English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / Interceptor

Interceptor Çeviri Türkçe

124 parallel translation
AN EXPERIMENTAL INTERCEPTOR.
Deneysel Avcı Uçağı.
Aircraft is an interceptor possibly armed with nuclear warheads.
Bir avcı uçağı muhtemelen nükleer başlık taşıyor.
They report their sightings directly to Interceptor Command headquarters.
Gördüklerini direkt olarak Müdahale Kumanda Merkezi'ne rapor ediyorlar.
You got a direct line to the Interceptor Command.
Müdahale merkeziyle direkt bağlantınız var.
I gotta let Interceptor Command know I'm up there.
Yukarda olduğumu Müdahale Kumanda Merkezi'ne bildirmek zorundayım!
Hell, son, you can't call Interceptor Command.
Lanet olsun, evlat, Müdahale Kumanda Merkezi'ni arayamazsın!
Interceptor Command, this is Colonel Maddox.
Müdahale Kumanda Merkezi, ben Albay Maddox.
Get me Interceptor Command!
- Müdahale Kumanda Merkezi'ni bulun bana. - Buralarda telefon var mı?
Interceptor squadron out of Albuquerque has two unidentified flying objects on radar contact.
Albuquerque dışındaki uçaklarımız radarlarında 2 UFO tespit etmişler.
Oh, look, the "Condor Interceptor".
Şuna bak, "Condor Interceptor".
The Mirage, an interceptor-attack aircraft that combines power with smart looks.
Mirage, yol kesen saldırı uçağı güç ve şık tasarımı birleştiriyor.
Interceptor Delta Yankee reports a hit, sir.
Delta Yanki isabet kaydedildiğini bildirdi.
Turbo interceptor.
Turbo Yakalayıcı.
Think about the arms race, for instance. As the missiles on one side in the arms race get bigger and better and faster, so the interceptor devices on the other side, the radars and counter missiles, have to get better and faster and more accurate as well.
Silahlanma yarışının bir tarafında füzeler daha büyük, daha iyi ve daha hızlı olurken diğer tarafın savunma araçları olan, radarlar ve füze savarlar daha iyi, daha hızlı ve daha hassas olmak zorundadır aynı zamanda.
Mr O'Brien, patch us into the Bajoran interceptor.
Bay O'Brien, Bizi Bajoran gemilerinin yayınına bağlayın. Başüstüne.
The interceptor is closing on the Skrreean ship.
Avcı gemisi, Skrreean gemisine yaklaşıyor.
Interceptor one.
Avcı gemisi bir.
And here the Germans had developed the Messerschmitt 216 the world's first jet interceptor.
Almanlar burada dünyanın ilk jet avcı uçağı... Messerschmitt-216'ları üretiyordu.
They've just been attacked by a Maquis interceptor.
Az önce Maquis avcı gemisi saldırmış.
This ship could outrun a Romulan interceptor.
Bu gemi bir Romulalı Önleyiciyi bile geçebilir.
Our only hope is to get our jet - interceptor programme off the ground.
Tüm umudumuz savunma jeti uçak programımızı hayata geçirmek.
Using an interceptor.
İnterseptör mü?
An interceptor? Is that the visual device that was introduced after the visual interception law was revised three months ago? Yeah.
bu? bir şeyler elde edebilirz.
I see, an interceptor.
bir interseptör. Evet.
According to Fukami, the Special Investigation team was looking for a chance to set up an interceptor in the suspect... But from the district police's records,
Özel Soruşturmalar ekibi şüpheliye bir interseptör yerleştirmek için fırsat kolluyordu... Özel
I smell something fishy. And Fukami, who is keeping an eye on Serrano's president, has an interceptor in his eye.
Ve bir gözü Serano'nun başkanı üzerinde olan Fukami'nin gözünde de interseptör bulundu.
Mr.Nibu! Is it true that the interceptor that was introduced after the law was revised... is being used unlawfully within the police department?
Kanun değişikliğinden sonra tanıtılan interseptörün... polis departmanında yasa dışı kullanıldığı doğru mu?
With the interceptor case, when it comes to the Laughing man, there must be some reason why the police continue to be so secretive.
İnterseptör davası ile Gülen Adam polisin bu denli gizlilik içinde olmasının bir nedeni olmalı.
The Dauntless is the power in these waters, but there's no ship that can match the Interceptor for speed.
Korkusuz bu suların en büyük gücüdür ama hiçbir gemi Avcı'nın hızıyla boy ölçüşemez.
There's no real ship that can match the Interceptor.
Avcı'nın hızıyla hiçbir gerçek gemi boy ölçüşemez.
Like I said, there's no real ship that can match the Interceptor...
Dediğim gibi, hiçbir gerçek gemi Avcı'yla...
Sailors, back to the Interceptor!
Denizciler! Avcı'ya dönün!
We're coming up on the Interceptor.
Avcıya yaklaşıyoruz.
What say we run up a flag of truce, I scurry over to the Interceptor, and I negotiate the return of your medallion?
Aramızda ateşkes ilan etsek, ben Avcı'ya geçsem ve madalyonunu iade etmelerini sağlasam?
Towards that end, two years ago we developed a fighter - interceptor, the X - 301.
En sonunda, iki yıl önce bir avcı uçağı geliştirdik ; X-301.
Do you mean to tell me that the United States Air Force is flying a fighter - interceptor capable of both aerial combat and space flight?
Bana Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri'nin hava çarpışması ve uzay uçuşu yapabilen bir aracı uçurduğunu mu söylemek istiyorsunuz?
As your intel packages show, the F-302 is a spaceworthy fighter-interceptor aircraft reverse-engineered from Goa'uld technology.
Bilgi notlarınızında da görüldüğü gibi, F-302 uzaya çıkabilen saldırı-savunma uçağıdır, Goa'uld teknolojisinden yararlanılarak üretilmiştir.
We have a limited number of F-18 interceptor jets at our disposal.
Kısıtlı sayıda F-18 jetlerimiz var.
They took my cellphone interceptor and apparently plan on keeping it until the end of the year.
Cep telefonu dinleyicimi aldı. Yıl sonuna kadar tutacakmış.
"Why don't I have a cellphone interceptor?"
Niçin benim de bir cep telefonu dinleyicim yok?
- Oh, your cellphone interceptor.
- İşte cep telefonu dinleyicin.
[Man On Radio] Interceptor, return to base.
Avcı uçağı, üsse dön.
ANEXXO won a contract to develop a new interceptor ballistic body armor for the military.
ANEXXO orduya yeni bir durdurucu balistik zırh geliştirme ihalesi kazandı.
You can get a cell interceptor at any electronics store.
Herhangi bir elektronik dükkanından cep telefonu dinleme cihazı alabilirsin.
Not a single US Air Force interceptor turns a wheel until it's too late.
İş işten geçene kadar, tek bir A.B.D Hava Kuvvetleri uçağı bile olay yerine yönelmiyor.
Multi-frequency radio interceptor, long range, very effective.
Çoklu radyo frekansı önleyici, uzun menzilli, çok etkili.
Named after a car, the Jensen Interceptor.
"Yol Kesen James" olarak tanındı.
Jensen Interceptor. I had one. Handled like a school bus.
Bay Yol Kesen, arabamız var,... ancak manevraları otobüslerinki gibi.
- Disengage, interceptor.
- Avcı gemisi, Oradan uzaklaşın tekrar ediyorum uzaklaşın.
So there was an interceptor in my eye too!
Benim gözümdedemi bir interseptör varmış?
This is... an INTERCEPTOR!
Bu bir İNTERSEPTÖR!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]