English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / Imitated

Imitated Çeviri Türkçe

65 parallel translation
I admired your stone door so much that I imitated it... by wedging another stone on the outside.
Taş kapına hayran olduğum için onu örnek alıp dışarıdan başka bir kaya sıkıştırdım.
Someone imitated the Doctor's limp, and like all imitators, he overdid it.
Birisi doktorun topallamasını taklit etti, bütün taklitçiler gibi aşırıya kaçtı.
Somebody's obviously imitated my voice in order to gain access to the house.
Birisi eve rahatça giriş sağlayabilmek için belli ki sesimi taklit etmiş.
that I have thought that some of nature's journeymen had made men, and not made them well, they imitated humanity so abominably.
İnsan yapıyorum derken, insanlığın berbat bir kopyasını yapıyorlardı.
His voice can be imitated.
Başkanın sesi taklit edilebilir.
Your voice can be imitated by the enemy, sir.
Sesiniz düşman tarafından taklit edilebilir efendim.
Do you know who might have imitated your writing?
Sadece Pétain'i destekliyordum.
Yeah, it's the usual imitated behavior.
Evet, olağan taklit davranışları.
She's always imitated me, perhaps that's why.
Hep beni taklit etmiştir, belki de bu yüzdendi.
The clockwork in the heavens was imitated by the watchmakers of Earth.
Saat yapanlar gezegenlerin hareketlerini yapan modeller gelistirdiler.
" lt could have imitated a million life-forms on a million planets.
" Milyonlarca gezegende milyonlarca yaşam formunu taklit etmiş olmalı.
Those sounds could be imitated!
O sesler taklit edilebilir!
Then they imitated the natives dancing.
Yerlilerin dansını taklit etmiş.
Describe Adonis.... and the counterfeit is poorly imitated after you.
Tek olan senden her bir hayal yayılabiliyor çevreye. Adonis'i anlatayım desen, hemen belli oluyor, Onun resminin, nasıl kötü bir benzerin olduğu,
Go right down. The reason he hates me is one day he was late for class, so I got up at the blackboard and imitated him.
Baba benden nefret etme sebebi, bir gün derse geç kalmıştı ben de kürsüye çıkıp gözlerimi kısarak, taklidini yaptım...
Imitated my crime.
Bu sadece bir cinayet olamaz.
She imitated frogs.
Kurbağa taklidi yapardı.
I imitated the rolling wheels, rubbing against the tracks the shrill cries of lady passengers and Lili joined me in screaming.
Ona dönen tekerleklerin, ve kadın yolcuların acı çığlıklarının taklidini yaptım ve Lili de benim çığlıklarıma eşlik etti.
It all makes for a storybook ending to a rather tumultuous year... for the cast here at The Sun Also Sets... a show in which life not only imitated art, it topped it.
"The Sun Also Sets" ekibi için tantanalı biten bir roman. Bu dizide yaşam, sadece sanatı taklit etmedi, doruğa da ulaştırdı.
The ever impressive, the long contained, the often imitated, but never duplicated... Duplicated, duplicated... Genie of the Lamp!
Her zaman etkileyici uzun süre kapalı kalmış sık sık taklit edilen ama asla kopyalanamayan kopyalanamayan, kopyalanamayan, kopyalanamayan Cin Lambadaki!
If you must know, I imitated the hairstyle of the Bajoran man who was assigned to me.
Madem bilmek istiyorsun bana görevlendirilen Bejoralı bir adamın saçını taklit ettim.
The baby tanuki who was watching imitated them and took a walk too!
Bunu seyreden yavru rakunlar başlıyorlar onlar da dolaşmaya!
- I don't look at you. - You just imitated my f orm.
- Taklidimi yaptın.
In everyday life my father imitated Yilmaz Güney.
Babam Yılmaz Güney'i taklit ederdi hayatında.
O, there be players that I have seen play and heard others praise, and that highly, not to speak it profanely that neither having the accent of Christians nor the gaits of Christian, pagan, nor man have so strutted and bellowed that I have thought some of nature's journeymen had made men and had not made them well, they imitated humanity so abominably.
Öyle oyuncular gördüm ki sahnede öyle beğenilen oyuncular gördüm ki günaha girmeyeyim ama değil Hıristiyan, değil Müslüman,... insan bile değillerdi. ... öyle çalımlı dolanıyor, öyle böğürüyorlardı ki doğa değil de yamakları yaratmıştı sanki bunları.
The bottom line is, a changeling infiltrated the grounds of Starfleet Headquarters imitated the Admiral, and got away scot-free.
Sonuç olarak bir Değişken Yıldız Filosu Karargaha girdi Amirali taklit edip, elini kolunu sallayarak kaçtı.
A changeling infiltrated the grounds of Starfleet Headquarters imitated the Admiral, and got away scot-free.
Değişkenin biri Yıldız Filosu Ana Karargahına sızdı,... Amiralin kılığına girdi ve elini kolunu sallayarak kaçıp gitti.
You know £ ¬ you imitated everybody today except me.
Biliyor musun bugün benim dışımda herkesin taklitini yaptın.
The way you imitated Liz's mom.
Liz'in annesini taklit edişin.
He imitated your voice.
Senin sesini taklit etti.
Show him how you imitated him.
Onu nasıl taklit ettiğini göster.
Voices can be imitated.
Ses taklit edilebilir.
Their orders are to disregard all voice transmissions even your voice can be imitated, Mr. President.
Hiçbir telsiz mesajına uymazlar. Sizin sesiniz bile taklit edilebilir Başkanım.
Then destroys the very culture that he's imitated.
Sonra taklit ettiği ırkı yok ediyor.
You imitated him.
Onu taklit ettin.
Until Hephaistion convinced us these were animals who imitated men but wore their own skin.
Ta ki Hephaistion bunların insanları taklit eden hayvanlar ve kıllı olmalarının da kendilerine özgü olduğuna, bizi inandırana kadar!
I mean, l- - I tried to do CPR on him but I just did what I could, you know? I imitated what I've seen on TV.
Yani- - ilk yardım yapmaya çalıştım ama...
He imitated my style.
Benim stilimi taklit etti.
Imitated his handwriting, and mailed them.
Elyazısını taklit edip, onun adına gönderiyormuş.
Scipio imitated my own copy my strategy and tactics.
Scipio, stratejimi çözmüş taktiklerimi kopya etmişti.
Scipio imitated my own copy my strategy and tactics.
Scipio, stratejimi çözmüs taktiklerimi kopya etmisti.
Imitated by the police of the buzzings. With that it is safer.
Güvende olman için
Oh, no, I didn't say you imitated him.
Ah, hayır, onu taklit ettiğinizi söylemedim.
You know, the moment the newspapers started writing about it, it was imitated.
Gazeterler hep bunun hakkında yazamaya başladılar.
He imitated me.
Beni taklit etti.
The boy imitated this action.
Çocuk bu hareketi taklit etmeye başlamıştı.
Everyone imitated anyone.
Herkes birbirini taklit etti.
Everyone except the Jews, who imitated nobody.
Herkes ama Yahudiler kimseyi taklit etmedi.
In fact, at anytime he can look or sound like anyone he's ever imitated.
Aslında, herhangi bir zamanda farklı ses ve görüntüye bürünebiliyor.
I always imitated you
Seni hep örnek aldım, taklit ettim.
... but now real life imitated art.
'Clockwork Orange saldırısı

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]