It stands for Çeviri Türkçe
385 parallel translation
It stands for jellybean. It stands for lollipop.
Jöleli Lolipop.
What made you believe that you could save St. Anthony's by destroying the very things it stands for?
Ne size St Anthony'i dayandığı her şeyi yok ederek kurtarabileceğinizi söyledi
It's better if your name stands for something... on one block than if it stands for nothing all over the entire world.
Adının bir blokta bir anlamı olması dünya çapında bir anlamı olmamasından daha iyidir.
It stands for the whole business of being run out by the whites.
Beyazlar tarafından tüketilen bütün işi o savunuyor.
It isn't just the badge that makes the law, it takes the right people to stick together... fight and find out what it stands for.
Yasaları rozetler yapmaz. Asıl mesele, insanların el ele verip rozetin simgelediği şey için savaşmasıdır.
- It stands for me.
- Benim için taşıyor.
That's what it stands for.
Şu çentik...? Bir adam anlamına mı geliyor?
It's what it stands for.
Hal'ı düşünüyorum.
It's what it stands for.
Arkasında durulması gereken birşeydir.
It's what it stands for when standing for something is the most difficult.
Birşeylerin arkasında durulmasının en zor olduğu dönemde arkasında durulması gereken birşeydir.
I hope we see you then. Now this isn't just a word from the sponsor, it's simply a very good suggestion. It stands for real refreshment.
o zaman görüşmek dileğiyle şimdi bu sadece sponsorumuzun reklamı değil aynı zamanda çok iyi bir tavsiye sizi gerçekten serinletecektir bir sonraki buluşmamıza kadar Oasis'i deneyin var olan en yumuşak tadı
It stands for Time And Relative Dimension In Space. - Oh.
Uzayda Zaman ve Göreceli Boyut anlamına geliyor.
But now that I have, I'd like to see it destroyed... and all it stands for.
Ama şimdi yıkıldığını görmek istiyorum.. tek taşına kadar!
The Italians vulgarly say it stands for the female part, the fig fruit.
İtalyanlar kabaca şöyle der : "İncirin meyvesi kadınlık organına benzer."
You don't even care what it stands for? You didn't...
Ne anlama geldiği umurunda bile değil mi?
A man who deeply loved this academy... and everything that it stands for.
Bu akademiyi ve ve bu akademinin temsil ettiği şeyleri derinden seven biri
Do you know how much I hate this uniform and everything it stands for?
Bu üniformadan ve temsil ettiği herşeyden ne kadar nefret ettiğimi biliyor musun? Tanrım.
But when I drove by your church today, I thought, "God! Goodness who better than somebody who truly represents the institution of marriage and all it stands for?"
Ama bugün kiliseyi görünce şey düşündüm Tanrı, iyiliği onu ve evlilik kurumunu gerçekten temsil eden birinden iyi ne olabilir?
You want to know what it stands for? I'll tell you what it stands for.
- Size açılımını söyleyeyim.
Use your humor speak specifically about the agency and what it stands for.
Espri yeteneğini kullan. Ajanstan ve temsil ettiği anlayıştan detaylı olarak bahset.
I hate that car, and everything it stands for.
O arabadan ve onunla alakalı olan her şeyden nefret ediyorum.
And I will remain here until you accept this beard and all it stands for.
Sen, sakallı halimi kabullenene kadar, burada kalacağım.
It stands for niggers, alligators, apes, coons and possums.
Karşılığını biliyor musunuz? Zenciler, timsahlar, maymunlar rakunlar ve sıçanlar. Ne buldunuz biliyor musunuz?
The sun. All the memories of you being with him. Everything that this necklace stands for and the sentiments behind it... will all be erased.
Parlayan varlığını gördüğü her an,... bu kolyeyi takma nedenin,... hepsi silinecek.
F reports it G and G stands for Gestapo.
F, G'ye rapor eder G de Gestapo'dur.
It just stands about waiting for people to drown in it.
O sular münasebetsiz yerlerde insanları boğmak için bekliyor.
I pledge allegiance to the flag... of the United States of America... and to the republic for which it stands... one nation, indivisible... with liberty and justice for all.
Amerika Birleşik Devletleri bayrağı ve cumhuriyetinin temsil ettiği milletin bölünmezliği, herkes için özgürlük ve adalete sadık kalacağıma and içerim.
It's not just Kris on trial, it's everything he stands for.
Mahkeme sadece Kris için değil.
Now, it stands to reason that he'd head south for Mojave Tanks.
Bazı nedenlerden dolayı güneye, Mojave Tankı'na gelmeliydiler.
I cannot. For it stands on a foundation of sin.
Yapamam, çünkü günah üzerine kurulmuş.
Stands to reason that they can't touch you for it.
Mantıklı olan sana dokunmamaları.
- It stands for no nonsense.
- Saçmalığa yer yok demektir.
It isn't just one stage-struck little broad, it's what she stands for.
Önemli olan sahne hayali kuran yosma değil, neyi temsil ettiği.
I pledge allegiance to the flag, and to the country for which it stands, one nation indivisible with...
Hayır, öğrenmek istediğimiz bu değil. Bu mu? Başlangıç için iyi.
For example, you can build a bridge using this kind of formula, one that stands firm, even though it was calculated using something that doesn't even exist.
Örneğin bu tarz bir formül kullanarak var olmayan şeylerle hesaplama yapılmış olmasına rağmen sağlam bir köprü yapabilirsin.
Now for the third time you observe the girl whose job it is to serve as Charlotte Corday stands once more waiting outside Marat's door.
İşte üçüncü kez gözlerinizin önünde, görev aşkıyla yanan kız iş üstünde Charlotte Corday yine burada, bekliyor Marat'nın kapısında.
Coming past the stands for the first time... it's Fudge in the middle of the track...
İlk kez kenardan dönen... Vahşi Sayfa ikinci.
Your record stands, and you'll pay for it.
Senin kaydın duracak ve bunun bedelini ödeyeceksin.
And to the Republic for which it stands, one nation under God, indivisible, with liberty and justice for all.
"Tanrı'nın buyruğu altındaki tek ulusun cumhuriyeti, " bölünemez, herkes için özgürlük ve adalet. "
DGA, that stands for Damn Good Airplane, which, of course, it is.
LİU, Lanet İyi Uçak anlamına gelir. elbette, öyle.
It's what she stands for that I hate.
Onun yaptığı şeylerden nefret ediyorum!
- - of the United States of America and to the Republic for which it stands one nation, under God, indivisible with liberty and justice for all.
... ABD bayrağına ve Cumhuriyet Devletine sadık kalacağıma ant içerim. O, Tanrı'nın yönetiminde, bölünmez bir tek ulustur hürdür ve adildir.
The price being asked for the house is cheap, for the amount of land it stands on.
Ev için istenen fiyat, üzerinde durduğu araziye nazaran çok ucuz.
Takes four minutes to fix it and then she stands on her head for 11 minutes.
Onarması dört dakika alıyor ve sonra 11 dakika elinden geleni yapıyor.
I pledge allegiance to the flag of the United States of America and to the republic for which it stands.
Amerika Birleşik Devletleri'ne... ve onun için dalgalanan bayrağa sadık kalacağıma ant içerim.
It seems to be a question of trailing, of enigma, of murder, but in truth it's a question of power and freedom, of melancholy and dazzlement, so carefully coded within the spiral that you could miss it, and not discover immediately that this vertigo of space in reality stands for the vertigo of time.
Sanki mesele bir takipmis, muammaymis cinayetmis gibi görünür sarmalin içine itinayla kodlanmis oldugundan, iskalayabilir ya da hemen fark edemeyebilirsiniz kudret ve özgürlüktür, melankoli ve göz kamasmasidir mesele, mekandaymis gibi görünen vertigo zamandadir, zamanin vertigosudur asil söz konusu olan.
In view of the situation as it now stands and the testimony given here this morning it seems quite clear that the defendant was in no manner responsible for her actions.
Şu andaki durumuna göre olaya bakıldığında ve bu sabah ki ifadeye dayanarak sanığın, olanlardan sorumlu olmadığı açıkça görünüyor.
I pledge allegiance to the flag of the United States of America and to the republic for which it stands, one nation under God, indivisible, with liberty and justice for all.
Amerika Birleşik Devletleri'nin bayrağına devletimize, tek bir tanrı altındaki ulusumuza bölünmez bir şekilde, herkes için özgürlük ve adalet ile bağlılığımızı gösteriyoruz.
I don't know where you get your information from, but I can tell you for certain the deal stands as it is.
Bilgileri nereden aldığını bilmiyorum ama... anlaşmanın esaslarının bunlar olduğunu söyleyebilirim.
I pledge allegiance to the flag of the United States of America and to the republic for which it stands one nation under God, indivisible with liberty and justice for all.
Amerika Birleşik Devletleri bayrağına ve simgelediği, Tanrı'nın..... huzurundaki bölünmez, özgür..... ve adil cumhuriyete..... sadık olacağıma ant içerim.
Take a look at the local weather for this vicinity... as it stands at this hour.
Yörenin şimdiki hava durumuna bakacak olursak.
it stands to reason 26
stands for 96
fortune 78
for her 243
formula 39
force 120
fort 29
forrest gump 32
for everyone 132
forget it 5039
stands for 96
fortune 78
for her 243
formula 39
force 120
fort 29
forrest gump 32
for everyone 132
forget it 5039