I know you will Çeviri Türkçe
6,715 parallel translation
- I know you will, sweetie.
Yapabileceğini biliyorum tatlım.
But I know you will always come back.
Ama her zaman döneceğini biliyorum.
I know you will.
- Deneyeceğini biliyorum.
I'll kill ya! I know you will.
Yapacağını biliyorum.
It would really help me to know if you're going to bid for it or not, because, if you are, I will need to find another piece of land.
Teklif verip vermeyeceğinizi bilmek işime yarar. - Çünkü verecekseniz, başka arazi bulmak zorundayım.
That's the first picture I wante to show you because nothing I say about our community will matter unless you know you'll be safe.
Sizlere göstermek istediğim ilk fotoğraf oydu. Çünkü güvende olduğunuzu bilmedikçe topluluğumuz hakkında ne desem boş.
Claudine, my dear girl, look, I know that you are clever and kind, but many people will not see you like that.
Claudine, sevgili kızım, bak, Zeki ve yardımsever olduğunu biliyorum, ama kimse sana o şekilde bakmaz.
I'll pay, you know I will.
Ödeyeceğim, ödeyeceğimi biliyorsun.
" By the time you receive letter, you will already know that I'm gone.
" Bu mektup eline geçtiğinde, benim gittiğimi biliyor olacaksın.
You know what? I can honestly say if we fall in love, not only will I drive you there, I will buy you all the dragon T-shirts you want.
Aslında yeminle diyorum âşık olursak seni oraya götürmekle kalmam istediğin bütün ejderha tişörtlerini alırım.
I want you to know that woman will never threaten you again.
O kadının seni bir daha asla korkutmayacağını bilmeni isterim.
I will follow you anywhere, you know that.
Seninle her yere gelirim, bunu biliyorsun.
I want you to know that I've talked to the D.A., and he absolutely will not sign off on any commitment papers.
Bilmeni isterim ki, savcılıkla görüştüm hiçbir şekilde vasi ataması gerçekleşmeyecek.
You know, if you want, I will show you my workshop later.
Bilirsin, istersen, daha sonra atölyemi gösterebilirim.
Without those ledgers, how will I know if you reach the 20 % necessary for you to buy back Truth?
O kayıtlar olmadan senin Truth'u geri alabilmen için gerekli % 20'ye ulaştığını başka nasıl bileceğim?
I know this will be difficult for you, so I'm going to make it a very simple choice.
Bunun senin için çok zor olduğunu biliyorum. O yüzden sana çok basit bir seçenek sunuyorum.
- Yeah, yeah. Well, Charlie and I just want to let you know that we will not rest until you are proven innocent.
Charlie'yle şunu bilmeni istiyoruz ki masum olduğunu kanıtlayana dek rahata ermeyeceğiz.
I'll kill her. You know I will. Okay.
- Yemin ederim onu öldürürüm.
I just want you to know that no matter what happens with us, you will always be my daughter.
Sadece şunu bilmeni istiyorum ki bize ne olursa olsun sen benim her zaman kızım olarak kalacaksın.
So you hang tight at the BB, and I will let you know the second...
Otelde hazır bekle ve o gider gitmez...
Regardless of all of that, I know that you will be a good mother, Zoe Hart.
Ama ne olursa olsun bence çok iyi bir anne olacaksın Zoe Hart.
I know that i will always feel safe Because i have you.
Sana sahip olduğum için hep güvende hissedeceğimi biliyorum.
You know about her and Will knows about her... and I know you.
- Sen ve Will biliyor. Ve ben seni tanıyorum.
You will know when I'm done speaking because there will be a pause, followed by the words "I'm sorry, Captain, this will never happen again."
Sözüm bittiğinde anlayacaksın çünkü bir duraksama olacak ve onu "Özür dilerim komiser, bir daha olmaz" sözleri takip edecek.
Then they will know that I help you
O zaman size yardım ettiğimi anlarlar.
I know him better than you ever will, Seth.
Onu senden daha iyi tanırım Seth.
A fortune I will happily share with the entire family. I know what you did.
Bu serveti ailemin tamamıyla seve seve paylaşacağım.
When I lie to you, you'll never know it, and it will be for a good reason.
Sana yalan söylediğimde bunu hiçbir zaman bilmezdin ve iyi bir sebebi olurdu.
Do you know something, this is going to hurt, but I will never lie to you because the truth is, the real truth is, that if you'd wanted her that badly, bugger the Empire,
Canını yakacak bir şey duymak ister misin? Sana asla yalan söylemem çünkü gerçek, asıl gerçek şu ki o kızı deli gibi sevseydin imparatorluğu, parlak kariyerini bir kenara bırakır ve o kızın kollarına koşardın.
You're not like anybody I know or have ever met or will ever meet.
Şimdiye kadar tanıdığım veya bundan sonra tanıyacağım kimseye benzemiyorsun.
You know, before McCann all I ever thought of was will we be in business next year?
McCann'den önce tek düşündüğüm şey şirketin bir dahaki seneye sektörde olup olmayacağıydı.
I don't know if somebody left it to you in their will, but your little stake doesn't mean anything here.
O ortaklığı sana miras olarak mı verdiler ne yaptılar bilmiyorum ama o küçük hissenin burada hiçbir önemi yok.
If you're lying to me... trust that I will know... and I will be unhappy.
Yalan söylersen inan bana anlarım ve hiç hoşnut kalmam.
How will I know when I find it? He'll tell you.
- Bulup bulmadığımı nasıl anlayacağım?
And I can't say I don't want to, and maybe I will, but I don't know you at all.
Ben de bunu istemediğimi söyleyemem ve belki de söylerim ama seni hiçbir yerden tanımıyorum.
When I am safely back in Spain, I swear you will know the whole truth behind this affair.
İspanya'ya tek parça dönünce yemin ederim bu işin ardındaki gerçekleri öğreneceksiniz.
I will use this courtroom and the strength of my God to sound a warning against the people now flooding our shores and let real Americans know exactly what you are.
Ben de bu mahkeme ve tanrımın gücü vasıtasıyla kıyılarımıza yığılan insanlara bir uyarı mesajı vereceğim ve gerçek amerikalılara aslında ne olduğunuzu göstereceğim.
Everett, unless you know something I don't, I really don't see how severing the tubes of his testicles will cure Mr. Carton of his morphine addiction.
Everett bilmediğim bir şey biliyorsan ki ben Bay Carton'un testislerindeki tüpleri ayırmanın, onun bağımlılığını tedavi edeceğini düşünmüyorum.
I-I know what's going on here, you're trying to push them together, so AnnaBeth will be happy, so that... that we could be together.
Onları birbirine yönelttin böylece AnnaBeth mutlu olacak. Yani böylece biz de birlikte olabileceğiz.
I want to know just one thing, and then you will never see me again.
Sadece bir şeyi bilmem gerek ve beni bir daha görmeyeceksin.
I know how you feel, like the pain will never go away, but Lexa is wrong.
Nasıl hissettiğini anlıyorum,... acı hiç gitmeyecek gibi olur,... ama Lexa yanılıyor.
- You know I will.
- Olacağımı biliyorsun.
So don't talk to me about God... because as far as I know, God doesn't want people to suffer, and yet because of you and the havoc that you have created, they will.
O yüzden bana Tanrıdan bahsetme çünkü benim bildiğim kadarıyla, Tanrı insanların acı çekmesini istemez gerçi senin yüzünden, senin yarattığın yıkım yüzünden acı çekecekler.
I know what's coming for you, Will.
Senin ne olacağını da biliyorum, Will.
And I want you to know that I'm still your dad, even though I'm not your dad, and I will always be your dad.
Ve bilmeni istiyorum ki baban olmamama rağmen, ben senin babanım ve her zaman senin baban olacağım.
You know, Sue, it was Will and I who stood up for you when nobody else would.
Ne var biliyor musun, Sue, Will ve ben kimse yapmadığı halde sana destek çıktık.
I know, and that's just plain rude, because I handed your glee club a victory on a silver platter, guaranteeing that the New Directions! Will be a part of this school long after you and I are gone.
Biliyorum bu biraz kabaca oldu çünkü senin Glee Kulübü'ne, New Directions'ın zaferini gümüş tabakta sunarak garantiledim okulun bir parçası uzun süre sonra sen ve ben yokken de var olacak.
I love you and hope, and I will honor our vows always, but I need to know who your family is.
Seni ve Hope'u seviyorum. Yeminlerimizi her zaman onore edeceğim. Fakat ailenin kim olduğunu bilmem gerekiyor.
I never cared for Hayley, but you should know, the rest of my family will stand against us in defense of her.
Hayley hiçbir zaman umurumda olmadı. Ancak bilmelisin ki ailemin geri kalanı onu korumak için karşımıza çıkacak.
There is a price you must pay for your crimes that can only be measured in agony and blood, but know I will take no pleasure in this.
Suçların için ödemen gereken bir bedel var ve sadece ıstırap ve kanla ölçülebilir ama bundan hiç keyif almayacağımı bil.
I... I promise you, if anything happens to this guy, and I find out that you didn't tell us everything you know, you will go down for this.
Söz veriyorum, eğer o adama bir şey olursa, ve ben bize bildiğin herşeyi anlatmadığını anlarsam, bunu ödersin.
i know 63170
i know you can do it 61
i know you don't like me 31
i know that 3661
i know who you are 1036
i know everything 279
i know you 1720
i know you can 181
i know you don't know me 17
i know how you feel 379
i know you can do it 61
i know you don't like me 31
i know that 3661
i know who you are 1036
i know everything 279
i know you 1720
i know you can 181
i know you don't know me 17
i know how you feel 379