In love with him Çeviri Türkçe
1,856 parallel translation
You're in love with him, that's all.
Ona aşıksın, hepsi bu.
I'm not in love with him.
Aşık değilim.
Is that it then, you're in love with him?
O zaman bu mu, ona aşık mısın?
Were you in love with him, too?
Ona da mı aşıktın?
You're in love with him.
Ona aşıksın.
He is very smart and handsome.. And the girl falls in love with him.
O çok akıllı ve yakışıklı... ve kız ona aşık oluyor.
Cameron's in love with him, Chase is afraid of him and I enable him.
Cameron ona aşık, Chase ondan korkuyor, ben onu teşvik ediyorum.
And I fell in love with him.
Ve ona aşık oldum.
I don't know if you just want his job, or maybe you're in love with him.
Sadece bu işi mi yapmak istiyorsun, yoksa ona aşık mısın anlamadım.
Karen, you're drunk and in love with him, so shut the hell up. Hey!
Karen, hem sarhoşsun hem de buna aşıksın, o yüzden kapa çeneni.
In love with him?
Ona aşık mıyım? Hayır.
She was so in love with him.
O'na öylesine aşıkmış ki.
- You're not in love with him.
- Ona aşık değilsin.
I'm madly in love with him.
Ona deli gibi aşığım.
I fell in love with him.
Ona aşık oldum.
Mom, I'm not in love with him, okay?
Anne, O'na aşık filan değilim.
Of course, to tell Otani that you're in love with him.
Otani'ye aşık olduğunu söyleme fırsatını, tabii ki!
I'm not in love with him...
Ben onu sevmiyorum.
I admit that I am in love with him
Tamam, onu sevdiğimi kabul ediyorum.
If I can't be his girlfriend, it's meaningless to stay in love with him.
Madem kız arkadaşı olamayacağım, sevmeye devam etmem saçma olur.
You could fall in love with him.
Gördüğünde ona aşık olabilirsin.
My sister, Marita, is really in love with him.
Kız kardeşim, Marita, sahiden ona âşık.
I was really in love with him.
Ben ona gerçekten aşıktım.
You're gonna marry somebody after a day because you fell in love with him?
Birine aşık olduğun için onunla bir günde evlenecek misin?
I never said that. And Jan is in love with him.
Bunu hiç söylemedim.
Was she in love with him or something?
Ona aşık falan mıydı?
And this dog, Valentine is his name, has some behavioral issues, and I just thought that maybe you might fall in love with him.
Bu köpeğin, adı Valentine, bazı davranış sorunları var, ben belki onu sevebilirsiniz diye düşündüm.
The truth is, I was in love with him.
Aslında, ona aşıktım.
You know, Lila's been in love with him pretty much all her life.
Lila neredeyse tüm ömrü boyunca onu sevdi.
Was she in love with him?
Ona aşık mıydı?
- I fell in love with him.
- Onu seviyorum.
You will fall in love with him. Give it a chance at least.
Sen sadece bir şans ver, onu çok seveceksin.
Harry's just never had anyone truly in love with him.
Harry'nin hayatında ona gerçekten aşık kimse olmadı hiç.
Are you in love with him?
Ona aşık mısın?
And very, very much in love with him,
Ve onu çok seviyor olsam bile,
"Am I... " in love with him?
Yoksa ona şık mıyım?
You must pretend you're in love with him even if you don't like him.
Ondan hoşlanmasan bile ona aşık olduğunu farz edeceksin.
Are you still in love with him?
Hala ona âşık mısın?
Well, except the party in the bar when I told him that I am still in love with him and kiss me, then went to his house and I kiss with his girlfriend, then I found toc ndole a tit and a ereccin
Bekarlığa veda partisinde onu sevdiğimi söyledim ve onu öptüm. Sonra eve gittim ve nişanlısını öptüm ve kendimi sertleşmiş olarak buldum.
I think the old girl's genuinely in love with him.
Sanırım yaşlı kızımız, ona gerçekten de aşık.
I'm in love with him.
Ona aşığım.
I've never stopped being in love with him.
Ben aslında hep ona aşıktım.
I've been holding in my feelings because I'm in love with him.
Duygularımı saklıyordum, çünkü ona aşığım.
Did you fall in love and know you wanted to be with him for the rest of your life?
Ona aşık olup hayatının geri kalanını onunla geçirmek istedin mi?
Look if you're so in fuckin'love with him why don't you move in?
Bak, eğer onu bu kadar seviyorsan neden buraya taşınmıyorsun?
I know a girl name sophie who is in love with kevin, and she said that she would give up her life for him, and I watched her do it.
Kevin'e aşık olan Sophie adındaki kızı biliyorum, hayatını Kevin'e adadığını söylüyordu ve onun ölümünü izledim.
You go home, and tell everybody the truth, that you fell in love with a guy and ran away with him for a week.
Eve git, ve herkese şöyle söyle, Bir adama aşık oldum ve bir hafta onunla zaman geçirdim.
Now all he left, in his search for eternity, was a lady to fall in love with and knew him for.
Geride karısını, toprağını ve tüm mal varlığını bırakarak. Artık tek eksiği, uğruna savaşıp, aşık olabileceği bir hanımefendi bulmakmış.
He fell in love with my mother, 15 years younger than him.
16 yaş küçük olan anneme tutuldu.
Remember, he was in love with you and cried like a baby when you dumped him. - The breakup was mutual, and I cried too.
Unutma, sana deliler gibi aşıktı ve sen onu terk edince kız gibi ağlamıştı.
Are you in love with him?
Sana tekrar anlatmayacağım.