English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I'm afraid it is

I'm afraid it is Çeviri Türkçe

505 parallel translation
I'm not scared of something that I can't see nor hear. It is you, whom I can see and hear that I'm afraid of.
Görmeyip duyamadığım şeylerden korkmam ama senin gibilerden korkarım.
The fact alone that I'm still alive and well is a testament that it's not my fault... that's what I'm afraid others will think.
Yaşama şeklimden kendimi suçladığımın sanılmasının düşüncesi bile kötü.
I'm afraid it is impossible to get a train out of Visegrad until the express goes through at 11 : 00 tonight.
Korkarım bu gece 11'de kalkan ekspres dışında Visegrad'a giden bir tren bulmanız mümkün değil.
I'm afraid it is, Mother.
Korkarım öyle, anne.
You see, the necklace that you sold mademoiselle is really very beautiful but too expensive for us, and I'm afraid we'll have to return it.
Matmazele sattığınız kolye çok güzeldi ama bize göre çok pahalı. Maalesef iade etmek istiyoruz.
- I'm afraid that's what it is, Swana.
- Durum böyle ne yazık ki Swana.
- I'm afraid it is.
- Korkarımki öyle.
It's hard to take everything from you, but I'm afraid it is.
Tüm umudunuzu elinizden almak gerçekten zor ama maalesef öyle.
But on this occasion, I'm afraid it is clear.
Ama korkarım, bu gayet açık.
- I'm afraid it is.
- Korkarım evet.
I hate to say it, Miss Creighton, but I'm afraid this is goodbye.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama, Bayan Creighton, korkarımki bu bir hoşçakal demek.
I'm afraid it is little better than a floating slum!
Ne yazık ki yüzen bir gecekondudan biraz daha iyidir.
I'm afraid it'll mean a lot of extra work for you... putting things in order so I can get away.
Korkarım bu sizin için bir sürü fazladan iş demek... İşleri yoluna koyarsanız gidebilirim.
- I'm afraid it is.
- Üzgünüm ki öyle.
I'm afraid the decanter will have to stay where it is.
Üzgünüm ama sürahi olduğu yerde kalacak.
But, when it gets right down to it, I suddenly find that I'm afraid of the sea.
Ama iş harekete geçmeye gelince bir anda denizden korktuğumu fark ettim.
But the worst of it is that it's been so hard for him to have me along... because I've made him that way, too. Now he's afraid.
İşin kötüsü, beni de yanında götürmek asıl onun için çok zor oldu... çünkü kendi hislerimi ona da bulaştırdım.
Anybody who's afraid that somebody else is going to read it... or that I would handle this question... can just forget that I ever touched them.
Birinin soruyu okuyacağından veya benim soruyu değiştireceğimden korkan varsa onlara hiç dokunmadığımı unutmasın.
- Yes, I'm afraid it is.
- Evet, korkarım o.
Yes, I'm afraid it is.
Evet, korkarım öyle.
The trouble is, I've thought about it so long, I'm afraid I've missed the bus.
Sorun şu ki, bu konuda uzun uzun düşündüm, korkarım ben treni kaçırdım.
- I'm afraid it is.
- Korkarım öyle.
- Yes, I'm afraid it is.
- Evet, korkarım öyle.
I'm afraid it is.
Korkarım ki öyle.
I'm afraid we've had it this time.
Korkarım bu iş şimdilik buraya kadar.
Yeah, I'm afraid it is, Tess.
Evet, ne yazık ki öyle Tess.
But, well, my plane is not a large one... and, well, I'm afraid it would be most uncomfortable.
Ama... şey, benim uçak çok büyük bir şey değil ve korkarım, çok konforlu olmayacak.
I'm afraid it is.
Korkarım öyle.
Yes, I'm afraid it is.
Evet korkarım öyle.
Even though I have all the comforts of home, I am afraid it is time for our play, and I wouldn't want everyone to watch this standing on his head.
Tüm ev rahatlığına sahip olsam da, korkarım, oyunumuzun zamanı geldi, ve ben herkesin bunu baş aşağı izlemesini istemem.
- I'm afraid it is.
- Ne yazık ki öyle.
I'm afraid it is.
Peki, içeri girsen iyi olur.
So fearful, and yet why is it I'm not afraid anymore?
Çok korkunç, ama yine de neden artık korkmuyorum?
If this is going to be a serious discussion and suddenly I'm terribly afraid it is, you're going to have to take off that ridiculous mask or else I'm going to have to wear one, too.
Eğer bu ciddi bir konuşma olacaksa beni sıkıntıya sokan şu saçma sapan maskeyi çıkartmalısın. Yoksa ben de takmak zorunda kalacağım.
Perdy, I'm afraid it's all up to us.
Perdy, ne yazık ki iş başa düştü.
I'm afraid this is it, Sergeant.
Sadece bu kadariz Çavus.
I'm afraid the... err... the liquid is not too warm, but the cold here is so intense, it even robs a flame of its heat.
Korkarım ateş yeterince sıcak değil, ancak buraların soğuğu çok fazla, Alevler bile soğuk.
I'm afraid for you. If the King is our enemy, I must know about it.
- Aklıma koyduğumu yapmaşıyım.
But as it is I'm afraid you'll have more than your hands full getting her out of this place.
Ama bu durumda onu buradan çıkartabilmek için çok uğraşacaksınız.
When is it due? - Not for two hours, I'm afraid.
- Korkarım en az iki saat.
- I'm afraid it is.
- Maalesef doğru.
- Not much I'm afraid, but it is something.
- Fazla değil ama bu da bir şeydir.
I'm afraid it's a job which won't keep you busy much longer.
Korkarım, bu iş seni daha fazla meşgul etmeyecek.
Mr. Rutland, I've been thinking it over, and I'm afraid it's not going to work.
Bay Rutland, yeniden düşündüm ve bence bu iş olmaz.
I'm afraid you must excuse me, darling, but it is a little late.
Affedersin, hayatım, geç oldu.
Yes, I'm afraid it is, general, but maybe if we recognize it and admit it to ourselves, we might learn to live with each other.
Evet, korkarım ki öyle, General. Ama, eğer bunu tanımlarsak ve kendimize itiraf edersek, başkalarıyla beraber yaşamayı öğrenebiliriz.
It is not for hatred, nor for suspicion of your diversity arrived in our city with signs of an other race, that I am afraid.
Bu yaklaşımım, ne düşmanlıktan, ne de senin barbar oluşunun doğurduğu... kuşkunun beni korkutuyor olmasından kaynaklanıyor.
I'M AFRAID THAT THE MINISTRY OF SILLY WALKS IS NO LONGER GETTING THE KIND OF SUPPORT IT NEEDS.
Korkarım, Aptal Yürüyüşler Bakanlığı ihtiyacı olan desteği artık alamıyor.
– I'm afraid it is, Dad.
- Korkarım öyle baba.
However, I'm afraid this little jaunt we've organized now... is going to change all that because, amongst other things... it's going to make it necessary for us to penetrate all the way to their main base.
Yine de, şimdi ayarladığımız bu küçük gezinin... tüm bunları değiştireceğini düşünüyorum çünkü diğer şeylerin yanında... bu bizim onların ana üssüne nüfuz etmemizi gerektirecek.
Yes, I'm afraid it is very urgent, yes.
Evet, korkarım çok acil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]