It makes me happy Çeviri Türkçe
275 parallel translation
It makes me happy.
Allaha şükür! Ne kadar sevindiğimi bilemezsin!
It makes me happy to do anything that will help restore what is rightfully...
Eski itibarına kavuşturulmasında faydam olacaksa, ne mutlu bana. - Adil olan da... - Evet.
It makes me happy to hear that.
Bunu duyduğuma sevindim.
It makes me happy, but sort of sad, to see you scuttIing around for me
Benim için bu işlerden elini eteğini çekmiş olman beni bir taraftan sevindiriyor, diğer yandan da üzüyor.
It makes me happy.
Çok hoşuma gidiyor.
It makes me happy just to see you so happy.
Sizi mutlu görmek beni de mutlu ediyor.
Marka's gone, and now I have Rosa, and it makes me happy just to look at her.
Marka gitti, şimdi Rosa var sadece ona bakmak bile beni mutlu ediyor.
It makes me happy that you like my clinic.
Kliniğimi beğenmene sevindim.
It's not important to her and it makes me happy.
Bu onun için önemli değil ama beni mutlu ediyor.
It makes me happy to see you like this
Seni böyle görmek beni mutlu ediyor.
It makes me happy that you're successful.
- Başarın beni mutlu ediyor.
It makes me happy to feed him.
Onu beslemek beni mutlu ediyor.
do you think that just because the king des ires me, it makes me happy? .
Kral beni arzuladığı için mi... mutlu olduğumu sanıyorsun?
It makes me happy.
Beni mutlu ediyor.
It makes me happy that you...
Memnun olmamın...
and so it makes me happy.
Anlamlı olduğumu hissetmekten memnunum.
It makes me happy.
Ve bu beni çok mutlu ediyor.
It makes me happy that you had a chance to see your brother.
Kardesini gorme firsatin oldugu icin sevindim.
But, it still makes me so happy to know that you believe me.
Yine de bana inanmana çok sevindim.
Watching Master Joo fall for you... has been like watching my own child grow up under the ray of warm sunlight. It makes me very happy.
- Joo Goon'un seni nasıl sevdiğini görmek çocuğumun güneşin altında büyümesini izlemek gibi güzeldi.
You don't know how happy it makes me to hear you say that.
Bunu duymak beni ne kadar mutlu etti bilemezsin.
I hope your movie of it makes me as happy as your check did.
- Umarım filminiz beni mutlu ettiği kadar oda mutlu eder
It's not the kimono but your kindness that makes me happy.
Beni mutlu eden kimono değil senin bu sevecenliğin.
It makes me very happy.
Buna çok sevindim.
I feel very married to you, it makes me so happy.
Seninle çok evli gibi hissediyorum, bu beni öyle mutlu ediyor ki.
No, you tell me, exactly what is it that makes you happy?
Hayır, söyle bana, tam olarak seni ne mutlu eder?
Not ay all : but it makes me so happy, and ay the same time, it scares me :
Söylemedin... fakat beni çok mutlu ettin.
It's a business that makes me very happy.
Beni çok mutlu eden bir iş bu.
# So it really makes me happy
# Onu size sunmak
♪ So it really makes me happy
# Onu size sunmak
It makes me work less, and I'm happy.
Daha az çalışmama neden oluyor, ben böyle mutluyum.
# So it really makes me happy # To introduce to you
# Onu size sunmak # beni gerçekten çok mutlu ediyor
It makes me so happy to be your wife, I feel so secure.
Senin karın olmaktan çok mutluyum, Kendimi güvende hissediyorum.
I guess I think you're not happy with me anymore. It makes me nervous.
Artık benim yanımda mutlu olmadığını hissediyorum ve..... bu beni sinirlendiriyor.
The second is very strong, it is my faith my relationship with God lt makes me happy because I can help others to be better to be happy
İkincisi ise benim inançlarım. ... Tanrı ile olan akrabalığım. Bu beni mutlu ediyor çünkü diğerlerine yardım edebiliyorum ve mutlu oluyorum.
If it makes you happy, it's fine with me.
eğer bu seni mutlu edecekse benim için sorun değil.
Well, it makes me very happy.
Teşekkürler, beni çok sevindirdiniz.
I can't really be sad, because it's here that I've begun to feel wonder again, like when I was a kid, and this makes me deeply happy.
Aslında üzüldüğümü söyleyemem, çünkü burada tıpkı çocukken olduğu gibi kendimi yeniden harika hissetmeye başladım ve bu beni son derece mutlu ediyor.
It makes me so happy.
Beni çok mutlu ediyor.
I'm very happy for her, but it makes me feel like shit that you're finding her the love of her life and I'm here like, what?
Onun adına çok mutluyum, ama sen ortaya çıkıp Jane'e hayatının adamını buluyorsun, bir de bana bak. Kendimi bok gibi hissediyorum.
He's usually all happy and comfortable... and surrounded by loved ones, and it makes me feel- -
Daima mutlu ve rahattı....... etrafındaki herkesi severdi ve bu beni deli....
Carl makes me happy and that threatens this family, doesn't it?
Carl beni mutlu ediyor ve bu bu aileyi korkutuyor öyle mi?
It makes me so happy to be at the opera.
Operada olmak beni çok mutlu ediyor.
But It makes me a bit happy.
Ama beni mutlu etti.
OK. lf it makes you happy to see me humiliate myself.
Peki tamam.Eğer küçük düştüğümü görmek sizi bu kadar mutlu edecekse.
It makes me so happy.
Çok sevindim.
- It makes me very happy to be generous to a woman.
- Bir kadına cömert davranmak beni mutlu ediyor.
You don't know how happy it makes me to see how you've turned out.
Biliyor musun Finn, böyle başarılı olduğunu görmenin beni ne kadar mutlu ettiğini bilemezsin.
It makes me feel happy. What did you cocks do to him?
Ona neler olmuş böyle?
Call me "Susan" if it makes you happy.
Eger seni memnun edecekse Susan bile diyebilirsin.
You don't know how happy it makes me, he really needed one.
Ne kadar memnun oldum, bir bilsen. Birine ihtiyacı vardı.
it makes no sense 207
it makes sense to me 16
it makes me feel 18
it makes sense 359
it makes me nervous 21
it makes no difference 88
it makes me sad 26
it makes me sick 76
it makes perfect sense 119
it makes no difference to me 22
it makes sense to me 16
it makes me feel 18
it makes sense 359
it makes me nervous 21
it makes no difference 88
it makes me sad 26
it makes me sick 76
it makes perfect sense 119
it makes no difference to me 22