Invest Çeviri Türkçe
1,633 parallel translation
I have a number of trading contacts overseas, they might like to invest.
Denizaşırı ülkelerde bir kaç ticari bağlantım var, yatırım yapmak isteyebilirler.
I'm more than happy to invest my money and my time if I believe some good will come of it.
Eğer kar sağlayacağına inandığım bir iş olursa paramı ve zamanımı yatırmaktan mutlu olurum.
I had to invest 100 grand in his movie.
Filme 100 bin dolar yatırım yapmak zorunda kaldım.
Now, you want to invest some money, Mr Dorrit.
Şimdi, paranızla yatırım yapmak istiyorsunuz Bay Dorrit.
So for a stock like me bought low would you invest long-term or just'pump and dump
Benim gibi bir hisse senedine uzun vadeli yatırım mı yapmalı yoksa şiririp düşürmeli mi?
I'll stake my reputation in saying to invest in this product is way too risky!
Kendi itibarımı ortaya koyarak söyleyebilirim ki bu yatırım gerçekten çok riskli.
The kings of Alexandria were prepared to invest in the arts and culture, in technology, mathematics, grammar, because patronage for cultural pursuits was one way of showing that you were a more prestigious ruler, and had a better entitlement to greatness.
Çin, Hindistan ve İslam İmparatorluğu'nun yükselişte olduğu dönemlerde Avrupa, karanlık çağların gölgesi altında kalmıştı. Matematik çalışmaları da dahil, tüm entellektüel hayat durgunlaşmıştı. Fakat 13. yüzyıla doğru, durum değişmeye başlamıştı.
Fundamentally, you should write what kind of effect they'll gain if they invest...
Öncellikle yatırım yaparlarsa nasıl bir etki olur, onu yaz.
Trust. Invest in our new faith.
Yeni inancımıza yatırım yapın.
Invest in Enron.
Enron'a yatırım yap.
Jimmy wants to invest in the next one.
Jimmy sonraki filmine yatırım yapmak istiyor.
I invest in all kinds of things.
Her türlü şeyi araştırırım.
Why don't I invest in your putting on a show?
Neden seni gösteriye sokacak bir yol araştırmıyorum?
If you promise to expedite the Harbor constructions, I will invest in your political venture too.
Liman inşaatını kolaylaştıracağınıza söz verirseniz politik girişiminizi de destekleyeceğim.
We're not that foolish to invest in something just because we're law students.
Sırf hukuk öğrencileriyiz diye bir şeye çaba sarfedecek kadar aptal değiliz.
I should probably go ahead and just invest in a wagon one of these days.
Kitaplar ve not defterleri taşıyorum yakın zamanda, aklımdan çıkmadan kocaman bir çanta alsam fena olmayacak.
You wanna start showing me some respect or do I have to invest in a fish tank?
Bana biraz saygı göstermeye başlayacak mısın yoksa bir akvaryuma mı yatırım yapmalıyım?
No, but you can invest in something else.
Hayır ama başka bir şeye yatırabilirsin.
I just refuse to invest in amateur theatrics to convince you of my sincerity.
Sadece içtenliğime inanmanız için tiyatroya katılmayı reddediyorum.
Brow-beating me isn't gonna make her give it to you to invest in some harebrained scheme.
Beni azarlaman, annemin o parayı saçma sapan planına yatırım yapman için vermesini sağlamayacak.
- Are you guys gonna invest or not?
- Para yatıracak mısın yatırmayacak mısın?
And you don'spend it, You invest it.
Para harcamıyorsun, yatırım yapıyorsun.
Bank's not really in a position to loan me anything right now, if you like to invest a start-up money, or cosign for a small business loan.
düşündüm de belki.. belki sen bana destek çıkarsın ya da adıma kredi çekersin?
They showing'all these kingpin motherfuckers how to send it overseas, bring it back, Invest the shit.
Uyuşturucu tacirlerine, paralarını nasıl deniz aşırı ülkelerde temizleyip yatırım yapabileceklerini gösteriyorlar.
So, I mean, these guys invest in everything.
Bu adamlar her şeye yatırım yapıyor.
- It's a big difference. - Yeah? - I mean, if they say they're going to invest $ 45 million, they're going to invest $ 45 million.
Çok farkı var. 45 milyonluk yatırım yapacağız diyorlarsa 45 milyonluk yatırım yaparlar.
Open your markets to us. And come invest in our country.
Piyasalarınızı bize açınız ve gelip ülkemize yatırım yapınız.
Just invest a lttle more
Biraz daha gayret edin.
At breakfast he briefly told me his worries regarding the economy and said I should invest my money in gold.
Kahvaltıda bana ekonomi hakkındaki endişelerinden bahsetti. Paramı altına yatırmam gerektiğini söyledi.
A friend of mine told me that today, actually said I should invest my money in gold.
Bunu bir arkadaşım daha söylemişti aslında paramı altına yatırmam gerektiğini söylemişti.
It's in progress. Want to invest?
Gelişim aşamasında, yatırım yapmak ister misin?
There are people with much money willing to invest.
Çok fazla para ile sırada bekleyen yatırımcı var.
- Henrik will invest in Millennium.
Henrik Millennium'a yatırım yapmaya devam edecek.
And you have forced him to invest in your propaganda newspaper.
Herşeyin üzerine, bir de onu kendi dergine yatırım yapmaya zorluyorsun.
Arthur frobisher told his employees to invest in the company, and then sold his own stock.
Arthur Frobisher çalışanlarına şirkete yatırım yapmalarını söyledi ve sonra kendi hisselerini sattı.
Invest in unr.
UNR'ye yatırım yap.
Grapevine says walter kendrick has assembled a group of private investors, and they're about to invest a significant amount of capital.
Grapevine Walter Kendrick'in özel bir grup yatırımcıyı biraraya getirdiğini ve bu yatırımcıların hatırı sayılır bir miktar parayla UNR'ye yatırım yapacaklarını söylüyor.
Invest in unr, phil.
UNR'ye yatırım yap Phil.
Forests are the thing to invest in.
Ormanlar yatırım yapılacak şeyler.
Every company... every financial institution which continues to invest there... is a source of political and economic strength to P.W. Botha.
Yatırımlarına devam ederek....... tüm şirket ve finans kurumları, Başkan Botha'ya gerek politik, gerekse ekonomik açıdan destekte bulunmuş oluyor.
You know, it is one thing to entertain wild theories, but quite another to invest in them.
Çılgın teorilerin kulağa çok hoş geliyor ama inanmak başka bir şey.
After bilking trillions from the American public by repossessing their homes, bankrupting them when they got sick and convincing them to invest their earnings and pensions in the casino known as the stock market, the rich decided to make one last heist and as their 30-year long party came to an end, take as much of the silverware with them as they could.
Evlerine el koyarak, hasta olunca onları soyup soğana çevirerek ve gelirlerini emeklilik hesaplarına yatırmaya ikna ederek borsa ismiyle bilinen kumarhanede Amerikan halkından trilyonlarca dolar arakladıktan sonra zenginler son bir soygun yapmaya karar verdi ve 30 yıllık partileri sona erince olabildiğince çok kâr elde etmeye çalıştılar.
Chairman Quan has already said he will invest, and I pulled a good joke on So Ran.
Başkan Chen yatırım yapacağını söyledi,... ben de So Ran'dan öcümü aldım.
'He created an empire to invest on peoples'fate.'
'insanların kaderini oluşturmak için bir İmparatorluk kurdu.'
I invest on people's luck.
İnsanların şansına yatırım yapıyorum.
I invest a lot of money.
Dünyanın yatırımını yaptım.
I think what you're saying is that this isn't a casual matter for you, that the stakes are... pretty high and that before you "invest" your time in this, you want to be sure that I really can help you, all right?
Sanırım bunun sizin için o kadar kolay olmadığını söylemeye çalışıyorsunuz. Size çok pahalıya patladığı için buna vaktinizi ayırmadan önce size gerçekten yardım edebileceğimden emin olmak istiyorsunuz. Değil mi?
I need to invest 4 million in Dubai Petrochemical business.
Dubai'daki petrol yatırımlar için de dört milyon gerekli.
You invest in Start-up companies, don't you?
- Başka işlerin yanı sıra evet.
We've got an opportunity here, an opportunity to invest the money from our little venture and turn it into something even bigger, something great.
Şimdi yeni bir fırsatımız daha var. Küçük çaplı teşebbüslerimizden kazandığımız parayı yeni bir yatırımda kullanma ve onu daha da büyütme fırsatımız var.
'Cause if so, I'm gonna have to invest in some ear plugs.
Bence çok ilginç bulacaksın dostum
investigator 20
investigation 62
investment 18
investors 25
investments 27
investigating 21
investigate 42
investigation 62
investment 18
investors 25
investments 27
investigating 21
investigate 42