I found myself Çeviri Türkçe
1,161 parallel translation
My route led across the region at its widest point and after hiking for three days, I found myself in a wasteland, desolate beyond description.
Güzergahım bölgenin en geniş noktasından geçiyordu üç gün süren çetin yürüyüş sonunda tarif edilemez biçimde ıssız olan metruk bir arazide kendimi buldum.
After demobilization, I found myself the possessor of a small gratuity and a great desire to breathe pure air.
Terhisin ardından kendimde ufak bir bahşişle temiz hava soluma arzusu buluverdim.
Suddenly the dream shifted and I found myself on a street that was familiar.
Birden rüya değişti ve kendimi tanıdık bir sokakta buldum.
Sometimes I found myself hurting from giving too much, and I'd say, "Stop it."
Bazen fazla verdiğim için acı duyuyorum, ve "Yeter" diyorum.
Uh, then I found myself on an examining table in a room full of light.
Konuşuyorlardı, ama dudakları hiç kıpırdamıyordu. - Baba. - Lynn.
I found myself and my place, and I know who I am.
O günden sonra yerimi ve kimliğimi buldum.
I found myself for the first time without a home... wandering the sewers, scavenging for whatever I could find.
İlk defa tek başıma evden uzaktaydım. amaçsız bir şekilde kanalizasyon - larda dolaşıyordum.
I found myself actually thinking about it!
Ve birden kendimi gerçekten bu konuda düşünürken buldum.
But I found myself in the woods.
Kendimi ormanda buldum.
I found myself just alone at night just thinkin'about his...
Yalnız kaldığım gecelerde Ona yoğunlaşınca...
I found myself looking him right in the eye and making up this stupid story.
Onun gözlerinin içine bakıp böyle aptalca hikayeler uydurmak zorunda kalıyorum.
I found myself a wonderful woman, but she's married.
Harika bir kadın buldum, ama evli.
"In the middle of the journey of our life, oh, dear friends, to you I convey, I found myself down a street one way."
"Yaşam yolculuğumuzun ortasında, değerli dostlarım, söylemeliyim ki kendimi tek yönlü bir yolda buldum." Daha iyi olabilir.
I found myself weightless and unable to function.
Ağırlıksız olduğumdan pek faydam dokunamıyordu.
Until I found myself standing by the cold remains of our campfire two days later.
Ta ki kendimi sönmüş olan kamp ateşimizin kalıntılarının yanında bulana kadar. İki gün geçmiş aradan.
On his death, I found myself in receipt... of sufficient allowance to enable me to move to Paris.
Ölümü üzerine de Paris'e taşınmama yetecek kadar bir harçlığın sahibi oldum.
But when I moved, I found myself floating in a dream.
Ama hareket ettiğimde, kendimi bir rüyada yüzer buldum.
Somehow, I found myself in the alley behind my club and I figured it would do for the time being.
Bir şekilde, kendimi klübümün arkasındaki sokakta buldum ve şimdilik iş göreceğini düşündüm.
From the moment I began working on the book I found myself asking one question over and over. :
Kitap üstünde çalışmaya başladığım andan beri kendime sürekli bir soruyu sorarken buldum.
What is more, I found myself... in an awkward situation at the butcher's.
Kasabın orada kendimi mahcup bir durumda buldum. Yerin dibine girdim.
There was a time when I found myself funny.
Bir zamanlar kendimi komik bulurdum ama bugün yanıldığımı kanıtladınız.
When I woke up I found myself in the centre of sea The royal tomb has been destroyed
Beni, tamamen yakılıp yıkılan mozeleden....... Hoiwai kurtarmış ve denizin ortasına götürmüştü
Then I found myself on the road.
Sonra yollarda buldum kendimi.
The bulkhead in front of me disappeared, and then I found myself out there, just now, chopping wood right before you walked up.
Gemi bölmesi yok oldu ve sonra kendimi odun keserken buldum sen gelmeden hemen önce.
After days drifting at sea... I found myself on the island of Eros.
Günlerce denizde sürüklendikten sonra kendimi Eros'un adasında buldum.
I do because I found it myself.
Biliyorum çünkü kendim buldum.
But I found it almost impossible to defend myself.
Ama kendimi savunmam imkansızdı.
I said to myself, "The Army's finally found a way to screw me."
Kendime dedim ki, "Nihayet Ordu beni düzmenin yolunu buldu."
Not since I've found myself.
Hele kişiliğimi bulduktan sonra.
I found myself floating weightless through a dense fog.
Daha önceki yüzen sislerden daha sisliydi.
Last night I found out something about myself that I never would have known if it... wasn't for you.
Dün gece, kendimle ilgili sen olmasaydın asla bulamayacağım birşeyi kavradım.
But I've found myself with an undying affection for them.
Ama kendimi onlar için ölümsüz bir sevgi beslerken buldum.
I then found myself...
- İlerledim ve birden kendimi buldum...
I made myself go down to do some laundry and I found out it's not so bad.
Çamaşır yıkamak için aşağıya inmiştim ve oranın o kadar da kötü olmadığını gördüm.
Rosie, when I woke up in that hospital and I found out what happened I said to myself, "My God, this woman, she loves me to death."
Rosie, o hastaneden uyanıp olanları öğrendiğimde kendi kendime dedim ki ; "Tanrım, bu kadın beni ölümüne seviyor."
I found it when I started representing myself six years into my sentence!
O rapora, mahkum olduktan altı yıl sonra kendimi savunurken rastladım.
Not only was I not getting rid of the kid... I now found myself talking him into staying.
Çocuktan kurtulmak bir tarafa kendimi onu kalması için ikna etmeye çalışırken buldum.
- I just found out myself.
- Ben de yeni öğrendim.
Because I think I've found myself hubby number seven!
Çünkü kendime yedi numara koca bulduğumu düşünüyorum!
- I just found out myself!
- Sadece ben biliyorum!
I found them while I was relieving myself out there.
Bunları orada kendimi rahatlatırken buldum.
Recently, I've been found to be temporarily insane so I have to defend myself, on my own.
Son zamanlarda, bende geçici delilik halleri görüldüğünden kendi savunmamı kendim yapacağım.
I just found out myself.
- Sen de başlama.
I'd found the best of myself, what she kept for all of us, her long-cherished wish.
Kendimde en iyi olan şeyi bulmuştum. Bu onun hepimiz için koruduğu şeydi : Hep içinde yaşattığı umut.
I found the way by myself.
Yolu kendim buldum.
I found it frightfully difficult myself until I got the hang of it.
Şahsen, Fransızca'yı iyi bir biçimde öğrenene kadar korkunç derece zor buluyordum.
I've found myself a new world!
Kendimi yeni bir dünyada buldum.
It may sound trite to you, but I've found myself again after a number of years.
Komik gelebilir ama yıllar sonra yeniden kendimi buldum.
But lately I've found myself attracted to sullen and withdrawn and confused.
Ama son zamanlarda sessiz, içine kapanık ve aklı karışıkları daha çekici buluyorum.
Suddenly the closet door opened, and I found myself face to face with the maid.
Ses tonumdan konuyu anlıyor.
I ran but I went to the wrong door and found myself in his room.
Kaçtım ama yanlış kapıya doğru ve kendimi bu odada buldum.
i found you 161
i found it 701
i found 117
i found someone 17
i found out 58
i found them 110
i found her 202
i found him 265
i found something 222
i found one 42
i found it 701
i found 117
i found someone 17
i found out 58
i found them 110
i found her 202
i found him 265
i found something 222
i found one 42
i found a job 16
i found a 18
i found these 35
i found this 211
i found that 17
myself 698
myself included 69
i fought back 17
i fought 27
i found a 18
i found these 35
i found this 211
i found that 17
myself 698
myself included 69
i fought back 17
i fought 27