If we lose Çeviri Türkçe
1,826 parallel translation
If we lose our traces, then the road will not be able to find.
İzimizi kaybedersek, yolu bulamayız.
If we lose them we cannot address the other issues.
Onları kaybedersek, diğer konuları ele alamayız.
And if we lose, you know we get nothing.
Kaybedersek bir şey kazanamayacağımızı biliyorsun.
If we lose him, we lose the canister.
Onu kaybedersek, tüp gitmiş demektir.
Sugar Bear is gonna kill us if we lose his money.
Parasını kaybedersek Şeker Ayıcık bizi öldürür.
- What if we lose?
- Ya kaybedersek?
Skipper, what if we lose the TV?
Skipper, ya televizyonu kaybedersek?
Even if we lose this match what's lhe most that can happen?
Bu maçı kaybetsek bile ne olacak ki?
Brother, if we lose even that..
Kardeşim, eğer onu da kaybedersek...
And if you lose... They get PAHR if we lose?
Ve kaybedenler... biz kaybedersem Onlar PAHR olsun?
What if we lose?
Peki ya kaybedersek?
If we lose access to fish in the sea, we will be causing the biggest public health problem human beings have ever faced.
Denizlerdeki balık nüfusu yok olursa bu, insanoğlunun tarih boyunca karşı karşıya kalacağı en büyük sağlık problemine sebep olur.
If we lose we have serious problems because where else we need to build when it comes to our food is?
Eğer bunları kaybedecek olursak, çok ciddi problemler ortaya çıkar. çünkü hayatımızı sürdürmemizi sağlayan yiyecekler yok olacak.
What if we lose, I will leave this restaurant forever.
Eğer kaybedersem bu restoranı sonsuza kadar terk edeceğim.
And this is more than a pity, because if we lose the corals we also lose their ability to absorb and lock away carbon dioxide and we lose it for ever.
Ve çok ama çok yazık olacak, çünkü mercanları kaybedersek, aynı zamanda karbondioksiti soğurma ve hapsetme yetilerinden de mahrum kalmış olacağız, hem de sonsuza dek.
- Even if we lose the order?
- Müşteriyi kaybetsek bile mi?
With crack troops like these, even if we lose the Northeast, we can get it back easily.
Kuzey doğuyu kaybetsek de oraya kolayca gireriz
The Battle of Jinzhou is not just over a city or a region. If we win, we can go on. If we lose, the situation gets complicated.
Jiznhou savaşı henüz bitmedi.Kazanırsak devam ederiz, kaybedersek durum karışır.
If we take that away, we lose them.
Eğer bunu ellerinden alırsak, onları kaybederiz.
Jack, if we leave here without matobo, we lose our only chance of getting at dubaku.
Jack, buradan Matobo olmadan çıkarsak Dubaku'yu bulmak için son şansımızı da kaybederiz.
If we don't have the rest of that down payment in a couple weeks, we're gonna lose this place and what we already put into it.
Birkaç hafta içinde depozito parasının geri kalan kısmını ödemezsek burayı ve yaptığımız yatırımları kaybedeceğiz.
But why do we love something if loving something makes us stupid and just have more to lose?
Ama madem aşk insanı aptallaştırıyor, neden bir şeyleri sevmeye devam ediyor ve kaybedileceklerin sayısını artırıyoruz?
I'm worried we'll lose him if we don't clean this up.
Korkarım bu işi temizlemezsek O'nu kaybedeceğiz.
If she doesn't come right now, we lose a day's shooting.
Tam şu an ortaya çıkmazsa, bugünkü çekim yatacak.
If we tell them, we'll lose the lead.
Onları ararsak, o zaman ipucunu kaybederiz.
And if he gets solitary, we lose our chance.
Hücreye gönderilirse, şansımızı kaçırırız.
Very well. If that film is leaked, we could lose all credibility.
Eğer video yayınlanırsa, güvenirliğimizi kaybederiz.
If he's a local, we could lose him As soon as his victim pool dries up.
Eğer yerli biriyse kurbanları tükenince ortadan kaybolur.
I mean, what happened to all that, uh, "it doesn't matter if you win or lose" stuff you preached when we were growing up?
Bize kazanmak veya kaybetmek önemli değildir dediğin zamanları unuttun mu?
If they reset the circuit again, we could lose the video feed.
Devreyi tekrar resetlerlerse, - video ikmalini kaybedebiliriz.
But if Porter doesn't show up for court, we're going to lose our restaurant!
Ama eğer Porter, mahkemeye çıkmazsa, restoranımızı kaybedeceğiz!
But if Porter doesn't show up for court, we're going to lose our restaurant!
Porter mahkemeye çıkmazsa, restoranımızı kaybedeceğiz!
But if we keep on going like we are,... we're gonna lose everything.
Ama bu şekilde devam edersek, her şeyi kaybedeceğiz.
We're gonna lose if you don't pick it up.
Biz bunu almak istemiyorsanız kaybedeceğiz.
However, this stage is very sensitive, and if the slightest error occurs, we still could lose everything.
Ama bu devre oldukça duyarlı olduğundan yapacağımız en ufak hatada her şeyi kaybedebiliriz.
If her cells stop functioning, we could lose her for good.
Hücreleri işlevini durdurursa, onu temelli kaybedebiliriz.
But if you lose blood we'll have one more late.
Adam çok kan kaybediyor. Kim geliyorsa, acele etsin.
We can't be sure that you won't lose vital cognitive... or even basic life-sustaining functions... if you don't let us get this thing out of your head.
Yani, bu şeyi kafandan çıkartmazsak kavrama yeteneğini ya da yaşamsal fonksiyonlarını kaybetme olasılığın olmadığına emin olamayız.
This way, if we ever get back together and lose yours, we're covered.
Böylece tekrar bir araya gelirsek ve sen sendekini kaybedersen, bir şey olmaz.
Not even if we play for five years and I lose 10,000 games. It won't work!
5 yıl boyunca oyun oynasak ve ben 10 000 oyun kaybetsem bile,... bu iş olmayacak!
If your boys become lames, we lose fans.
Eğer çocukların dizeye gelmezse hayranlarımızı kaybederiz.
If continuing this pgnancy means I lose you, then we end it.
Ama bu hamileliğin sonucu seni kaybetmemle bitecekse, bu işi sonlandıracağız!
But if continuing this pregnancy means I lose you... then we end it.
Ama bu hamileliğin sonucu senin kaybetmemle bitecekse, bu işi sonlandıracağız!
If continuing this pregnancy means I lose you, then we end it.
Bu hamileliğin sonucu seni kaybetmemle bitecekse, bu işi sonlandıracağız!
If Jandi gets expelled, we'll lose all our customers.
Eğer noona atılırsa, o üniformalar artık bize gelmeyecektir.
If continuing this pregnancy means i lose you, then we end it.
Eğer bu hamileliğin devam etmesi seni kaybedeceğim anlamına geliyorsa, o zaman sonlandırırız.
I mean, if we bite off more than we can chew we'll lose everything.
Yani, kaldıramayacağımız yükün altına girersek, her şeyi kaybedebiliriz.
for if we offer them the blood of Christ, they will lose all their reverence for the holy sacraments, and the power of the blood will be washed away.
Eğer onlara İsa'nın kanından sunarsak, Kutsal ayinimize olan tüm saygılarını kaybedeceklerdir ve bu da kanın tüm gücünün boşa gitmesi demektir.
If we remove the rainforests, we also lose their extraordinary super-charged ability to produce new species.
Yağmur ormanlarını ortadan kaldırırsak, aynı zamanda yeni türlerin üretimindeki olağanüstü ve üstün becerisini de kaybederiz.
If he changes cars, we'll lose visual contact.
Araç değiştirirse görsel bağlantıyı kaybederiz.
I always knew if we didn't quit, one of us, one day, would lose the other.
İstifa etmediğimiz takdirde birimizin diğerini elbet bir gün kaybedeceğini biliyordum.
if we don't 129
if we don't do something 25
if we don't do this 26
if we get caught 42
if we 74
if we hurry 53
if we can 50
if we die 31
if we did 47
if we work together 41
if we don't do something 25
if we don't do this 26
if we get caught 42
if we 74
if we hurry 53
if we can 50
if we die 31
if we did 47
if we work together 41
if we fail 39
if we're being honest 21
if we were 21
if we win 64
if we can't 22
if we wait 32
if we do 72
if we stay here 41
if we go back 18
if we have to 52
if we're being honest 21
if we were 21
if we win 64
if we can't 22
if we wait 32
if we do 72
if we stay here 41
if we go back 18
if we have to 52