English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / If i'm lucky

If i'm lucky Çeviri Türkçe

567 parallel translation
I wonder, darling, if you realize just how lucky you are.
Ne kadar şanslı olduğunun farkında mısın acaba canım?
If i have the cards, i am lucky, if i don't have the cards, i'm unlucky.
Gelmese şanssızım.
Well, if we're lucky, I don't think there'll be any occasion for that.
- Şansımız yaver giderse buna gerek kalmaz.
If I use my head and I'm lucky, I'll run it up to 500 bucks.
Kafamı kullanır ve şansım yaver giderse 500 dolara kadar çıkacağım.
I wanted to see if I could be lucky twice.
Ben de şansımı bir daha denemeye karar verdim.
365 days a year, 730 plays, and out of the lot, if one turns up that can be produced and that's got a part for you, I'm lucky.
Senede 365 günden 730 piyes eder. Bunlardan, sahnelenecek ve sana göre rol bulunan bir tane piyes çıksa, ne mutlu!
I was lucky if I didn't have six of my riders stretched out alongside you playin'pitch.
Sen askercilik oynarken, fazla ücret istemeden çalışan 6 adamımın olması büyük bir şans.
In 30 years, maybe I can get a parole if I'm lucky.
30 yılda belki şartlı tahliye olabilirim, eğer şansım varsa.
I figure if I live through today, it's my lucky number.
Anladım ki bu günü sağ salim atlattıysam 823 şanslı numaramdır.
If I'm lucky I'll get a thousand lira.
Şansın varsa bin lira alırım.
I sing my song to the grand jury... and spend the rest of my life dodging bullets if I'm lucky... while you grow old and gray on the police force.
Ben büyük jüriye öter hayatımın geri kalanında şanslıysam mermi yemekten yırtar sense polis teşkilatında yaşlanıp saçlarını ağartırsın.
But I wouldn't be surprised if I'm not the lucky guy.
Ama şanslı adam ben olmazsam o kadar şaşırmam.
- Just a short trip. If I'm lucky, it may be the last.
- Sadece ufak bir yolculuk, eğer şanslıysam sonuncusu olacak.
And, if I'm lucky, some of my hearing.
Şanslıysam, kulaklarımı da.
And you were lucky, because if it had been me... I'd have held your head under myself!
Yine de şanslısın, ben olsaydım onun yerinde suyun altında tutardım kafanı!
By the time I give him the money, I'll be lucky if I get $ 20.
Parayı verinceye değin 20 dolar alırsam şanslı olacağım.
Well, me, if I was lucky enough to meet him digging a hole,
Ben olsam, onu toprağı kazarken görmek nasip olsaydı... Kaçmazdım.
Or in prison for the rest of my life, if I was lucky.
Ya da şanslıysam, müebbet hapis yatardım.
Even if I was lucky, I'd have to start all over again.
Telgraf almadım.
If I'm lucky, to get drunk!
Şanslıysam kafayı çekeceğim!
I'm lucky if I can stay in the building.
Binada kalmam bile büyük bir şans olur.
Oh, if I'm lucky, perhaps couple of hundred thousand dollars.
Şansım yaver giderse, belki birkaç yüz bin dolar.
If I'm lucky.
Şanslıysam!
If Hero Bao and you all hadn't rescued me, I would have been executed. It was a lucky escape from death!
Yiğit Bao'ya hayatımı borçluyum... o olmasaydı idam edilecektim yani ben gönüllü olurum!
What happens if I get lucky?
Şansım açılırsa ne olacak?
I'm judging only on part of today, but if this is how you go about your work. - - I'd say you'd be lucky to get through a whole day.
Bu geceye bakarak fikir yürütüyorum ama isinizi böyle yapyorsanz, bence günün sonunda hala yasyor olabilmeniz bir mucize.
I mean, I get to see you maybe once a month, if I'm lucky, right?
Seni belki de - şanslıysam- ayda bir görebiliyorum, değil mi?
That's right. I need you to go to another place and another time... a place where, if you're lucky...
Başka yerlere ve başka zamanlarda bi yerlere gitmek için... size ihtiyacım var, şanslıysanız...
Alright, I want to see if I'm still lucky playing with you two
Harika olur, ne kadar şanslı... olduğumu görmek isterim!
I knew that a probate judge in Miami would spot the mistake right away so I thought I'd bring it up here to Okeelanta County since Edmund had the residence here and see if I could get lucky with a judge who didn't know estate law quite so well.
Miami'deki her yargıç hatayı hemen görür o nedenle konuyu buraya getirdim, ikametleri burada çünkü. Mülk kanununu daha az bilen bir yargıç bulmaya çalıştım.
I wonder if he realises just how lucky he was.
Ne kadar şanslı olduğunun farkında mı acaba.
If he just kills me, I'll be lucky.
Beni öldürmekle kalırsa, şanslı sayılırım.
I'll be lucky if the MCP doesn't blast me into a dead zone.
Eğer Ana Kumanda beni yok etmezse kendimi şanslı sayacağım.
I'll be lucky if I'm not in Pacoima tomorrow driving a black-and-white.
Yarın Pacoima'ya gidip, kendimi polis arabasında bulmazsam, şanslıyım.
Hey, guys. If that was the lucky one, i'll take the unlucky one.
Çocuklar, şanslı olan buysa, şanssız olanı alayım.
Do you know what my quota is if I'm lucky?
Kotamın ne olduğunu biliyor musun? Şanslı olursam?
What do I do if I get lucky?
Eğer şansım yaver giderse ne yapacağım?
"D," if I'm lucky.
"D", tabii şansım varsa.
I DON'T KNOW IF THEO KNOWS IT BUT HE'S LUCKY TO HAVE A TEACHER LIKE YOU.
Anna Maria, Theo farkında mı bilmiyorum ama, sizin gibi bir öğretmeni olduğundan dolayı çok şanslı.
we're going to aim and control a missile by translating human speech into electronic code so I can talk it through the center of town here without busting up anything or anybody, if we're lucky.
Bu füzeyi insan sesinin elektronik sinyale dönüştüren bir cihazla kontrol ediyoruz kasabanın merkezinde konuşarak ateşleyecek hiçbir şeyi havaya uçurmayacağım. Yada kimseyi Eğer şanslıysak.
If you last a year and a half on that street you're lucky. I was lucky, I got out
Eğer o caddede birbuçuk yıl geçirebilirsen, şanslısın demektir. Ben şanslıydım ve oradan kurtuldum.
If I'm lucky sometimes I handle people.
Şansım varsa, insanlarla da işim oluyor.
Yeah, if I'm lucky, they'll give me life.
- Evet, şansım varsa ömür boyu hapse mahkum ederler.
I'll start at the top, you get at the bottom, and if we're lucky we'll survive this.
Ben tepeden başlayacağım, siz aşağıdan, şansımız varsa bu işten sağ salim çıkarız.
If I'm lucky.
Eğer şanslıysam.
I can sleep two, maybe three hours, if I'm lucky.
İki ya da üç saat uyuyabiliyorum, o da şansım varsa.
I come back through here around 9, and if this lucky guy stands you up again, let me buy you a cup of coffee?
9 gibi buraya geleceğim ve eğer şu şanslı çocuk yine gelmediyse sana kahve ısmarlarım.
If I'm lucky, I'm gonna spend the rest of my life leaping around from one place to another... instead of face down in a pool of blood.
Şansım varsa, hayatımın geri kalanını bir kan havuzuna düşmek yerine bir yerden diğerine atlayarak geçireceğim.
If I'm real lucky, I'll get to watch some fat Texans get drunk. Won't that be exciting?
Eğer şansım varsa, şişman Teksas'lıları izlerken sarhoş olurum.
I'll be lucky if I pass this exam tonight.
Bu sınavı geçersem çok şanslıyım.
I'm lucky if I make one deal a year without being indicted.
Aleyhime dava açılmadan yılda bir anlaşma yapsam şanslıyım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]