English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / Incompetence

Incompetence Çeviri Türkçe

497 parallel translation
If it wasn't for your almost complete incompetence, I wouldn't be here in the first place, would I?
Bu kadar beceriksiz olmasaydınız buraya gelmezdim zaten, değil mi?
Object as to his incompetence.
İtiraz ediyorum!
Do you want to be dismissed for incompetence?
Yetersizliğiniz yüzünden kovulmak ister misiniz?
And incompetence!
Bir de yetersizlikle!
- Not for incompetence, surely.
- Yetersiz kaldığın için değildir tabi.
my incompetence with any of the issues of this trial. Those are two questions apart.
Şimdi ortada iki farklı soru var.
Whereas Willie Stark... governor of the state... has been guilty of incompetence... corruption and favoritism in office... and other high crimes.
Eyalet valisi Willie Stark'ın yolsuzluk, adam kayırma ve diğer ağır suçları işlemiş olduğuna dair bir karar.
I can bring you up for trial on charges of incompetence.
Yetersizlik suçlamasıyla hakkında dava açarım.
But now everyone, from managers down to employees watchmen and workers all hide their tracks and incompetence.
Ama şu anda müdürden çalışana bekçiden işçisine kadar herkes beceriksizliğini saklıyor.
I was to blame for Maryk's incompetence.
Maryk'in hatasını bana yüklediler.
of incompetence, criminal negligence... and the almost treasonable administration of our national defense... by the navy... and the war department.
Ordu ve donanmanın, - - ulusal savunmamızda göstermiş olduğu... sorumsuz,... acemice ve hainlik derecesindeki... yönetimin direk sonucudur.
Our City Council has grown weary of incompetence, Officer Damon, and is quite convinced your methods of pampering these young hoodlums are a complete waste of the taxpayers'money.
Şehir meclisi bu beceriksizliklerden usandı ve bu kabadayıları şımartarak vergilerin boşa harcandığına emin.
This places me in a position of incompetence when it comes to doing anything to help my own men.
Ben burada sadece bir konuyla ilgili yetersiz kalan bir adamıma yardım ettim. Bundan benden başka kimse sorumlu tutulamaz.
All that's wrong is that it's been run into the ground through sheer incompetence.
Yanlış olan tek şey tam bir beceriksizlikle yerle bir edilmesi.
How long will it take them to discover his incompetence?
Süleyman'ın yetersiz olduğunu yakında anlayacaklar.
"It would be strange indeed if it could not call upon those who already sap the strength of the state for these lesser sacrifices in order to prevent our being swamped by incompetence."
"Ülkenin güçsüz düşmesini engellemek için ülkenin gücünü azaltan bu vatandaşlardan böyle küçük.. ... bir fedakarlık yapmalarını istemek hiç de yanlış olmayacaktır."
Mr Petersen, there was a simple test that the Health Court used to ask in all cases of mental incompetence.
Bay Petersen, Sağlık Mahkemesinde zihinsel yeterliliği test etmek için sordukları bir soru vardı.
You've got the incompetence, Daddy, and Hotrod's too young to take things over.
Senin pilin bitti, babacığım, ve çılgın rodeocu da işi devralmak için çok genç.
The hard evidence and results of a city inquiry point to incompetence on the part of the Bellavista Company.
Apaçık deliller ve soruşturma sonuçları Bellavista şirketinin.. kabahatlerine işaret ediyor.
On the Treaty of the Pyrenees your incompetence was limitless!
- Pyrenees anlaşmasındaki beceriksizliğinin haddi yok
And because of our notorious incompetence...
- Ayyuka çıkan beceriksizliğimiz...
Incompetence?
- Beceriksizlik mi?
Well, that was General Tanz's word. "Incompetence."
General Tanz "beceriksizlik" kelimesini kullandı.
Because of his incompetence, we will have to start again.
Beceriksizliği yüzünden yine baştan başlamak zorunda kalacağız. Ama önce, şu cesetleri gizleyin.
And, I assure you, I shall not suffer the consequence of your incompetence.
ve, inan bana, beceriksizliğinin sonuçlarına ben katlanmak zorunda kalmayacağım.
All I know is that my incompetence has made you aware of some very secret devices that are vital to the security of this nation.
Tek bildiğim, bu ülkenin güvenliğinde çok önemli bir rolü olan bazı çok gizli aygıtları görmene sebep olduğum.
When I find out what happened tonight, I shall deal with your incompetence.
Bu gece neler döndüğünü bir çözeyim, beceriksizliğinle sonra ilgileneceğim.
You seem to know me, so forgive my incompetence.
Benim yetersizliğimi affet.
And Dr. Coleman was removed from his post as chief medical officer of his ship for administrative incompetence.
Baktım. Dr. Coleman, idari yetersizlik yüzünden görevinden alınmış.
I wish to plead incompetence.
Beceriksizliği kabul ediyorum.
The outrageous incompetence and inefficiency of the high command have tried my patience and that of my hard-pressed army long enough.
Üst komutanın rezilane yetersizliği ve beceriksizliği benim ve zor durumdaki ordumun sabrını yeterince sınadı.
Each day in her company revealed my incompetence as a human being.
Onunla geçirdiğim her gün insanlığımı yavaşça kaybettim.
The incompetence here is absolutely radiant!
Bu saçmalıklar artık canıma yetti!
Oh, if I believed that, the United States government should ship me back to Scotland as an undesirable due to mental incompetence.
Şayet Amerika Birleşik Devletleri hükümetine inansaydım zihinsel yetersizliğim nedeniyle istenmeyen bir şekilde İskoçyaya geri gönderilirdim.
You know. Incompetence of counsel.
Avukatın hukuki yetersizliği için.
You might try denial, but it is a weak plea, and at best would leave you open to charges of incompetence.
İnkar etmeyi deneyebilirsin ancak zayıf bir savunma olur ve en iyi ihtimalle seni yetersizlikten açığa alırlar.
It's your letter, you stick to it... and if it's read in the House, I'll deny all knowledge of it and excuse you on the grounds of mental incompetence brought on by extreme old age.
Ne yapacağımı sana söyleyeyim. O senin mektubun, seni bağlar Senato'da okunursa, neyi içeriyorsa içersin inkar ederim ve senin aşırı yaşlılıktan kaynaklanan zihinsel yetersizliğini gerekçe gösteririm.
It boils down to incompetence and not having the guts
Bu sadece beceriksizliğin ve isteksizliğin... mazereti olabilir
Ultimately, it is a matter of our young associate's incompetence.
Nihayetinde, söz konusu olan genç arkadaşımızın yetersizliği.
You call it youth and incompetence?
Siz ona genç ve beceriksiz mi diyorsunuz?
We are changing from a code 3 direct pursuit to a code 347... completely lost, due to incompetence.
3 doğrudan takip kodundan, 347 koduna geçiyoruz, tamamen kaybedildi, yetersizlik nedeniyle.
Her beauty is not affected by my incompetence or my age.
Gerçekten çok güzelmiş. Benim beceriksizliğim güzelliğini etkilemiyor.
That's not bad luck, Leprince. It's incompetence.
Bu talihsizlik değil artık Leprince, sadece becerisizlik!
You started using your incompetence as a weapon.
Beceriksizliğini adeta lehine kullanıyorsun.
That's total incompetence.
Tam bir beceriksizlik.
Father, please forgive my incompetence
Dede, Baba! Lütfen yetersizliğimi affedin!
And, Mr Striker, is it not true that that crash was a direct result of your incompetence? No!
Ve Bay Striker, kaza düpedüz yetersizliğinin bir sonucu oldu, doğru değil mi?
I am so tired of dealing with incompetence.
Beceriksizliklerle uğraşmaktan usandım.
We doctors should only accept death when it's caused by our incompetence.
Doktorlar ancak kendi becerisizlikleri yüzünden olan ölümleri kabul etmelidir!
Your incompetence will destroy us all.
Beceriksizlik hepimizi mahvedecek.
The Leader must be told of your insubordination and incompetence.
Lider senin itaatsizliğini ve beceriksizliğini bilmeli.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]