English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I care

I care Çeviri Türkçe

65,948 parallel translation
You can rot in hell for all I care.
Umarım bütün o önemsediğin şeyler için cehennemde çürürsün.
I don't care if you play football.
Futbol oynayıp oynamaman umurumda değil.
I don't care what he says.
Ne dediği umurumda değil.
Right. Yeah, I'm gonna take care of the check, all right.
Pekala, hesaba ben ödeyeceğim tamam mı?
♪ I don't care what you want me to be ♪
♪ ne olmamı istediğin umrumda değil ♪
You respect. But my music, since I told you about it, you don't care.
Ama müziğim, sana bunu söylediğimden beri umursamıyorsun.
♪ I don't care what you want me to be ♪
♪ ne olmamı istediğin umurumda değil ♪
But I don't care anymore.
Ama artık umurumda değil.
I'd be proud of the fact that you were brave enough to go after somethin that you care about.
Önemsediğin bir şeyin peşinden gitmek için yeterince cesur olman gerçeğinden gurur duyarım.
I don't care who's with him.
Yanında kimin olduğu umurumda değil.
I don't care. Call it in.
Umurumda değil, iste.
I care about saving Bob Lee's family.
Onun ailesi için endişeleniyorum.
Right. Uh, look, I don't care where you get'em.
Pekâlâ, dinle, nereden bulacağın umurumda değil.
Please, I swore I'd take care of you.
Lütfen. Yemin ederim, ben seninle ilgilenirim.
I don't care either way.
Her türlü umrumda değil.
You're more of a "no makeup, uh, I don't care what people think about me, I'd rather be at home gaming" type girl.
Sense daha çok "makyajsız, hakkımda ne düşündüğünüz umurumda değil, evde oyun oynamak isterdim" kızısın.
But I just wanted to let you both know that we're gonna take care of this.
Ama ikiniz de şunu bilin, bunu halledeceğiz.
I don't care about them at all.
Umurumda da değil.
I don't care what you need.
- Umurumda değil.
I don't care about your debt.
- Borcun umurumda değil.
I do apologize for stopping therapy, but it wasn't because I wasn't taking care of myself.
Terapiyi bıraktığım için özür dilerim ama kendime bakmadığımdan bırakmadım.
I don't care.
Fark etmez.
I'll take care of it.
Buradan sonrasını ben hallederim.
I... i just feel like you'd. Take care of them and wear them,
Sen onlara bakıp onları giyersin diye düşündüm.
I promise I'll take really good care of them.
- İyi bakacağıma söz veriyorum.
I took care of it.
Ben hallettim.
I don't know why you don't. Care more about this, mother.
Niye bu olay umurunda değil anlamıyorum anne.
I am going to have dinner with madeleine, And I'm going to take care of the car.
Madeleine'le yemek yiyeceğim ve arabanın icabına bakacağım.
okay, I know you care about me, Dylan... but you can't ever understand.
Beni umursadığını biliyorum Dylan ama asla anlayamazsın.
I told you I'd take care of it, Norman.
Hallederim demiştim Norman.
I'll stay to take care of my mother's body.
Annemin naaşını almak için kalacağım.
I can take care of you.
Sana bakarım. Lütfen Alex.
I was taking care of my mom.
Annemin cenazesiyle uğraşıyordum.
Hey, um, if anything happens tonight, like if, um, if something goes wrong, I just... I want you to know that I-I really care about you.
Hey, bu gece bir şey olursa mesela bir şey ters giderse bilmeni istiyorum, seni gerçekten önemsiyorum.
I'll take care of it.
Ben hallederim.
Well, I can take care of myself.
Kendi başımın çaresine bakabilirim.
I'm taking care of everything.
Ben herşeyle ilgileniyorum.
I think it's important people see us taking care of our own.
Birbirimizle ilgilendiğimizi insanların anlaması önemli.
I just want to take care of myself.
Kendi başımın çaresine bakmak istiyorum.
I'll take care of it, thanks.
Ben hallederim.
I don't care.
Umurumda değil.
I can take care of myself.
Başımın çaresine bakabilirim.
I don't care.
Umrumda değil.
Don't you care about what I've been through in the last 2 days?
Son 2 gün içinde yaşadıklarım umurunda değil mi?
I imagine you don't much care for Mrs Pettybon.
Bayan Pettybon'ın sizin çok da umurunuzda olmadığını sanmıştım.
My job is to trust what people tell me, so I can give them the best care possible.
Benim işim insanların anlattıklarına güvenip onlarla olabilecek en iyi şekilde ilgilenmek.
- Do you care if I go to bed?
Yatmaya gitsem ayıp olur mu?
I don't really care, but come Friday, after school... we're on the road, okay?
Cuma günü, okuldan sonra yola çıkacağız. Hepsi bu.
Or I take care of our Wendy problem... right here... right now.
Ya da Wendy sorunumuzu ben çözebilirim. Şimdi, şuracıkta.
I'm torn, Marty... between intrigue and thinking this whole Ozark thing is complete and utter straw-grasping bullshit.
İki arada bir dere kaldım Marty. Bana atılmış bir kazık varken, tüm bu Ozark işinin tamamıyla son çare olarak sıktığın bir palavra olabileceğini düşünüyorum.
I know. I don't care.
Umrumda değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]