English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / It's about this

It's about this Çeviri Türkçe

5,192 parallel translation
Geez, you know, I gotta say, it's weird to see you so worked up about this.
Tanrım, seni böyle endişeli görmek bana oldukça garip geldi.
It's about soaring, leaving the competition in the dust, which is exactly what this design can accomplish.
Bu yükselmekle, rekabetin tozunu atmakla alâkalı ki bu tasarım tam da bunu başarabilecek türden.
It used to be the beer mat of joy, but there was... another beer mat somewhere else called that, and then there was this bit, big court case about it, and it got really complicated, and then...
Eskiden eğlence yaratan bira denilirmiş, ama yerine başka bira gelmiş ve ismi mutluluk veren olmuş ve sonra işler karışmış...
If Sheila's competence is that important to her, I need to tell her about this, so she can fix it.
Eğer Sheila'nın yeterliliği onun için önemliyse, gidip ona bunun anlatmalıyım ki o da düzeltebilsin.
No, you want this machine to stand out from every other machine on the floor, you gotta stop talking about the machine and you gotta start talking about the people that made it.
Hayır, bu makinenin diğer makinelerden öne çıkmasını istiyorsanız makine hakkında konuşmayı kesip onu yapan insanlar hakkında konuşmaya başlamalısınız.
If you hadn't been about it all this time, we wouldn't be in this position to rebuild.
Tüm o zamanlar yanımda olmasaydın, şu an tekrar yapılanmaya çalışıyor olmazdık.
This is Reid's place... he made it so he might know anything there ever was to know about everything.
Burası Reid'in yeri. Her konuda her şeyi bilebilmek için burasını yaptı.
It's about this.
Bununla ilgili...
So about this dead fish, here's what you do : don't tell Hope and just replace it with one that looks exactly the same.
Hope'a söylemeyin, ve aynı görünen başka bir balık ile değiştirin.
I mean, because I drove up here from Berkeley, California'cause, you know, Paulie and I had agreed on a price and talked about it- well, this is not Paulie's place!
Atladım geldim buraya Berkeley, California'dan çünkü Paulie ve ben bir fiyat üzerine karar vermiştik...
You know, you better be right about this, or it's my ass too.
Yoksa kıçımdan şişlerler.
Hmm, turns out someone in this room, maybe someone I'm looking at right over there, had an affair with him and his wife found out all about it.
Görünüşe göre bu odadaki birinin, belki şu anda karşımda duran kişinin Şef Nicolas ile bir ilişkisi varmış ve karısı her şeyi öğrenmiş.
It's amazing ; it's about this old redheaded lady who runs this boarding school for lesbians, and then I think the lesbian school burns down.
Cidden harika. Lezbiyenler için yatılı okul yöneten kızıl saçlı yaşlı hanım hakkında. Ve sanırım daha sonra lezbiyenler okulu yanıyor.
Well, it's all about this family and their struggle to... Keep up.
Kardashian Ailesi ve yetişme çabaları.
And I'm sorry, you know, this... this wasn't about my issues with JT, it's just that he and my best friend would be devastated if anything ever happened to Vincent, a-and I don't know how to help.
Özür dilerim, bunun bunun JT ile olan sorunlarımızla bir alakası yoktu. Sorun ; eğer Vincent'a bir şey olursa en yakın arkadaşım ve o yıkılacaktır.
This feud, it's stupid. I... I care about you too much to let it come...
Ben sana çok fazla değer veriyorum...
Talk about hearts and minds this joint would supply electricity to half of bloody Helmand if someone could work out how to turn it on.
Onlara tam destek veriyorlar. Eğer biri bunu çalıştırabilirse bu baraj lanet olası Helmand'ın yarısına elektrik tedarik edecek.
You gotta be careful flashing it about this lot.
Birlik'in içinde dükkânı açtığında dikkatli olmalısın.
Well, it's nice to talk to you about this.
Bunun hakkında seninle konuşmak güzel.
Okay, there's this old John Ford movie called The Man Who Shot Liberty Valance, and it's about this young, idealistic lawyer who goes to this wild west town to civilize it.
Genç ve idealistik bir avukatın bir batı kasabasına gidip... -... onu medenileştirmesini anlatıyor.
It's not about rape for this unsub, it's about torture.
Bu şüphelinin istediği tecavüz değil, işkence etmek.
It's funny about this job, isn't it?
- Bu meslekte garip, değil mi?
It's... it's too soon to talk about this.
Bu konuşmak için henüz çok erken.
Don't get me wrong, because, uh... It's not that I'm not happy about all this, because I am.
Yanlış anlama ama olanlardan memnun olmadığımdan değil çünkü memnun oldum.
I know you're iffy about trusting your gut when it comes to men, but your professional instincts are spot on, and I think what you said about the irony about Chelsea's death, that could actually be the key to this case.
Konu erkeklere gelince kendine güvenemiyorsun biliyorum, ama profestonel içgüdülerin gayet mükemmel, ve Chelsea'nın ölümündeki ironi hakkında söylediklerin, bu soruşturmanın kilit noktası olabilir.
When it comes to fortunes like the McNamaras', okay, murders like this- - it's always about the money.
Konu McNamara'larınki gibi bir servet olunca böyle cinayetler hep para yüzünden işlenir.
This is about traffic. It's serious.
- Hayır, o şarkı yarışması.
- I'm good. Senator, the reason I'm calling, it's about this NSA surveillance.
Senatör, aramamın nedeni, NSA'nın izlemesi hakkında.
Look, if this is about the Ducati, no one saw me teleport it, bro.
Bak bu Ducati'yle alakalıysa kimse beni onu ışınlarken görmedi kanka.
I don't agree with you on this, so let's just not talk about it.
Seninle bu konuda aynı düşünmüyorum, en iyisi bunu konuşmayalım.
It's about time people of color broke bread at this table.
Renkli insanlarla bu masada ekmek paylaşmamızın zamanı geldi.
This village, it's about 12 klicks away.
Şu köy 12 km. ötede.
Okay, there's this... this girl that I'm friends with, and I've been thinking about how I kind of want it to be more than that.
Arkadaşım olan bir kız var ve arkadaştan daha fazlası olmak istiyor gibiyim.
It's about this article from a few weeks back.
Birkaç hafta önceki bu makale hakkında.
Any intelligence they have - drugs squad - about where all this stuff's coming from, how it's getting here, I never get to hear about it.
Narkotik Şube eğer biliyorsa, bu uyuşturucular nereden geliyor nasıl geliyor falan diye, ben de ne olayım.
All right, look, you've got a point about your dad, and I want answers, too, it's just there's something off about this whole experiment.
Babanla ilgili dediklerin doğru. Ben de cevaplara ulaşmak istiyorum ama bu deney meselesinde bir terslik var bence.
It's so good to be able to talk to someone about this, Cheryl.
Bu konuyu biriyle konuşabilmek gerçekten çok güzel Cheryl.
But this is something he didn't tell me about, so he must have really wanted it to be a secret.
Ama bunu hiç anlatmadı. Demek ki kesinlikle sır olarak kalmasını istiyordu.
- I think it's because it's about this nerdy kid who has this special secret side of himself that he can't share with anybody, and - - and that's how I always felt.
Sanırım gizli yönünü sır olarak saklayıp kimseyle paylaşamayan inek bir tip olduğu içindi. Ben de hep öyle hissederdim.
I heard you this morning, talking about your super-cute boyfriend Bobby, saying that I was the "comfortable" choice, that you only married me because your dad hated it.
Bu sabah duydum seni. O yakışıklı ötesi sevgilin Bobby'den bahsederken benim "rahat" seçim olduğumu ve sadece baban nefret ettiği için benimle evlendiğini söyledin.
It's just that, in my experience, anyone who talks about this program publicly winds up dead.
İşte bu kadar, tecrübelerime göre bu deney hakkında herkesin önünde konuşan ölür.
I was thinking about it at four o'clock and five o'clock and six o'clock this morning.
Sabahın 4'ünde, 5'inde ve 6'sında da aklımdan çıkmadı.
- If it's all the same to you, how about we handle this at the U.S. Consulate?
- Senin için hepsi aynıysa bu durumu Birleşik Devletler Konsolosluğu'nda halletmemize ne dersin?
Corporal, this job of ours, driving trucks in heavily contested areas, it's just about the most dangerous job on the planet.
Onbasi bu bizim is, kamyonlari kullanma, Tehlikeli yerlerden gecmek... Sanirim bu dunya uzerindeki en tehlikeli is..
Yeah, but you know what I love about this one is that it's so modern, and I'd love to see you in something modern for a change.
Bunu nesini seviyorum biliyor musun, çok modern oluşunu. Bir seferlik seni modern bir şeyin içinde görmek isterim.
It's like, did you know this about him?
Bunu biliyor muydun?
It just feels really good having this... because it's not about what was.
Şu an bu durumda olduğumuz için çok iyi hissediyorum çünkü bunun, önceden yaşananlarla bir ilgisi yok.
It's about my fear about the kids and it's about our stuff that we never solved and you're totally right that this about my problems and my issues and anything that has to do with you you're not going to admit to.
Çocuklarıma karşı korkularımdan dolayı seninle çözmediğimiz sorunlarımızdan dolayı. Sorunlarım ve dertlerim konusunda da tamamen haklısın ama sen kendi sorunlarını kabullenmeyeceksin.
Nobody higher up is going to know a single damned thing about this stupid business, because the second they do, it's me they'll...
Bu saçmasapan işle ilgili yukarıdan kimsenin haberi olmayacak çünkü eğer öğrenirlerse ilk iş beni...
Think about it, man... this dude, Fish, works long hours at their farm, usually at night.
Bir düşünsene, adamım... bu... Fish, denilen herif saatlerce hobi bahçesinde çalışıyor, özellikle gece.
It's about betrayal, it's about notions of one's tribe, or people, and about what, perhaps, might be happening in the mind of anyone put into this kind of position.
Burada konu ihanet. Bir yanda kişinin kavmine, halkına bağlılığı söz konusu. Öte yanda, bu tür bir duruma düşebilecek herhangi bir kişinin zihninde olup bitenler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]