English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I'm calling

I'm calling Çeviri Türkçe

9,727 parallel translation
- I'm calling myself from your phone.
- Senden kendimi arıyorum.
I'm just calling to find out where we keep the tea.
- Çayı nereye koyduğumuzu sormak için aramıştım.
You just remember when I come calling that I chose a side.
Bu aramayı yaptığımda tarafımı seçtiğimi hatırla yeter.
I just don't know why you're calling me.
Beni niye aradığını anlamadım.
I need to risk calling Sara.
Sara'yı arama riskini alacağım.
I'm not calling just anyone.
Herhangi birini aramıyorum.
I thought we won't be calling each other like this. Don't say that.
- Birbirimizi aramayacağımızı söylemiştik.
I'm calling from Gallery Lövholmsbrinken.
Galeri Lövholmsbrinken'den arıyorum.
I'm calling from the gallery Lövholmsbrinken.
Galeri Lövholmsbrinken'den arıyorum.
I'm calling the State Department.
Dışişleri Bakanlığını arayacağım.
No, I'm not calling you a liar.
Hayır, sana yalancı demiyorum.
I'm calling on behalf of Michael Jordan.
Sizi Michael Jordan adına arıyorum.
I am calling you out, sir.
Sizi çağırıyorum bayım.
I'm calling it.
Bitiriyorum.
And for not calling us, I'm sure.
- Ve eminim ki, bizi aramaması için.
I'm calling him now. He also has two registered firearms.
Ayrıca, iki adet ruhsatlı ateşli silahı varmış.
And he broke my wrist and started kicking me for just watching him get beaten and not calling 911.
Ve bileğimi kırdı. Ve beni tekmelemeye başladı... Yalnızca onun dayak yiyişini izleyip 911'i aramadığım için.
Well, I'm calling you personally to say it's a serious mistake.
Ciddi bir hata olduğunu söylemek için seni arıyorum.
I'm calling it off. For what?
Lady Arrabuena yarın için çoktan evine davet etti.
Mike, I don't know about your sarin, man, but I do know Briggs didn't come home last night, and now Soto Street's calling everybody in and...
- Mike, Sarinin hakkında bir şey bilmiyorum, adamım Ama Briggs'in dün gece eve gelmediğini biliyorum, Ve şimdi Soto Sokağı'nın herkesi çağırdığını ve- -
I'm the one who should apologize for not calling you. Don't be silly.
Aptallık etme.
That's actually why I'm calling you.
Seni de bu yüzden aradım.
Well, I tried calling his stupid cellphone, but the number's been disconnected.
- İşe yaramaz telefonunu aradım. Ama numarası kullanılmıyordu.
I've been calling, but she won't answer.
Arıyorum ama telefonlarımı açmıyor.
Actually, I'm, uh... I'm calling about something else.
Aslında ben başka bir şey söylemek için aramıştım.
That's it, I'm calling it a night.
Bu kadar yeter, paydos ediyorum.
- I'm calling, but she's not picking up.
- Arıyorum ama açmıyor.
Yes, I'm calling about my son.
Evet oğlum için arıyorum.
How can I help you? - I'm c-c-calling a-about mmm mm mm hello?
Ar-arama s-s-sebebim s-sebebim b-benim...
Now find my ring - or I am calling your mother!
- Yüzüğü bul yoksa anneni ararım!
I'm not calling you a liar, but in my line of business, when a guy gives you the code to the safe, he's already made off with the loot.
Sana yalancı demiyorum ama benim mesleğimde, bir adam sana güvenlik kodunu verdiğinde, çoktan ganimeti alıp kaçmış olur.
I've been calling all day!
Tüm gün seni aradım!
So I'm to wait till she leaves her little calling cards all over my home.
Yani oturup evimin her köşesini aşk notlarıyla doldurmasını mı beklemeliyim?
I'm calling security.
Güvenliği çağırıyorum.
I'm doing what's right for the galaxy by calling you, so if we come back to Earth, can my family have a normal life?
Sizi arayarak galaksi için, doğru olanı yapıyorum, eğer dünyaya geri gelirsek, ailem normal bir yaşama sahip olabilir mi?
Let's go. I'm calling this road trip the 007, because we are gonna bond. Yay!
Yaşasın!
I'm calling myself.
Kendim aradım.
Um, I tried calling Eli, but he didn't answer.
Eli'ya ulaşmaya çalıştım ama cevap vermedi.
I'm calling to let you know that your next big fragrance is on its way.
Sonraki büyük parfüm yolda olduğunu bildirmek için aramıştım ı'm.
I tell you the thing that's been eating at me for days, And you're calling me a liar?
Sana günlerdir içimi yiyip bitiren şeyi anlatıyorum sen de bana yalancı mı diyorsun?
No, I'm calling an ambulance.
- Hayır ambulans çağıracağım.
In fact, that's why I'm calling.
Aslında ben de bunun için aradım.
I'm calling for my goddamn laundry, if that's okay with you.
Çamaşırhaneyi arıyorum eğer senin için sorun yoksa.
I'm calling about that situation.
O durumla ilgili arıyorum zaten.
What? I'm calling Father Wyatt.
- Hemen Peder Wyatt'ı arıyorum.
And when I come home, you better not still be here, or I am calling the police.
Geldiğimde burada olmasan iyi olur yoksa polisi ararım.
I'm calling on you as a Strix to come to the aid of your brethren.
Ben de seni bir Strix olarak kardeşinin yardımına koşmaya çağırıyorum.
I'm calling Hardy and Brenner.
- Hardy'yle Brenner'ı arıyorum.
Anyhow, I was just calling to touch base, let you know that I sold the practice, and tell you that I burned down the house.
Neyse, sadece konuşmak için aramıştım. Muayenehaneyi sattığımı ve evi yaktığımı söylemek istedim.
- I'm calling the police.
- Hayır! - Polis çağırıyorum.
You try that again, I'm calling the police.
Bunu bir daha denersen polisi arayacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]