Involves Çeviri Türkçe
1,507 parallel translation
sometimes, Intelligence gathering involves sophisticated Techniques and a lot Of high-tech equipment.
Bazen, bilgi toplama,... değişik yöntemlere dayanır,... mesela yüksek teknolojiyle.
Wrestling involves mainly agility.
Güreş, çeviklik ister.
The Earth is on a cosmic thrill ride, one that often involves extreme danger.
Dünya, çoğu zaman büyük tehlikeler içeren korku dolu bir kozmik yolculukta.
One idea involves blowing up an asteroid.
Düşüncelerden biri, asteroidi patlatmayı içeriyor.
Covert intelligence involves a lot of waiting around.
Gizli istihbaratların çoğu zamanı beklemekle geçer.
A new outlet that involves You settling down
Ve bu hayatın, senin durulmanı da içermesi
The planetary formation process involves almost a biological competition of many bodies bashing into each other at very high speeds.
Gezegenlerin oluşum süreci nerdeyse biyolojik bir yarış gibidir. Birçok nesne çok yüksek hızlarda birbirine çarpar.
I began to think while we were doing our experiments, that it's possible that something that involves physical disconfort, or even pain might be more tolerable than simply the deprivation conditions that we studied.
Fiziksel rahatsızlık ve ağrıların bile yoksunluk koşullarından daha katlanılabilir olduğu üzerinde çalışmalar yaparken ilk kez düşünmeye başlamıştım.
Meltdown involves throwing things.
Sinirlerim bozulsa bir şeyler fırlatırım.
Lunch? If it's a lunch that involves food, yeah, i'm in.
Eğer bu öğlene yemek de dahilse, olur, ben varım.
It involves a part of the human experience that has always eluded me.
İnsanların yaşadığı, ama nedense bana bir türlü denk gelmeyen bir deneyimle ilgiliydi.
- It involves a nanny.
- Konu dadıyla ilgili.
We stock pilled the discoveries of the most brilliants members of our species, allowing us however strain and whatever struggle it involves to slowly ascend the ladder of knowledge.
Türümüzün en zeki üyelerinin binbir zorluk ve zahmetle yaptığı keşiflerin birikimiyle ilim çıtasını yavaş yavaş yükseltiyoruz.
Being an escort involves pain.
Eskort olmak acıyıda içerir.
Being an escort involves pain but it's almost always self-inflicted.
Fahişe olmak acı içerir ama neredeyse her zaman bu acıya kendiniz sebep olursunuz.
It involves an amazing alliance, a partnership between volcanoes and life that regulates the temperature of the planet, and once again it happens because volcanoes have the power to change our atmosphere.
Bu, volkanların yaşamla kurduğu şaşırtıcı bir birliği, bir ortaklığı içeriyor. Bu ortaklık gezegenimizin ısısını düzenliyor. Bunun sebebi, volkanların atmosferimizi değiştirecek güçte olması.
What if it involves Junk-man?
Eğer Junk-man dahil olursa?
This also involves your sister.
Bu aynı zamanda kız kardeşin için de geçerli.
The kind that involves familiar faces from your past.
Maziden gelen, tanıdık yüzlerle karşılaşacağınız türden bir birliktelik.
This may not be a good time to bring this up because, uh, well, it involves another woman.
Bu iyi bir zaman olmayabilir çünkü, uh, Başka bir kadın
Which involves killing you all.
Bu, hepinizin öleceği anlamına geliyor.
That involves succumbing
Bu da bazı şeylere katlanmamı gerektiriyor.
I've heard there's a tradition in Spain which involves having a grape for every...
Duyduğuma göre İspanya'da bir gelenek varmış, şöyle ki her yanlış kelime için bir üzüm...
But it involves Chandling and a whole pile of money I think your girl was trying to get her hands on.
Fakat içerisinde Chandling'i ve senin kızın ele geçirmeye çalıştığı koca bir servet kadar parayı içeriyor.
But if I ever see a story that involves a hotel room or any of this shit, I will fucking take your bowels out.
Ama eğer bu otel odasıyla ilgili bir hikâye görürsem bağırsaklarını yerinden sökerim.
I'm wondering if part of this talking cure involves learning with the patient transfers to his doctor.
Çok merak ediyorum bu konuşma tedavisinin bir kısmı doktorunun hasta transferi yaptığını öğrenmesini gerektirirse..
What I propose involves the least possible risk because we don't have to change our normal routines.
Teklifim çok az risk içeriyor. Günlük rutinimizi değiştirmemize gerek olmayacak.
Depersonalization disorder, in brief, involves the persistent or recurrent experience of feeling detached, as if one was an outside observer of one's mental processes or body.
Kişiliğini kaybetme rahatsızlığı kısaca sanki devamlı ve tekrar eder bir şekilde birisinin aklı ve bedenini dışarıdan birisi izliyormuşçasına kendisini kopuk hissetmesiydi.
The incident we're about to discuss involves the death of your daughter.
Bu olay kızınızın ölümüne Sebep olduğunuzla ilgili.
This piece involves living in a cage for an entire month... in order to empathize with the animals living in the zoo.
Bu parça bir ay boyunca hayvnat bahçesinde yaşayan hayvanlarla empati kurmak için bir kafeste yaşamayı içeriyor.
You'll have to admit it sooner or later, with all the responsibility it involves.
Er ya da geç, bütün mesuliyeti kabul etmek zorunda kalacaksın.
I began to think while we were doing our experiments that it is possible that something that involves physical discomfort or even pain might be more tolerable than simply the deprivation conditions that we studied.
Deneylerimizi gerçekleştirirken, fiziksel sıkıntı ya da acı içeren bir şeyin üzerinde çalıştığımız basit yoksun bırakma durumlarından daha dayanılabilir olabileceğinin mümkün olduğunu düşünmeye başladım.
You said "punishment" - now that usually involves a crime, so what was yours?
"Ceza" demiştin, bu genelde bir suça bulaşmak demektir peki, senin ki neydi?
It involves a... couch?
Bir koç... olması mı?
Yeah, it involves you, cement socks and a fishing trip.
Evet, sende vardın, ayakların çimentolanmış bir balık gezisine gidiyordun.
I've been hired by this Dutch firm to do a job, a job that involves my plane and a shitload of white.
Bu iş için Hollandalı birileri tarafından tutuldum. Benim uçağımın da dahil olduğu ve bir sürü eroinin olduğu bir iş.
And everything you know about me involves you, too.
Benim hakkımda bildiğin her şey seni de içeriyor.
That's why he's in rehab. No, he's in rehab to get better, and that involves taking responsibility for things that he's already done, and he told me that he had to go see tyler.
Hayır, iyileşmek için rehabilitasyonda ve... bu, şimdiye kadar yaptığı şeyler için sorumluluk almayı da içeriyor.
Grandma Suarez's future involves a pillow and a blanket.
Büyükanne Suarez'in geleceğinde yastık ve yorgan var.
- Notjust you. This involves your husband.
- Sırf seninle değil, kocanla da ilgisi var.
If it involves keeping Daniels in the dark...
Bekle. Eğer fikirlerin Daniels'a bilgi vermemekle ilgiliyse...
Which involves dissolving the sample in a solution, correct?
- Bu örneği bir solüsyonda çözdürmeyi içeriyor, değil mi?
No, it's... It involves the photograph.
Hayır, bu bir fotoğrafla ilgili.
The story involves wind chimes, trailers, alien abductions.
Hikayede rüzgar çanları, karavanlar ve insan kaçıran uzaylılar var.
Chemically, it involves surging brain elements called monoamines, dopamines, norepinephrine, and serotonin.
Kimyasal olarak, beyindeki monoamin, dopamin,.. ... norepinefrin ve serotonin denen hormonların yükselmesine bağlıdır.
Well, let's just say it's going to be served upstairs and involves whipped cream.
Sadece üst katta sunacağım diyelim kremalı bir şekilde...
- I have no idea, but it involves a load of alcohol.
- Hiç bilmiyorum ama bolca alkol tüketeceğim kesin.
It involves your husband.
Eşinizi ilgilendiren bir durum.
I have to assume that the motive in both of these deaths involves the fighters'rankings, right?
İki ölümde de gerekçenin dövüşçülerin sıralamasıyla alakalı olduğunu varsaymalıyım, değil mi?
- It involves leaving the city.
Şehirden ayrılmayı kapsıyor.
It involves oil and some other stick liquids.
Yağ ve diğer bazı yapışkan sıvılar var.