It got me Çeviri Türkçe
6,750 parallel translation
So listen, some stuff came up in therapy, and it got me thinking about our relationship.
Dinle, terapide bir şeyler oldu ve bana ilişkimizi düşündürttü.
Yeah, and it got me thinking, it's, uh...
Aynen, durup düşünmemi sağladı biraz.
And it got me thinking about you.
Ben de seni düşünüyordum.
And then it got me to thinking.
Ve beni düşünmeyeye itti.
There was a moment where I stopped being hard... but I thought of you, and it got me hard again.
Bazen sertliği bıraktığım anlar oldu ama senin düşüncen yine sertleşmemi sağladı.
It's got nothing to do with me being a Donahue!
Bunun soy ismimin Donahue olmasıyla bir alakası yok!
You may have got the best of me this time, Dark One, but I promise you, in the next life, it won't be so pleasant for you.
Demek burada yaşıyor.
our relationship out of your brain, but please, please tell me it's coming back or at least part of it because imagining this exact moment is what got me through the last few months.
Ama lütfen hatırlamaya başladığını söyle. En azından bir kısmını çünkü bu son bir kaç ayda beni ayakta tutan tek şey bu anın hayalini kurmaktı.
Jo told me she got rid of her magic by putting it away for safekeeping.
Jo büyü gücünü emniyet amaçlı bir yere kaldırdığından bahsetmişti.
It's me. I got something for you. I think I made some progress.
Benim... bir şey buldum, sanırım bazı gelişmeler kaydettim.
- It was him or me. - He's got blood on him.
- Ya bana... ya da ona bir şey olacaktı.
Whether he leads us to Fitch or not, I got to take him in. You had to know when you told me that this is where it was gonna go. Are you hearing me?
Bizi Fitch'e götürsün veya götürmesin onu içeri tıkmak zorundayım, anlıyor musun?
I know. She asked me to have it finished by the time she got back, which would be a lot easier if I didn't have someone distracting me.
Dönene kadar bitirmemi istedi, birileri rahatsız etmese daha kolay olacak ama...
No, you got it for me.
Hayır, bunu bana sen aldın.
'Cause I know for a fact you also told her when you got back, and every time you would, she would get "confused," and then our relationship would get "out of sync," and if you ask me, I think it's because Amy liked you back.
Çünkü kesin olarak bilemiyorum döndüğünde tekrar söyledin ve her söylediğinde de kafasını karıştırıyorsun ve ilişkimiz uyumunu kaybediyor ve bana sorarsan eğer bence yine Amy senden hoşlanmaya başladı.
Then one day, she got on the bus, and right at the front, she dropped her purse, and when she went to pick it up, she touched me.
Sonra da bir gün otobüste en öne bindi, çantasını düşürdü ve almak için eğildiğinde bana dokundu.
It's all right, you're not in trouble, I need you to tell me where you got this.
Sorun yok, başın belaya girmeyecek, bana bunu nereden aldığını söylemen gerek.
Well, it strikes me that if we've got to cross the Andes, we should do that here rather than further south, cos there'll be less snow here.
Aklıma geldi de, And Dağları'nı geçmemiz gerekiyorsa daha güneyde yapmak yerine buradan yapmalıyız. Çünkü burada daha az kar olacaktır.
As leader, I had no choice, and believe me, it's a responsibility that... It unsettles that I've got to leave a man in the field.
Lider olarak başka bir seçeneğim yoktu ve inanın bana bu sorumluluk beni huzursuz ediyor ama cephede bir adamı bırakmam gerekiyor.
I got it. And you want me to trust her?
Kıza güvenmemi mi istiyorsun?
Look, I don't mean to... pry. But it seems to me, the issue is you got to get home tonight, right?
Zorlamak gibi bir niyetim yok ama gördüğüm kadarıyla mesele eve bu gece varman değil mi?
I wouldn't have minded if it had been the proverbial cry of a help, but, believe me, you don't got a ladder up 15 flights of stairs on the freezing cold New Year's Eve, unless you're serious.
Normalde, o bilindik yardım çığlığını duysam dönüp bakmazdım bile ama inanın bana ciddi değilseniz, yılbaşı gecesi, dondurucu bir soğukta bir merdiveni alıp 15 kat yukarı da çıkarmazsınız.
- Here, let me try. - No, I got it.
- Ben yapayım.
People just got to understand that if anyone's going to be picking on you, it's going to be me.
Herkes şunu anlamalı ki,.. sana sataşan biri.. bana da sataşmış oluyor.
Let's hope it's enough to pay for this Holy Grail you got me chasing.
Beni peşinden sürüklediğin bu projeye yetebileceğini umalım.
Good Looking, You Got Anything Cooking, How About Cooking It Up With Me?
Good Looking, You Got Anything Cooking, How About Cooking It Up With Me?
In fact, it got so bad, my parents had to refinance our house to put me in private school.
Aslında, o kadar kötü varailem yeniden finanse etmek zorunda evimizin özel okulda beni koymak.
Yeah, well, I'm a little stressed about an audition I got tomorrow, and your voice, it soothes me.
Evet, yarın gireceğim seçme için biraz gerginim ve sesin beni yatıştırıyor.
It's... It's a new phone she got me.
Bana aldığı yeni telefon.
Your rolling ass cheeks tell me what it must be.
Salınan göt yanakların bana vermen gerektiğini söylüyor.
I guess I got tired of waiting around for someone else to do it for me.
Sanırım başkasının benim için yapmasını beklemekten yoruldum.
If you've got something to say, say it to me.
Söyleyeceğin bir şey varsa bana söyle.
I got it in college, got me laid so many times.
Ben üniversite de aldım, bir çok kez sevişmemi sağladı.
# ª I dragged you out the fire # ª And now you knocked me down, you shut me out # ª And I can see it in your eyes # ª Somehow you got it in your head # ª That you could make it on your own # ª You were sheltered, loved and fed # ª But you just couldn't leave it alone # ª Leave it alone # ª Leave it alone # ª Leave it alone
â ™ ª Ve gözlerinde görebiliyorum â ™ ª Bir şekilde aklına takmışsın â ™ ª Kendi başına yapabileceğini â ™ ª Barınıktın, sevilmiştin ve yemiştin â ™ ª Ama sadece bırakamadın â ™ ª Yanlız bırak â ™ ª Yanlız bırak
It's a confusing world out there, and who I am got messed up for a minute. And now I'm watching you ready to give all this up for me. I will not let that happen.
buranın dışında karmaşık bir dünya var ve bir anlık için berbat eden bendim ve şimdi görüyorumki benim için tüm bu şeylerden vaz geçmeye hazırsın bunun olmasına izin vermiyeceğim seni seviyorum ve eğer izin verirsen çok daha iyisini yapacağım
Tell me about it. We've got chaos out there tonight. We've got trees down, signal failures.
Oh bunu bana söyleme, dinleyin, bakım ekbimizin oraya gelmesi yaklaşık sinyal zayıf...
Please tell me you got it working.
Lütfen çalışacağını söyle.
Aunt Peggy got it for me.
Peggy teyzem aldı.
It's just me. It's just me. I got the vino.
- Benim, benim. "Vino" yu aldım.
It's got me in the eye.
Gözüme kaçtı.
Look, it's been weeks and you still haven't got back to me about this publishing deal.
Haftalar oldu, hâlâ şu yayımcılık anlaşmasıyla ilgili aramadınız.
- Yeah, my boss got it for me. You know, for your wedding.
- Patronum benim için aldı, düğünün için.
I came back here'cause somebody's trying to kill me, and it's got to do with what happened that made me have to leave in the first place.
Buraya geri döndüm çünkü biri beni öldürmeye çalışıyor, ve en başta beni gitmeye zorlayan olayla bir ilgisi var.
I mean, if you ask me, we got to fight it.
Bana sorarsan bununla mücadele edelim.
They got me out of it with the paddles.
Elektroşokla beni uyandırdılar.
You stay the fuck away from me. Got it?
Uzak dur benden, anladın mı lan?
If you get the God's Eye for me, I've already got authorization for you to use it until you get Shaw.
Benim için Tanrı'nın Gözü'nü ele geçirirsen Shaw'u bulana kadar onu kullanma yetkisine sahip olursun.
And then she stopped speaking to me when me and Dylan got married so I figured I could just go do it.
Ve Dylan'la evlendikten sonra da benimle konuşmayı bıraktı... sonra gidip bunu tek başıma yapmaya karar verdim.
That Kangahop-loving shrimpo, Barney Dumbbell may have got lucky the first time, but it looks like he's too chicken to face me again.
O Kangahop seven karides Barney dambılı ilk seferinde şanslı olabilir ama benimle tekrar yüzleşecek kadar cesareti yok gibi gözüküyor.
I got to stick a knife into a man's throat in broad daylight, and people wanted me to do it.
Adamın boğazına gün ışığında bıçak sapladım ve insanlar benden bunu yapmamı istedi.
You got to help me find it, Josh!
Bulmama yardım etmelisin Josh.
it got me thinking 26
it got 16
it got out of hand 16
got me 74
mexico 335
metro 61
merci 624
melanie 499
menu 31
merida 43
it got 16
it got out of hand 16
got me 74
mexico 335
metro 61
merci 624
melanie 499
menu 31
merida 43