I'll wait here Çeviri Türkçe
1,309 parallel translation
Look, you wait here for five minutes and I'll come back with a car.
Sen burada beş dakika bekle ben araba bulup geleceğim, tamam mı?
- Wait here. I'll be back directly.
- Bekle, hemen dönerim.
All right, I'll wait right here.
Pekala. Burada bekleyeceğim.
Don't worry. I'll wait here till you're done.
Sorun değil.İşin bitinceye kadar, ben seni burda beklerim.
Liu and I'll wait right here.
Liu ve ben burada bekleyeceğiz.
- I'll wait here until you kill Gant.
Sen Gant'ı öldürene kadar burada bekleyebileceğimi fark ettim.
Wait here, I'll return at once.
Burada kalın. Döneceğim.
( HILL ) : If you'll wait here, your ladyship, I'll tell my mistress you're here.
Saygıdeğer leydim, burada bekleyin de geldiğinizi hanımefendiye söyleyeyim.
I'll wait back here.
Ben arkada beklerim.
I'll wait here.
Ben burada beklerim.
All of us in one spot. And it's like somebody says, "Just wait here, I'll be back."
Hepimiz bir arada belli bir yerdeyiz. "Bekleyin bu odada, şimdi geliyorum" diyor biri.
- I'll wait here for you.
- Seni burada bekleyeceğim.
Wait here, I'll go around back.
Burada bekle, ben şuraya bir bakayım.
I'll get it, you wait here
Alacağım, sen burada bekle.
- Just wait here. I'll be right out.
- Burada bekle. Hemen çıkarım.
Well, wait here and I'll...
Burada bekle, ben...
Well, I'll camp here and I'll wait.
Burada kamp kuracağım ve bekleyeceğim.
I'll wait here.
Ben burada bekliyorum.
It must've gone under the sofa. I'll wait here.
Kanepenin altına kaçtı, burada bekleyeceğim.
Come to the picnic and I'll wait here and let you leave first so your mother doesn't see me.
Pikniğe gel ve ben burda bekliyeceğim ve sen önce ayrıI böylece annen beni görmemiş olur.
You call and say, "Wait, I'll be right over," and here's the crazy part, I actually wait.
Beni aradın ve, "Bekle, hemen geleceğim." dedin, ve işte delilik kısmı...
I'll wait here one while.
Bir süre burada bekleyeceğim.
I'll just wait here!
Burada bekleyeceğim!
I'll just wait here, OK?
Ben burada beklerim, tamam mı?
Wait here. I'll be back.
Az bekle. Hemen dönerim.
- I can't wait to see what you'll do here.
- Burada ne yapacağını görmek için sabırsızlanıyorum.
I'll wait here... or in the ladies'room.. or maybe out in the parking lot.
Ben burada beklerim. Ya da tuvalette, ya da park yerinde.
If you wanna wait here, I'll get us a couple of coffees.
Beklersen, kahve getiririm.
I'll stay here and wait for the Doctor's instructions.
Ben burada kalıp talimatlar için Doktor'u bekleyeceğim.
I'll wait here.
Ben burada bekleyeceğim.
Look, why don't you wait here and I'll go talk to this Hasdrud-al?
Bak. Neden burada beklemiyorsun ve bende gidip şu Hasdrudal ile konuşacağım?
Go ahead, I'll wait here.
Gidin. Burada beklerim.
- I'll wait here.
- Burada bekliyorum.
- I'll wait for you here. - Okay.
- Seni burada beklerim.
I'll wait here.
Ben onu bekleyeceğim.
I'll wait here as long as needed.
Ne kadar sürerse sürsün, buradan ayrılmayacağım.
I'll wait here as long as it takes.
Ne kadar sürerse sürsün, buradan ayrılmayacağım.
You wait here. I'll get a wheelchair.
Bekleyin, tekerlekli sandelye bulacagim.
Right. I'll just wait right here.
Tamam, burada bekleyeceğim.
- I'll wait out here.
- Burada bekleyeceğim.
- Go and tidy up and I'll tell them to come in and wait here.
- Dur... - Git kendine çekidüzen ver.. ... ben de onlara gelip burada beklemelerini söyleyeyim.
Oh. Then I'll wait here a minute. Do you mind?
O zaman burada bir dakika bekleyebilirim değil mi?
- I'll wait here.
- Ben burada bekleyeceğim.
I'll wait here.
Burda bekleyeceğim.
If you wait here, I'll tell Mr Berman you'd like to speak with him.
Eğer burada beklerseniz, Mr Berman'a onunla konuşmak istediğinizi söyleyeceğim.
I'll wait here.
Ben beklerim.
Okay, look, I'll, uh, I'll stay here, and I'll wait in case Gary calls, and you...
Tamam, ben burada kalacağım Gary ararsa diye.
I'll just wait till Chairman Nilva gets here.
Başkan Nilva buraya gelene kadar bekleyeceğim.
I'll wait here.
Ben burada bekleyeceğim. Hayır.
You'll wait in your cell till I come and get you. The van'll be here in 25 minutes.
Seni gelip alana kadar hücrende bekleyeceksin.
- Oh, no, I'll wait here till you're done.
- Hayır, işiniz bitene kadar bekleyim ben.
i'll wait for you 156
i'll wait 445
i'll wait outside 81
i'll wait right here 16
i'll wait for you here 37
i'll wait for you outside 25
i'll wait in the car 42
wait here 1289
wait here a moment 18
wait here for me 30
i'll wait 445
i'll wait outside 81
i'll wait right here 16
i'll wait for you here 37
i'll wait for you outside 25
i'll wait in the car 42
wait here 1289
wait here a moment 18
wait here for me 30
wait here a minute 22
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here's my 20
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here's my 20