I asked you something Çeviri Türkçe
275 parallel translation
- I asked you something.
- Sana bir şey sordum.
I asked you something.
Sana bir şey sordum.
Are you sure? I asked you something
Sana soruyorum, açabilecek misin?
I asked you something.
Sana bir şey sorduğumda, cevap ver.
Cheap, I asked you something, come over here and answer me.
Cheap, sana bir şey sordum, buraya gel ve bana cevap ver.
I asked you something!
- Onları nereye gönderdin dedim!
I asked you something first.
- Önce ben sana bir şey sordum.
I never asked you to stoop to something like that.
Senden böyle bir şey yapmanı istemedim.
The reason I asked you to come over, Dan, was I wanted to put something up to you.
Seni buraya, bir teklifte bulunmak için çağırdım Dan.
I asked you to dig up something.
Firefly'a karşı bilgiye ihtiyacım var.
I asked you here tonight because I want you to do something for me.
Seni bu gece yanımda istedim çünkü yapmanı istediğim bir şey var.
Would you think me very troublesome if I asked for something to eat?
Yiyecek birşeyler istesem size sorun çıkarır mıyım?
You asked for something quieting, and I prescribed stout.
Sakinleştirici bir şey istediniz, ben de size siyah bira önerdim.
You might've asked me if I wanted something.
Ne istediğimi sorabilirdin.
Would you mind if I asked your professional opinion about something?
Bir konuda profesyonel fikrinizi sormamamın sakıncası var mı?
Rhett, would you do something for me if I asked you?
Senden birşey istesem, yapar mısın?
When I asked you for something to eat.
Senden yiyecek birşeyler istediğimde.
If I asked you to do something you thought was wrong, what then?
Ya senden yanlış olduğunu düşündüğün bir şey yapmanı istersem?
If I asked for something, you gave it to me right away.
Senden bir şey istesem hemen verirdin.
I asked you to come, because I think I've hit on something.
Bir şey bulduğumu düşünüyorum. O yüzden gelmeni istedim.
You asked me once to tell you of something I wanted.
Bir keresinde bana ne istediğimi sormuştun.
Listen, I've never asked anything from you, but this time you have to do something to free Roberto.
Dinle, şimdiye kadar senden hiçbir şey istemedim fakat bu kez Roberto'nun serbest kalması için bir şeyler yapmalısın.
Monique, remember the day we met at Madame Brieux's, and she said something to me in French and I asked you what she said?
Monique, Bayan Brieux'da tanıştığımız günü hatırlıyor musun? Bana bir şeyler söylemişti, sana ne dediğini sormuştum.
I also asked you something once that you could've given me.
Ben de bir zamanlar senden bir şey istemiştim.
You asked me if I have ever done something I remember but would like to never happen.
Bana hatırladığım fakat hiç gerçekleşmemesini dilediğim bir şey yaptım mı diye sormuştun.
I asked you if you lost something.
Sana birşey mi kaybettin dedim.
I asked for something authentic, well don't you see, this is authentic.
Gerçekçi bir şey istemiştim. İşte bu gerçek.
I think we might be heading toward something at last for two days ago, I asked you who drove your car down to Bainbridge and you said you and your wife did but now I hear something else again.
Sanırım, biz sonunda bir konuda bir fikir edinebildik. İki gün önce sana şunu sormuştum : "Bainbridge'e kadar arabayı kim kullandı?"
You asked for something special, and I got it.
Özel bir şey istediniz, ben de aldım.
Tommy, if I asked you to do something very special for me, would you do it?
Tommy, eğer senden benim için çok özel bir şey yapmanı istesem, bunu yapar mıydın?
What would you think if I asked you to do something that might seem a little selfish?
Sizden bencilce bir şey istesem ne düşünürdünüz?
I've been asked to tell you something important.
Size önemli bir mesaj vermem söylendi.
I asked him : Could you play something slow? I don't know how to dance, and there's this girl I like a lot.
15 00 : 16 : 37 : 12 "Nasıl dans etmeyi bilmiyorum... 13 00 : 16 : 40 : 01 ve çok hoşlandığım bir kız var" dedim.
I want to ask you something that I have never asked before.
Sana daha önce hiç sormadığım bir şey sormak istiyorum.
I only asked if you had something with a little puce in it!
Sadece içinde mor rengi olan bir tablo var mı diye sordum!
I asked you if I said something wrong and you said no, it was so right it scared you.
Bu öyle doğruydu ki seni korkuttu.
I did remember something, as you asked, about the night Laura died.
Bu arada aklıma bir şey geldi. Laura'nın öldüğü geceyi sormuştunuz ya.
If I asked you to do something more...
Sizden birkaç şey daha rica etsem?
Well, you know, I asked Chris what I should get you, and, well, he said something personal.
Evet. Ve iyi, o kişisel bir şey söyledi Peki, sen bilirsin, ben seni almalısınız, ne Chris sordu.
Sofia's workin'me up a little Glen Plaid number, and I've asked her if she'd put something together for you.
Sofia bana ekose kumaştan bir takım hazırlıyor. Sana da bir şeyler ayarlamasını rica ettim.
Leon asked me to help you out... if something happened, and I think something happened.
Léon sana yardımcı olmamı istedi.... eğer ona bir şey olursa ve sanırım bir şey oldu, değil mi?
Anyway... do you remember that you once asked me... to say something nice about my island... and I couldn't think of anything?
Neyse... Hatırlıyor musunuz bir keresinde bana adam ile ilgili güzel bir şey söyle demiştiniz ve ben bir şey diyememiştim?
I thought I asked you out only because I was trying to work out some unresolved issues about my father or something.
Ben de kendimle ilgili meseleler yüzünden sana çıkma teklif etmiş olmaktan korktum. Aman Tanrım. Bilirsin işte babamla çözemediğim meseleler yüzünden.
I asked you here tonight because there's something I wanted to tell you.
Gelmeni istedim çünkü sana söylemek istediğim bazı şeyler var.
I want you to do something for me... something that I've never asked you before.
Benim için birşey yapmanı istiyorum... Daha önce senden hiç istemediğim birşey.
I asked you if something good happened.
İyi bir şey mi oldu diye sordum?
If I asked you to do something, would you?
Senden bir şey yapmanı istesem yapar mısın?
You work for me, too. When I ask you to do something, you are to do it immediately, no questions asked!
Nina benim için de çalışıyorsun, senden bir şey istediğimde derhal yerine getirmelisin.
There's something I didn't want to tell you at first, but when I heard what you asked Lorien... - You have a right to know. - To know what?
Başlarda sana söylemek istemiyordum ama Lorien'e sorduğun şeyi duyunca bilmeye hakkın olduğunu düşündüm.
If I asked you to do something weird, would you maybe do it?
Senden garip bir şey isteseydim yapar mıydın?
I got to ask you to do me a favour, something I've never asked you to do before. What's that?
Senden, bana bir iyilik yapmanı istiyorum daha önce hiç istemediğim bir şey.
i asked you first 53
i asked 191
i asked first 21
i asked you 78
i asked myself 26
i asked them 16
i asked you a question 258
i asked for it 22
i asked him 111
i asked her to marry me 21
i asked 191
i asked first 21
i asked you 78
i asked myself 26
i asked them 16
i asked you a question 258
i asked for it 22
i asked him 111
i asked her to marry me 21