English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ J ] / Jump in

Jump in Çeviri Türkçe

3,118 parallel translation
Hilarious... I'm just gonna jump in beside you.
Ben de içeri geliyorum.
You know, I was thinking... maybe we should all jump in the car and try to get to somewhere more populated.
Düşünüyordum da belki hepimiz arabaya atlayıp daha kalabalık bir yere gitmeye çalışalım.
This time, it's gonna work. Jump in. I'll explain on the way.
Atla, yolda anlatırım.
The water looks so nice. Don't you just wanna jump in?
Çok güzel atlayalım mı?
I need to jump in the shower.
Hemen duşa gitmeliyim.
Nice work, Billy, jump in any time.
Aferin Billy, istediğin zaman uğra.
Jump in!
ATLA!
Jump in.
ATLAYIN.
I'd jump in front of a train for ya you know I'd do anything for ya oh
Bir trenin önüne atlardım senin için... Biliyorsun senin için herşeyi yapardım... Ahh...
If you don't love me, then why did you jump in hearing the sound.
Eğer beni sevmiyorsan o halde neden sesi duyunca suya atladın?
♪ they might grieve or might jump in ♪
Üzülebilirler de, sevinebilirler de.
You gotta pick your moment, spot your guy, and jump in.
Anı yakalamalısın, seç birini ve dal ona.
- Go. Jump in!
- Atla içine!
Jump in.
Geç içeri.
Dick, any chance you could jump in, ride shotgun?
Dick, bana yardım etmek ister misin?
Any time you want to jump in.
Sen de katılmak ister misin?
I'll just jump in there myself.
Ben de yazıyorum.
So I jump in the car, I pop a u-turn, I come right back here.
Sonra arabaya atladım, U dönüşü yaptım ve buraya geldim.
But if you love him, you... you got to jump in, feet first.
Eğer onu seviyorsan, teklifine balıklama atlamalısın.
You know, if ed can't do this whole thing by himself. I can always jump in and take over, you know.
Ben bunu yapmak istemem
Now Rebecca's gonna jump in with a bit of Let me be your star, and we'll take her through the choreography, okay?
Şimdi, Rebecca "Let me be your star" ile başlayacak ve ona koreografiyi göstereceğiz, tamam mı?
Don't worry, it's us Jump in quick.
Hadi arkadaş merak etme, hadi atla çabuk. Hadi!
Don't everyone jump in at once.
Herkes neden susuyor ya?
Jump in when you're feeling it.
İçinde onu hisset.
Cooter was in 21 Jump Street?
Cooter, 21 Jump Street'te mi oynuyor?
Felix needs to jump from 20 miles higher than he has ever been before.
Felix'in şimdiye kadar hiç bir insanın atlamadığı 32 bin metrenin daha yükseğinden atlaması lâzım.
Oh, you know, it was the most significant thing to happen in my life, that parachute jump was.
Ee, biliyorsun ; o paraşüt atlayışı benim hayatımdaki en anlamlı şeydi.
As he was preparing to jump, Joe made a terrifying discovery... he had a hole in one of his gloves.
Atlayışına hazırlanırken, Joe çok dehşet verici bir keşifte bulundu eldivenlerinden birinde delik vardı.
Everyone thinks you're a really cool guy, you can deal with it, and, I mean, I have to accomplish a jump from 130,000ft, breaking the speed of sound, and I can't even stand being in the suit on the ground.
39 kilometreden bir atlayış yapıp ses hızını aşmak zorundayım ve ben daha yerde kalıp kıyafetin içinde durmaya bile katlanamıyorum.
It's the kind of low-altitude jump that Felix is used to... but wearing the suit, even unpressurised, makes it a challenge.
Felix'in alışık olduğu türden bir alçak irtifa atlayışı ama kıyafeti giymek, basıncı alınmış da olsa onu bir meydan okumaya çeviriyor.
The whole world now knows about Felix's jump.
Artık tüm dünya Felix'in atlayışını biliyor.
He's focusing his anger on the suit, convinced he can't jump safely in it.
Kıyafete olan öfkesine odaklanıyor, onun içinde güvenli şekilde atlayacağından emin değil.
We're kind of second-guessing what's going on in Felix's head, and whether it's the fear of the jump of the fear of the suit or just the fear of possibly failing at something.
Felix'in kafasında ne olduğuyla ilgili, ve atlayışın korkusu mu yoksa kıyafetin korkusu mu olduğunu yada herhangi bir sebepten dolayı muhtemel düşme korkusu mu olduğunu tahmin etmeye çalışıyorsunuz.
On a jump drive in my back pocket.
Arka cebimdeki bir flash diskte.
He's going to jump off of the top of the Daily Planet.
Daily Planet'in çatısından aşağı atlamak üzere.
This might sound stupid, but the way that Flicka kept asking me to jump her, it's like she knew that I missed being in the ring.
Bu aptalca gelebilir. Ama Flicka'nın benden onu atlatmamı istemesi... Sanki pisti özlediğimi biliyor gibiydi.
In my new KD IVs, I can jump higher than ever before.
Yeni KD IV'üm ile, Hiç olmadığı kadar yükseğe zıplayabiliyorum.
Jump in.
Atla.
One crazy bastard I worked with used to hide up in cupboards, jump out in the middle of an interview, whack the fuckers with a stick.
Birlikte çalıştığım manyak piçin teki dolaplara saklanır, sorgunun ortasında dışarı fırlayıp heriflere sopayla dalardı.
♪ You better jump right in ♪
♪ Direkt içine atlasan iyi edersin ♪
- Lost in the jump.
- Atlamada kaybettim.
I jump with a parachute from any plane in flight.
Herhangi bir uçaktan paraşütle atlarım.
I jump with a parachute from any plane in flight.
Ben uçan her uçaktan bir paraşütle atlarım.
I'm the one with the pee test in a computer ready to jump out like a fucking Jack-in-the-Box.
Bilgisayarda, bomba gibi patlamayı bekleyen idrar sonuçları olan da benim!
Then I'm just gonna jump right in.
O zaman direkt konuya gireceğim.
You can jump in.
Yardım edebilirsin.
Up in an airplane, when are we gonna jump out of an airplane together? No.
Bir uçağa binip birlikte ne zaman atlayacağız?
And I know you're all gonna jump down my throat, but if your kid came in here with two black eyes, would you stay and do nothing?
Hepinizin veryansın edeceğini biliyorum ama kızınız simsiyah gözlerle karşınıza gelseydi hiçbir şey yapmadan kalır mıydınız?
Hey, hi, good morning, how are you? - Hey, sunshine. - Just going to jump right in to work here.
Olan da şu ; ne kadar çok çabalarsam çabalayayım...
If I'm not married in 20 years, I will jump off that roof.
Eğer 20 yıl içinde evlenmezsem, o çatıdan atlarım.
And he walks in and like a hundred people... like super famous actor people, and they jump out and surprise him.
İçeri giriyor ve 100 kişi gibi en ünlü insanlar onlar tabii zıplıyorlar ve ona sürpriz yapıyorlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]