I'm good with that Çeviri Türkçe
689 parallel translation
If it was memories of me toying with her when I wasn't being myself... then it's a good thing... that it's gone.
Umarsızca oynadığım bir oyunsa bitmesi iyi olmuş.
That's too bad. We could've lived together with me reading all the books that you'd recommend and with me teaching you all the sports that I'm really good at.
Sen bana kitap tavsiye ederdin ben de sana bildiğim sporları öğretirdim.
But I've lived in these islands for a good many years, and I've seen things with my eyes that made me think I was crazy.
Ve gözlerimle öyle şeyler gördüm ki, aklımı kaçırdığımı düşündüm. Haiti'de, yerlilerin Afrika'dan getirdiği pek çok batıl inanç vardır.
- Yes. - I'm as good as some of them that's been playing with you.
- Etrafınızda dört dönenler kadar iyiyim.
But there's one thing I won't gamble with, and that's my good name.
Ama sadece adım üzerine kumar oynamam.
Not if I'm as good doctor as you are with that hatchet.
Bu baltayla birisi saldırırsa o zaman iyi bir doktor değilim.
That's the only good part : I'm with you.
Bunun tek iyi yanı, senin yanımda olman.
I'm wondering if a single person, even with a good deal of leisure, could have done all that.
Merak ediyorum, bekâr biri epey boş zamanda bütün bunları yapabilir.
Waldo, for your own good, I'm warning you to stop implying... that I had anything to do with Laura's death.
Waldo, kendi iyiliğin için, Laura'nın ölümüyle herhangi bir bağlantım olduğunu ima etmeyi kesmen için seni uyarıyorum.
Our good friend, the district attorney is just itching to open a letter that I left with him.
Sevgili dostumuz bölge savcısı... şu anda ona bıraktığım bir mektubu açmak için kıvranmakta.
I hereby swear on this good book... that I'm goin'through with our deal... to the letter.
Bu belge ile yaptığımız anlaşmaya... harfi harfine sonuna kadar bağlı kalacağıma... kutsal kitap üzerine yemin ederim.
- That's easy. I'm gonna be a trumpet man like you, get me a job with a good band...
Senin gibi trompetçi olacağım, iyi bir orkestrada kendime iş bulup...
I'm almost sorry we didn't meet up with that gang you're after. Make good copy.
O haydutlarla tanışmadığım için neredeyse üzüleceğim.
Also, I had a good look at this Joe and, well, I'm only being honest with myself when I say that in my opinion, he's even better-looking than I am,
Ayrıca, Joe'ya iyice baktım ve tamamen dürüstçe söylemem gerekiyor ki benim fikrime göre, o benden çok daha yakışıklı.
That's my good leg, my pedal foot, that I play the piano with.
Bu da benim işe yarayan bacağım, pedal ayağım, onunla piyano çalıyorum.
Ordinarily I'm a fairly good-natured person, Seymour, but I find it impossible to spend any time with you and remain that way.
Genel olarak ben oldukça iyi tabiatlı biriyim, Seymour, fakat seninle zaman geçirmeyi ve öyle kalmayı olanaksız buluyorum.
I tried to tell you that getting things that way was no good and it was you that made me resolve to be through with it.
Bu şekilde bir şey elde etmenin iyi olmadığını... sayende bundan vazgeçmeye karar verdiğimi anlatmaya çalıştım.
If you will be so good as to leave it with me... I'll see that you have your supplies as usual... when you return from your holidays.
Eğer bana bırakmaya lütfederseniz tatilinizden döndüğünüz zaman, her zamanki gibi ihtiyaçlarınızı karşılayacağım.
- Are you any good with that automatic? - I'm a killer, man.
- Bu otomatiği kullanabilir misin?
For myself, I can digest pig iron and while I might appear to doze occasionally, you'll find that I'm easily awakened particularly if shaken gently by a good lawyer with a nice point of law.
Şahsen ben her şeyi rahatça hazmederim... ve ara sıra içim geçmiş gibi görünse de... kolayca uyandığımı göreceksiniz. Hele iyi bir avukat, hukukun ince bir noktasıyla... beni hafifçe dürterse.
Personally, I think it's a good cause and all that, and I wish you luck with it.
Kişisel fikrim, Bence bu iyi bir sebep ve bununla birlikte umarım şansın yaver gider.
That's why I'll sort good and bad German later, with a clear head.
Ama ben okuduklarımın ışığında insanları, ırkından dolayı yargılamamayı öğrendim.
I have a very good business and I will not take on an assignment that we can't do our best work with.
Çok iyi bir işim var ve çok iyi bir iş çıkaramayacağımız bir görevi üstlenmem.
I've yet to meet a good reporter whose only concern was getting a story... and keeping that source secret. Well what else would he be concerned with?
Ancak henüz, sadece hikâyeyi yansıtmayı umursayıp kaynağını gizli tutan iyi bir gazeteciyle tanışmadım.
I used to give them to all my really good friends the people that I worked with.
Eskiden gerçekten iyi arkadaşlarımın hepsine verirdim bunlardan... beraber çalıştığım insanlara. - Onları benim için yaptılar.
I'm forced to fight him now and crush him but at least he gave me with open hands everything that is at all good in me, and you have never given me anything but your copping mediocrity and your everlasting obsession
Hatta hatta amcan İmparator August gibi yüzlercesi! Onunla savaşmak zorunda kaldım ve şimdi onu ezdim ama... en azından benim için iyi olduğunu düşündüğü ne varsa... cömertçe bana verdi. Ama sen bana, vasatlığınla başa çıkma çabalarım haricinde... hiçbir şey vermedin.
You know, Livius... it's when I'm with you, that I feel... good. Safe.
Biliyor musun Levius, seninle birlikte olduğumda, kendimi çok iyi ve... güvende hissediyorum.
Yes. "You need very little movement... to make a good cast with a spinning reel." I must've missed that.
Evet. "Çok hafif hareket gerekiyor. döner makara ile iyi bir atış yapmak için" Gözden kaçırmışım herhalde.
You must excuse me, but... every time I see a face with good bone structure... immediately I picture that face up on the screen.
Beni bağışlayın ama ne zaman iyi bir kemik yapısına sahip bir yüz görsem hemen onu beyazperdeye taşırım.
My plan is, on the night of the crime my plan and I will be curled up in that bed with a good book.
Planım şu, suç gecesi ben ve planım, güzel bir kitapla şu yatakta uzanıyor olacağız.
But I'm so angry that I've a good mind to press on with this one.
Ama o kadar kızgınım ki bu vakada çalışmaya devam edebilirim.
It's just that I'm not very good with words.
Kelimeleri kullanmayı pek beceremem.
And I'm afraid, you see, that if the game was up with us it might be up with a good many more.
Evet, ama şunu anlamıyorsun eğer bizim işimiz biterse, daha birçoklarının da işi bitebilir.
I assure you, we appreciate all you have done for the revolution, but you must also appreciate how important it is that I... My government, that is, maintain good relations with the United States.
Devrim için yaptığınız herşeye minnettarım ama benim yani hükümetimin Birleşik Devletler ile olan iyi ilişkileri sürdürmemizin ne kadar önemli olduğunu sizde taktir edersiniz.
But I'll leave you with a thought that might do some good.
Ama sizleri, işinize yarayabilecek bir düşünceyle bırakacağım.
With that I think we'll say good adieu.
Bununla birlikte sanırım vedalaşma vakti geldi.
They're just gonna think that I'm not too nice a guy, which I'm not and that you're a hell of a good person for putting up with me, that's all.
Benim pek de iyi bir herif olmadığımı düşünürler, değilim zaten. Senin ise bana katlandığın için dünya tatlısı olduğunu düşünürler, o kadar.
The warning that I've received you might take it with however many grains of salt you wish that the brown acid that is circulating around is not specifically too good.
Kulağıma gelenlere göre etrafta bol kahverengi asit dolaşıyormuş, uyarımı ciddiye alıp gerekenleri yapın ve bol tuz bulundurun.
And I'm, I was happy to find out that after David had been in jail for two and a half weeks he already had a very, very good hunger strike going on with forty-two federal prisoners none of whom were draft people.
Ve ben... David 2.5 hafta tutuklu kaldıktan sonra, 42 federal mahkumla birlikte açlık grevine başlamasını öğrenmekten açıkçası çok mutlu oldum. ve hepsi de iyi insanlar bunların.
I know some people believe that a good cigar goes with their glass of wine, but I'm afraid I feel they clash.
Ben... Ben bazı insanların iyi bir puronun şarap kadehleriyle uyum sağladığına inandıklarını biliyorum, fakat korkarım ben çatıştıklarını hissediyorum.
If Hyman Roth sees that I interceded in this, in the Rosato brothers'favour, he'll think his relationship with me is still good.
Eğer Hyman Roth, Rosato kardeşlerin yararına aracılık yaptığımı görürse, onunla aramın iyi olduğunu düşünecektir.
I got the feeling that you were good with children.
Çocuklarla iyi anlaştığınız izlenimine kapıldım.
After I discussed this with my wife if I give you this film it means that I will lose it for good.
Eşimle şöyle bir düşüncemiz var bu filmi size verirsek, bir daha izleme şansımız olmayacak.
I was in the bathroom, drying myself with a freshly washed, rough towel... that smelled good.
Banyodaydım, kendimi yeni yıkanmış, güzel kokan... pütür pütür bir havluyla kuruluyordum.
There's a competition for a monument to Slowacki I'd like to make a good project for that I live with my memories : pre-war the underground resistance, the great reconstruction after the war
Slowacki anıtı için bir yarışma düzenleniyor. Bu yarışmayı iyi bir proje ile kazanmak isterdim. Savaş öncesi anılarım çok canlı.
That night I skipped out with all the money in the house, this time for good.
# O gece, evdeki tüm parayı alıp kaçtım... #... bu kez temelli gidiyordum.
I know you are good friends with Xiaoli, but... since we've decided to leave the martial arts world, won't you agree that we should stay away from him?
Üstad Li ile iyi dost olduğunuzu biliyorum, ama... Dövüş sanatları dünyasından ayrıldığımız için, Ondan uzak durmalıyız, değil mi?
Never mind, good master, I'll run away from here so fast that even your dogs will never catch up with me.
Boşversene efendi, buradan öyle bir kaçacağım ki, köpeklerinin bile beni yakalayamayacak.
On our differences about the Palestinians I believe there is a solution in a peace treaty with Jordan, that will be good for them... and safe for us.
Filistinliler hakkındaki görüş ayrılıklarımızın Ürdün ile yapacağımız barış anlaşmasıyla çözüleceğine inanmaktayım.
I must confess, Hamilton... that I probably would have infused it with a little more skepticism... but bitter resentment won't prevent me from admitting it was a good piece.
İtiraf etmeliyim ki Hamilton... ben olsaydım muhtemelen biraz daha şüpheci yaklaşırdım... fakat bu kızgınlık bunun iyi bir haber olduğunu kabul etmemi engellemez.
Although real good people disagree with me, I believe that this Antichrist is alive today living in the ten nation alliance I was talking about...
Bu konuda bana katılmayan pek çok iyi insan var, ama benim inancım şudur ki, bu deccal bugün yaşıyor.
i'm good 4884
i'm good at it 65
i'm good either way 17
i'm good at this 41
i'm good here 30
i'm good to go 71
i'm good now 27
i'm good with it 16
i'm good at my job 18
i'm good at that 22
i'm good at it 65
i'm good either way 17
i'm good at this 41
i'm good here 30
i'm good to go 71
i'm good now 27
i'm good with it 16
i'm good at my job 18
i'm good at that 22
i'm good at what i do 20
i'm good for it 53
with that in mind 45
with that said 19
with that 162
with that attitude 21
i'm going home 825
i'm gonna fuck you up 17
i'm going out tonight 18
i'm going to sleep 71
i'm good for it 53
with that in mind 45
with that said 19
with that 162
with that attitude 21
i'm going home 825
i'm gonna fuck you up 17
i'm going out tonight 18
i'm going to sleep 71
i'm gonna kill you 458
i'm glad to see you 135
i'm gonna die 222
i'm going to work 99
i'm great 475
i'm going to die 127
i'm going to take a shower 34
i'm going crazy 146
i'm going to kill you 225
i'm going to bed 414
i'm glad to see you 135
i'm gonna die 222
i'm going to work 99
i'm great 475
i'm going to die 127
i'm going to take a shower 34
i'm going crazy 146
i'm going to kill you 225
i'm going to bed 414