It's gone now Çeviri Türkçe
907 parallel translation
This villain is now cured, so to speak, and he's now gone from the Kanima to a werewolf, and it was because of Lydia's love that pulled him out of that.
Bu suçlu, artık iyileştirildi ve kanimadan bir kurtadama dönüştü ve bu Lydia'nın ona olan aşkı sayesinde oldu.
I'm not sure if it's okay for him to be gone, but I now understand what it's like to be next to him.
O yokken dayanabilir miyim bilmiyorum ama onun yanında olursam nasıl görüneceğimi şimdi anladım.
She's gone now. Is it okay if I go home now?
Gitti, artık eve gidebilir miyim?
It wasn't going, and now it's gone.
Önce doğru gitmiyordu, şimdi de tamamen gitmiş.
It's gone now.
Geçti artık.
You haven't asked my advice, Norval, and it certainly isn't up to me... to advise you to evade the law, but since you were dragged into this situation... and it's practically forgotten now anyway, and the Kockenlockers have gone... probably taken root someplace else.
Fikrimi sormadın Norval, ve sana kanundan kaçmanı tavsiye edecek değilim, ama zorla bu duruma sürüklendin ve neticede bu olay da şimdiye unutulmuş durumda, Kockenlocker'ler gitti muhtemelen başka bir yere yerleştiler.
I had a kink in my side, but it's gone now.
Böğrüme kramp girdi ama geçti şimdi.
Now it's all gone.
Hepsi gitti.
Anyway, it's gone now, for tonight anyhow.
Neyse, bu gece başka otobüs yok.
Very well, I will pipe down, as you put it, but it should be perfectly obvious that with your income gone there's only one course for you to follow, and that is to come home now, with us.
Pekala, istediğin gibi çenemi kapatacağım. Ama gelir kaynağın gittiğine göre izleyebileceğin tek yolun bizimle eve dönmek olduğu gün gibi ortada.
It's gone all modern, the Mistress now wears Western dress!
Her şey modernleşti. Yeni hanım batı tarzı kıyafetler giyiyor!
It's gone now.
Dövme yok artık.
Maybe you could talk him in to quitting, but not me. It's too far gone now.
Belki buradan gitmesi için onunla konuşabilirsin benimle değil.Artık çok geç.
Tell me who it was, now that he's gone.
Şimdi gittiğine göre, kim olduğunu söyleyin bana.
It's all gone now, as if it has never been.
Artık her şey bitti, asla böyle bir şey yaşanmadı.
I only had it put in to please Oscar, but now that he's gone there's no need for it.
Oscar'ı memnun etmek için koydurmuştum ama şimdi o gitti, buna da ihtiyaç yok.
It's gone now and I just can't afford to send you your pay cheques any more.
Şimdi kaybettim ve sana maaşını bile ödeyecek imkanım kalmadı.
It's gone now.
Gitmiş.
It took them years to save it, and now... and now it's gone.
Yıllardır biriktiriyorlardı ve şimdi hepsi gitti.
Everybody was expecting you to be gone before spring came, but now it's summer.
Herkes bahar gelmeden gitmiş olmanı umuyordu. Fakat yaz mevsimindeyiz.
If he put the jacket in there and it's gone now then somebody must have taken it out again.
Ceketi bu valize koymuştun ama şimdi kayıp Demek ki birileri onu oradan almış. Muhtemelen.
- Whatever it is it's gone now.
O şey her neydiyse artık gitti.
- But now it's all gone?
- Şimdi hissetmiyor musun?
But he caught me looking at it and it's gone now.
Ama bir kez, bakarken bana yakalandı ve o zamandan beri bir daha görmedim.
It's gone now.
Şimdi yok oldu.
But Atticus, he's gone and drowned his dinner in syrup... and now he's pourin'it all over.
Ama Atticus yemeğini şurupla doldurdu... şimdi de şurubu her tarafa döküyor.
There was a great big matchbox, a-a-a huge one, and and Ian and I came to have a look at it and and then he sat on it, and there was this terrible noise, and he fell inside it and now he's gone!
Neler oldu? Kocaman bir kibrit kutusu vardı, en büyüğünden, ve Ian ve ben ona bakmaya gitmiştik Sonra o içine girdi, korkunç bir ses duyduk, ve o orada kaldı.!
He says this, I'll never forget it, now that Big Jim has gone to meet his maker he's decided...
Şöyle dedi, hiç unutmayacağım : Koca Jim hakkın rahmetine kavuştuğuna göre bununla kastettiği sayın yargıç... Koca Jim'in öldüğüydü.
It's all gone now.
Hepsi geçti.
I don't want it, now he's gone.
Babam öldüğüne göre artık istemiyorum.
Theyhave gone inside It's very urgent now
gitme içerdeler ama hayat memat meselesi ama yaralısın!
Now, then take this, burn it up, and when it's all gone... you'll be Stanley Moon again... short order chef, Caucasian, 28, male.
Şimdi bunu al ve yak. Tamamen yok olunca yine Stanley Moon olacaksın. Lokanta aşçısı, beyaz, 28 yaşında, erkek.
Well, as for you reward, it's gone on up until it's now your worth five thousand dollars.
Başına konan ödüle gelince, oldukça arttığını söyleyebilirim,... şuan ki değerin tam 5.000 Dolar.
Mother and I were watching it carefully and now the bottle's gone. Just look.
Bayan ve ben göz kulak oluyorduk ama şişe ortadan kayboldu.
Now they've gone and mucked it up.
Al işte, gene içine sıçtılar.
If there were something, it's gone away now, anyway.
Eğer bir şey olsaydı, şimdiye gitti zaten.
- It's gone now.
- Şimdi gitti.
It is gone now, Captain, but it seems to have deposited an alien presence.
Şimdi gitti, Kaptan ama bir uzaylıyı emanet bırakmış gibi.
No, now it's gone.
- Şimdi kayboldu.
It's gone now.
Şimdi ortadan kaybolmuş.
It was out there. Now it's gone.
Orada bir yerdeydi.
It's all gone now.
Hepsi geçti. Hadi yatağına...
And so now, after shots of Yves... of the jury, Vladimir, Rosa... or Juliet, a black shot... indicating that Bobby is gone... has meaning at last, it's a victory.
Şimdilik, Yves'in, jürinin, Vladimir, Rosa ya da Juliet'in görüntüsünden sonraki siyah görüntü Bobby'nin gittiğini, dolayısıyla da en sonunda zaferi işaret ettiği anlamına geliyor.
If there was a deal, it's gone down by now.
Anlaşma varsa bile şimdiye suya düştü.
Whatever it was, it's gone now.
Her ne olduysa, geçti gitti.
Marka's gone, and now I have Rosa, and it makes me happy just to look at her.
Marka gitti, şimdi Rosa var sadece ona bakmak bile beni mutlu ediyor.
Yes, I can usually do it, man, but it's gone too far now.
Evet, genelde yapabilirim adamım. Ama artık şarkı aldı başını yürüdü.
It was nice, but Now it's gone
Hoştu ama, artık bitti.
But it's gone now, because you got to forfeit your pay and everything.
Ama şimdi yok, çünkü parama ve her şeyime el koydular.
Now, it's all gone.
Artık hepsi bitti.
It belonged to a fella who's gone now.
Artık burada olmayan birine aitti.
it's gone 1305
it's gone too far 24
nowhere 621
now you see me 17
now we're talking 175
now it's your turn 200
now you're talking 179
nowhere to run 17
now you know 219
now i'm 51
it's gone too far 24
nowhere 621
now you see me 17
now we're talking 175
now it's your turn 200
now you're talking 179
nowhere to run 17
now you know 219
now i'm 51
now is the time 102
now that i think about it 142
now it's my turn 140
now's your chance 115
now if you'll excuse me 220
now then 570
now i am 50
now look 431
now is not the time 119
now go 556
now that i think about it 142
now it's my turn 140
now's your chance 115
now if you'll excuse me 220
now then 570
now i am 50
now look 431
now is not the time 119
now go 556
now it's mine 27
now i 66
now i get it 126
now you listen to me 140
now's not a good time 92
now go home 47
now tell me 164
now let's see 22
now's the time 127
now come on 347
now i 66
now i get it 126
now you listen to me 140
now's not a good time 92
now go home 47
now tell me 164
now let's see 22
now's the time 127
now come on 347