I'd be grateful Çeviri Türkçe
323 parallel translation
I'd be grateful if you were not to turn her head.
Onun başını döndürmezseniz çok müteşekkir olurum.
Do you think I'd be grateful for an easy life when my friends are treated like animals?
Arkadaşlarım tıpkı bir hayvan gibi muamele görürken benim rahat bir hayat yaşadığım için minnettar olmam gerektiğini mi düşünüyorsunuz?
- I'd be grateful.
- Çok memnun olurum.
I'd be grateful to the end of my days.
Ömrümün sonuna kadar minnettar kalırım.
Your Excellency, that's the story of my life... and I'd be grateful if you'd push the button and have it over with.
Ekselansları, hayat hikayem böyle ve o düğmeye basıp beni gönderebilirseniz çok memnun olacağım.
I'd be so grateful if I could see her.
Lütfen. Onunla görüşebilirsem minnettar kalırım.
I'd be very grateful if one day you let me see the coins.
Bir gün onları görmeme izin verirseniz çok minnettar olurum.
Oh, I'd be awfully grateful, Mr. Bone.
Buna gerçekten çok sevinirim, Bay Bone.
I'd be most grateful.
Çok minnettar olurum.
I'd be very grateful if you'd do that.
- Bunu yaparsanız minnettar olurum.
I'd be most grateful if you'd keep back that last plate you exposed.
Köyde son çekmiş olduğunuz resmi tutmanızı isteyeceğim.
I'd be grateful to you if you'd stop nagging at me!
Beni rahat bırakırsan sana müteşekkir olurum.
- I'd be grateful if she did.
- Kitlese minnettar olurum.
Thank you, Mrs. Lowe, I'd be eternally grateful if you'd pass among the men first.
Teşekkürler, Mrs. Lowe, ben... size müteşekkirim, adamlarımdan eğer daha kötü yarası olan varsa önce ona bakın.
I'd be grateful if you'd tell me where you got it.
Parayı nereden aldığınızı söylerseniz çok minnettar olurum.
I'm... I'm trying to think about this insane case, and I'd be grateful if you would do the same.
Ben... ben şu delice davayı düşünüyorum, ve sen de aynını yaparsan müteşekkir olurum.
I'd be very grateful.
Çok müteşekkir olurum.
Yes, I'd be grateful.
Evet, memnun olurum.
- I'd be so grateful.
- Minnettar olurum.
I just thought that if I gave you a drink and fed you some dinner you'd be so grateful you'd take me to a movie.
Sana içki vermiş olsam ve seni beslemiş olsaydım, düşündüm ki bana müteşekkir kalırdın ve beni sinemaya götürürdün.
I'd be grateful.
Memnun olurum.
I'm sure we shall all be very grateful to you... very grateful, indeed, if you'd have them sent there.
Hepimiz çok minnettar oluruz şu adrese yollarsanız çok minnettar oluruz.
I'd be grateful if you'll be quiet and respond only to my questions.
Sessiz olur ve sadece benim sorularıma cevap verirseniz minnettar olurum.
Well, I'd be most grateful to Mr. Breckenridge for my supper.
Pekala, akşam yemeği için, Bay Breckenridge çok minnettar kalacağım.
I'd be so grateful if you'd take it out.
Çok memnun olurum, şunu çıkarırsanız.
I'd be so grateful if you could take me
Beni götürebilseniz minnettar olurdum size.
First of all, sir, I'd be grateful to know who's accusing me.
Herşeyden önce efendim, beni kimin suçladığını bilmekten minnettar olurum.
I'd be grateful if you'd think for once.
- "Sevgili Josephine'e" yazın.
I'd be very grateful if you would. Come. Come.
Müteşekkir kalırım.
I deluded myself into thinking she'd be grateful at last
Sonunda minnettar olacağını düşünerek boş yere kendimi kandırdım.
I'd be grateful.
Minnettar olurum.
So if you'll go along with my masquerade of a reporter from one of our more esoteric crime magazines, I'd be most awfully grateful to you.
Onun için özel cinayet haberleri veren bir derginin muhabiri hüviyetimi bozmazsanız çok müteşekkir olurum.
- I'd be so grateful.
- Çok sevinirim.
You're the senior member of the party and I'd be grateful for your help.
Grubunuzun en yaşlısı sizsiniz ve size yardım etmekten keyif duyarım.
Well, I'm not as confident that we won't make it as you seem to be... but I would be grateful if you'd send up some smoke at midday for the next three days.
Evet, Dediğiniz gibi belki de başaramayız. Önümüzdeki 3 gün öğle vakti göğe duman yükseltirseniz size minnettar kalırım
I'd be eternally grateful if you'd permit me to call upon you this evening.
Eğer bu akşam seni ziyaret etmeme izin verseydin ebediyen minnettar kalırdım.
If you can find him quickly, I'd be grateful.
Onu bir an önce bulursanız çok memnun olacağım.
I'd be awfully grateful.
Minnettar kalırım.
I'll be bloody grateful if you'd leave, Colonel.
Eğer hemen giderseniz çok müteşekkir olurum Albay.
I'd be grateful for anything you could do.
Yapabileceğiniz her şeye minnettar olurum, Bay Carter.
I'd be very grateful if you would.
Buna çok minnettar olurum.
I'd be grateful if you would tell her that Chalmers wishes to see her.
Chalmers'ın kendisini görmek istediğini söylerseniz sevinirim.
I'd be immensely grateful to you, Felix, if you didn't clean up just now.
Hemen temizliğe girişmezsen çok memnun olacağım Felix.
I'd be grateful to go that way myself when the time comes.
Zamanı geldiğinde ben de öyle ölmek isterdim.
Like Kuro, I'd be grateful if you could just express some understanding.
Biraz çabuk anlarsan Kuro gibi ben de memnun olurum.
I'd be grateful for any suggestion.
- Bir önerin varsa minnet duyarım.
I'd be ever so grateful, Mr. Christie.
Çok minnettar olurum, Bay Christie.
- I'd be most grateful.
- Çok sevinirim.
I'd be so grateful if you'd do something for me.
Benim için bir şey yaparsan çok memnun olurum.
Yes, I'd be grateful.
Evet, minnettar olurum.
I'd be grateful.
Minnettar kalırım.
i'd be happy to help 28
i'd better be off 18
i'd be glad to 41
i'd be honored 86
i'd better not 35
i'd better go 181
i'd be happy 18
i'd be 62
i'd be dead 78
i'd be delighted 98
i'd better be off 18
i'd be glad to 41
i'd be honored 86
i'd better not 35
i'd better go 181
i'd be happy 18
i'd be 62
i'd be dead 78
i'd be delighted 98