If we win Çeviri Türkçe
1,078 parallel translation
The jury knows if we win, she gets the cash.
Jüri, kazanırsak parayı onun alacağını bilir.
And if we win, we win, and if we lose, well, tough noogies.
Anladınız mı? Eğer kazanırsak, kazanırız ve eğer kaybedersek de umurumda değil.
You know, if we win that homecoming carnival, we can take over the presidency of the Greek Council.
Biliyorsunuz, eğer eve dönüş karnavalını kazanırsak Yunan konseyinin başkanlığını alabiliriz.
If we win today, we're in the play-offs!
- Eğer bugün kazanırsak tamamlıyorduk.
Do you think if we win this contest, we could stay here forever and not have to go back to that old institute?
Bu yarışmayı kazanabileceğimizi düşünüyor musun, burada sonsuza kadar kalabilirdik ve eski kuruma geri dönmek zorunda değil miyiz?
If we win the hearing, you get a trial.
Eğer duruşmayı kazanırsak mahkemeye çıkarsınız.
If we win we'll start all over again
Kazanırsak, her şeye yeniden başlarız.
If we win, we'll play against the Croats.
Yenersek, Hırvatlarla oynayacağız
Dig it, Lyonheart, 15 % off the top if we win, 5 % if we lose.
Hey, Aslanyürek. Kaybedersek % 15 kaybederiz, kazanırsak % 5 kazanırız, ona göre.
Remember, if we win we all get ice cream.
Unutmayın, kazanırsak hepimiz dondurma yiyeceğiz.
The scuttlebutt is, if we win the case, you go to prison.
Söylentiye göre, eğer biz bu davayı kazanırsak, sen hapse girermişsin.
So if we win, headquarters will know they owe it all to us. And if we lose...
Yani eğer kazanırsak merkezdekiler bize borçlu olduklarını bilecek, kaybedersek...
If we win this account, we'll be eligible for bonds and stock options.
Bu işi alırsak hisse ve bono seçeneklerimiz olacak.
If we win, I'll totally pay you back your money.
Birinci olursak, sana borcum olan parayı ödeyebileceğim.
Even if we win, we see no money for years.
Kazansak bile, senelerce para alamayız.
If we win this contest I get six hot meals.
Bu yarışmayı kazanırsak ben altı sıcak yemek yiyeceğim.
You've done a grand job. If we don't win now, we never will.
Eğer şimdi kazanmazsak, hiç kazanamayız.
If the Yankees win, we'll probably run some footage on'em.
Eğer Yankee'ler kazanırsa, ki muhtemelen kazanacaklar, o zaman maçın tamamını veriyoruz.
It's an illegal act, and if we fight it at the convention, we'll win.
Yaptıkları yasadışı. Kongrede hakkımızı savunursak biz kazanırız.
If we behave like soldiers and not kids in a riot, we can win this.
Eğer isyankar bir çocuk grubu yerine asker gibi davranırsak bunu kazanabiliriz.
If we are gonna win that grand prize, we've got to get it together like that.
Büyük ödülü kazanacaksak, bunlar gibi beraberce yapmalıyız.
We can win if we wanted
Eğer istersek kazanırız.
If we were to go to trial, would we win the case?
Mahkemeye gitseydik, bu davayı kazanır mıydık?
If we continue, it wouldn't be fair even I win.
Eğer devam edersek Adil bir sınav olmayacaktır
If they refuse we don't talk lf they agree, we can win
Reddederlerse konuşmayız. Kabul ederlerse güçlü bir silahımız olur.
If you give me a hand for sure we win.
Sen bir taraftan, ben diğer taraftan gidersek kazanırız.
Even if I sing that song there's no possible way we could win with such a thing!
O şarkıyı söylesem bile böyle bir şeyle kazanmamıza imkan yok!
Lynne, look. The father won't let me go, and my mother says that we have to let it go if we won't battles, so we can win the war, whatever that means.
Lynne, bak. babam gitmeme izin vermiyor, ve annem dediki eğer savaşmazsan izin alamazsın, herneyse bu savaşı kazanacağız.
They will win the war if they take such an attitude, but what good will it do to us? We will not survive this war.
Sadece askeri açıdan ele alırlarsa savaşı kazanacaklar ama bunun bize ne yararı olacak?
So, if I win, we get to stay here two more weeks for free!
Kazanırsam iki hafta daha bedava kalacağız!
If we're gonna win, we gotta do it ourselves.
Kazanırsak, kendi başımıza kazanacağız.
If we must play a game, what would we win?
Eğer bir oyun oynayacaksak, ne kazanacağız?
If we are attacked first, there will be no way we can win.
İlk biz saldırırsak, kesinlikle mağlup oluruz.
One of the staggering facts is that most men here believe we will not win the war, and yet they stick their necks out every day, and carry on as if they were fighting for the continental security of the United States. "
"Şaşırtıcı gerçeklerden biri.." "insanların savaşı kazanacaklarına inanmaması!" "Yine de onlar sarmaş dolaş ayrılamıyor,"
If I win you a teddy bear, we'll spend the night together.
Eğer sana bir ayı kazanırsam, geceyi beraber geçireceğiz.
All right, then. If you win, we'll pretend you're a fancy lady in San Francisco.
Tamam, eğer kazanırsan senin San Francisco'lu havalı bir kadın olduğunu var sayarız.
Now, um, until you win, we're going to be scarce on funds, so, we'd really appreciate it if you could move in with us to save us on food and housing expenses.
Şimdi, siz kazanana kadar, paramız yetmeyecek bu yüzden, bizimle taşınıp, yiyecek ve barınak giderlerini bize bağışlarsanız çok memnun oluruz.
So we win if I survive?
Yani hayatta kalırsam kazanır mıyız?
We need some intelligence if we're gonna win this war.
Bu savaşı kazanabilmemiz için istihbarata ihtiyacımız var.
As always, if we call you and you answer the phone by saying "Hit pay dirt with K-DlRT", you could win a cool million.
Her zamanki gibi sizi arayacağız, telefonunuzu "K-DIRT'le aradığımı buldum" diyerek açacaksınız, ve milyonları kazanma şansınız olacak.
But if the driver doesn't trust you, we're never going to win a race.
Fakat sürücü sana güvenmezse asla yarış kazanamayız.
We're going to win if you do as he says.
Dediklerini yaparsak biz kazanacağız.
What if we win?
Ya kazanırsak?
If I win, we're dead.
Eğer ben kazanırsam ölürüz.
If you truly believe in your hearts that you are free then we can win.
Özgür olduğunuza yürekten inanırsanız o zaman kazanabiliriz.
And then maybe, just maybe, if you're willing to give it your all, one hundred per cent, you will not only win your freedom but the opportunity to stand beside me, tall and proud, and say, " We are scanners.
Belki de sonra, sadece belki hepinize dahasını vermemi diliyorsanız, yüzde yüz sadece özgürlüğünüzü değil,... benim yanımda dik ve gururla yer alma fırsatını da kazanacaksınız,... ve diyeceğiz ki, "Biz Tarayıcıyız."
What if we really do win that $ 1000 worth of groceries?
Ya bin dolarlık ürünü gerçekten kazanırsak?
If we didn't win, and we didn't lose...
Kazanmadık ve kaybetmediysek...
How are we going to win the war if you can't get a balloon up!
Balona bile çıkamadıktan sonra bu savaşı nasıl kazanabiliriz ki!
If so, we're sure to win
Bu yüzden, mutlaka kazanacağız.
Even if we win this match, we'll have just two lakhs.
Bir 100 bin daha gerekecek! Eğer bir şekilde Kunta'nın biletini geri verirsek, 100 bini de alırız!
if we don't 129
if we don't do something 25
if we get caught 42
if we don't do this 26
if we 74
if we hurry 53
if we work together 41
if we die 31
if we can 50
if we did 47
if we don't do something 25
if we get caught 42
if we don't do this 26
if we 74
if we hurry 53
if we work together 41
if we die 31
if we can 50
if we did 47