband... it's not on the itinerary.
Terörizm Birimi adaylara terörle mücadele brifingi veriyor, sense gelmiş eski kocamı kullanarak beni gıcık ediyorsun... yok öyle yağma.
- for her husband's death.
- beni suçlamadan önceydi.
After prolonging the investigation into the terrorist attack that killed my husband and forcing me and those nearest to him to relive it over and over again for three months of conspiracy theories and unsubstantiated evidence, I thought I would enjoy telling you personally that you are finished at the Bureau.
kocamın öldürüldüğü terörist saldırısının uzayan soruşturması aylarca bana ve ona yakın olanları asılsız iddialarla oyalaman komplo teorileri üretmen... bürodaki işinin bittiğini bizzat kendim söylemek eğlenceli olacak diye düşündüm.
I mean, she came here, she returned your money, she's even divorcing the jackass husband that conned you out of that extra $ 5 mil.
Demem o ki buraya kadar geldi parayı iade etti, Fazladan 5 milyon dolar kandıran şerefsiz kocasından bile boşanıyor.
In many ways, he's become the ideal husband for her.
Birçok yönden onun için ideal bir eş oldu.
But he's back home now not my husband.
Ama o adam artık özgür... kocam değil.
My husband's life depends on it.
Kocamın hayatı buna bağlı.
That's my husband, ma'am.
O kişi kocam işte, hanımefendi.
I do not have that sort of influence, ma'am, and it would prejudice your husband's case, not help it!
Benim öyle bir nüfuzum yok hanımefendi. Hem kocanızın davasına yardımcı olmak yerine önyargı getirir.
She'll hang her husband if she's not careful!
Dikkatli olmazsa kocasını astıracak.
I'm going to pretend to be a husband who wants his pregnant wife dead.
Ben hamile karısını öldürtmek isteyen bir koca rolü yapacağım.
Oh, uh, three kids, husband, husband's parents, oh, and me.
Üç çocuk kocam, kocamın ailesi, bir de ben varım. - Vay canına.
Her husband came home last night and startled an intruder, who escaped.
Kocası eve dönmüş ve evdeki yabancıyı korkutup kaçırmış.
As I said, Madame Lafayette's husband walked in on him.
Dediğim gibi, Madam Lafayette'in kocası gelmiş.
A husband and wife were slaughtered in their house... - [Yells out ] - [ Wails] Wife's nine months pregnant, and the baby's cut from the womb.
Bir karı koca evlerinde katlediliyorlar adamın dokuz aylık eşinin rahminden bebek kesilerek alınıyor.
Let's see if she talked to anybody about her marriage, her husband...
Bakalım evliliğiyle, kocası hakkında kimseyle konuşmuş mu.
I'm about to find out if Teagan slept with Harry's husband on their trip to Cabo.
Onların Cabo'daki gezilerinde Teagan'ın Harry'nin kocasıyla yattığını öğrenmek üzereyim.
Clara and I will head to the police station, interview the sushi chef's wife, see what her husband's story is.
Clara ve ben karakola gidip suşi şefinin eşiyle konuşacağız, bakalım kocasının olayı neymiş.
Why did your husband leave Daichan's after 30 years?
Kocanız niye 30 yılın ardından Daichan'dan ayrıldı?
Mrs. Nakano didn't know if there was any bad blood between her husband and Daichan, so let's go right to the source.
Bayan Nakano kocasıyla Daichan arasında sorun olup olmadığını bilmiyordu, - o halde direk kaynağa gidelim.
You know, the sushi chef's wife said that her husband left Daichan's when he realized Daichan was gonna leave the business to his son.
Suşi şefinin eşi kocasının ayrıldığını çünkü Daichan'ın işi oğluna devredeceğini anladığını söylemişti.
Have you recovered from your husband's ordeal?
Kocanızın sıkıntılarını atlatabildiniz mi?
Your husband's financial difficulties.
Kocanızın maddi durumu hakkında.
For acceding to your husband's wishes!
Kocanın isteklerini yerine getiriyorsun.
My cousin Verity's husband.
Kuzenim Verity'nin kocası.
Clearly your husband's murder had something to do with his kidney.
Açıkça kocanızın öldürülmesinin böbrek ile bir ilgisi var.
Are you saying your husband had a kidney that was 3-D printed?
Kocanızın 3-D basılmış bir böbreği olduğunu mu söylüyorsunuz?
Is your husband's.
Kocanızın.
It takes a lot of spite to feed what you think is your dead husband's kidney to his dog.
Eski kocanızın böbreği olduğunu düşündüğünüz şeyle köpeğini beslemek çok fazla kin gerektirir.
Can't find a connection between NZT and the husband-and-wife chemists.
Karı koca kimyagerler ve NZT arasında bir bağ bulamamış.
Well, as Justin's husband, you inherit all of his debts.
Justin'in eşi olarak, onun tüm borçlarını devraldın.
My husband's was he was weak.
Kocam zayıftı.
You're telling me what my husband's gonna do?
Şimdi de kocama ne... yapacağını mı söylüyorsun?
Where's your husband?
Kocan nerede?
♪ True, my husband's only 11 ♪
# Evet, kocam 11 yaşında yalnızca #
- That's my husband.
- O benim kocam.
The husband of one of my clients is on his mother's couch, thanks to me.
Müvekkillerimden birinin kocası annesinin kanepesinde uyuyor, sayemde.
Your husband's surgery went smoothly, but he has suffered a major trauma.
Kocanın ameliyatı iyi geçti ama büyük bir travma atlattı.
We were able to locate and control your husband's bleeding.
Kocandaki kanamanın yerini belirleyip kontrol altına aldık.
We're still trying to solve your husband's paralysis.
Hala kocanın neden felç olduğunu anlamaya çalışıyoruz.
Yes. We, um... we figured out what was causing your husband's paralysis.
Evet, kocanı neyin felç ettiğini bulduk.
My late son's widow was also the queen, but upon the death of her husband, she became Queen Elizabeth, the Queen Mother.
Rahmetli oğlumun karısı da Kraliçe'ydi ama kocasının ölümüyle Ana Kraliçe Elizabeth oldu.
Not least because my husband's mood is intolerable.
Özellikle de kocamın ruh hâli dayanılmaz hâle geldiği için.
Please. Do not curtail my husband's personal freedoms any further.
Lütfen eşimin kişisel özgürlüklerini daha fazla kısıtlamaya çalışmayın.
- At a crisis cabinet meeting this morning when there should've only been one thing on the agenda, the unfolding national emergency... all our Prime Minister wanted to discuss was your husband's new hobby. - What?
- Ne?
I'm a faithful husband and a committed Christian.
Ben sadık ve kendini Hristiyanlığa adamış bir kocayım.
Colin has a wife and you have a husband.
Colin'in karısı var senin de kocan var.
And as a husband and head of house, you must strive also to inspire your wife in every way.
Bir koca ve evin reisi olarak eşine destek olmalısın.
I'd had an affair with Lesley's husband.
Benim Leslie'nin kocasıyla ilişkim vardı.
I haven't been seeing her husband for months, but... it's still very difficult.
Kocasını aylardır görmüyorum ama hâlâ çok zor bir durum.