English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ L ] / Lav

Lav Çeviri Türkçe

785 parallel translation
Once geologists were able to go down to the ocean floor itself, they soon found fields of solidified lava, MANNING : and the volcanoes themselves.
Jeologlar, bir kez okyanus tabanına inmeyi başardıktan sonra kısa zamanda katılaşmış lav sahaları ve volkanlar buldular.
We might be on the edge of a lava lake here.
Burada bir lav gölünün kenarında olabiliriz.
I'm going past some lava pillars on my side.
Bazı lav sütunlarının yanından geçeceğim.
This is a lava lake where submarine flows of lava have become twisted into dramatic shapes.
Burası, deniz altı lav akımlarının, ilginç şekillerde kıvrıldığı lav gölü.
The submersible's journey across the lava lake takes it between the three peaks of the Lucky Strike volcano.
Batiskafın, lav gölü boyunca yolculuğu Lucky Strike Volkanı'nın üç zirvesi arasında sürüyor.
This is very characteristic of how lava forms or the sort of shapes lava forms as it hits the ocean floor.
Bu lavın, tipik şekillenme biçimi ya da lav formlarının okyanus gibine çıktıklarında aldıkları biçimler.
MANNING : Underwater eruptions are very different to lava flows on land.
Su altı patlamaları, karadaki lav akımlarında çok daha farklıdır.
Lava erupting into water rapidly cools, forming a skin.
Suda patlayan lav, çabucak soğuyarak, bir kabuk oluşturur.
As more lava wells up from below it continuously pushes out new buds onto the ocean floor, like pillows of solidifying rock.
Aşağıdan daha fazla lav yığıldıkça sürekli olarak, yeni filizleri okyanus tabanına doğru tıpkı katılaşan kaya yastıkları gibi iter.
DE WIT : And the shape is a reaction of the lava as it erupts underwater against the cool water that wants to cool it down.
Biçimleri, su altında patlayan lavın onu soğutmak isteyen soğuk suya bir tepkisi.
MANNING : The volcanoes erupting here were producing vast quantities of water vapour with the lava.
Burada patlayan volkanlar lav ile, devasa miktarlarda su buharı oluşturuyorlardı.
As the lava cooled, it steadily added to the growing landmasses.
Lav soğudukça, durmaksızın büyüyen kara parçalarına eklendi.
The first step was to melt the crude ore on a large oblong tank till it was boiling like lava.
İlk adım ham haldeki maden cevherini lav gibi kaynayana dek bir tankta kaynatmaktı.
The lava canal's the only way, but it's dangerous at night.
Tek çıkış lav kanalı ama gece tehlikeli.
You know the way over the lava?
Lavın ötesinde kalan yolu biliyor musun?
Their nearest world was Jupiter, with giant cliffs of lava and ice, with hydrogen flaming at the tops.
En yakın gezegen olan Jüpiter de ise dev buz ve lav tepeleri bulunuyordu ve bunların üzerleri de hidrojen kaplıydı.
The town buried in the lava from the volcano, and the mine's on the other side.
Lav altında kalan kasaba bu maden de diğer tarafta.
I remember one time I was very tired because he had walked through lava fields for a long time. I had slept on the beach.
Hatırlıyorum da bir keresinde çok yorgundum çünkü lav alanlarında yürümüştüm ve sahilde uyudum.
A lake of boiling lava.
Kaynayan bir lav gölü.
It breaks, and we're covered in hot lava.
Yıkılırsa kaynar lav içinde kalırız.
- Yes, darling. "Sir Lav..."
- Evet, anneciğim. "Sör Lav..."
I measure all the lava the day.
Lavı her gün ölçüyorum.
Come lava.
- Lavı çıkarın.
The observatory at Papeete must know if there is one vent or many from which the lava is flowing.
Papeete gözlemevi lavın kaç delikten geldiğini bilmek istiyor.
There's the lava flow.
İşte lav ırmağı.
That peak is right next to the lava flow.
O tepe lav ırmağının hemen yanında.
There are three streams of lava.
Lav üç koldan iniyor.
At first, it looked like one fountain gushing.
Önce lav tek bir yerden fışkırıyor gibiydi.
But lava moves at a predictable speed.
Ama lavın akışı tahmin edilebilecek hızda.
There's lava here too!
Burada da lav var!
- Flamethrowers.
- Lav silahı.
If any mug pulls a boner, I'll flood the room with a torrent of oratory.
Eğer o salaklardan biri bir hata yaparsa, odayı kızgın lav akıntısına boğarım.
Bring that torch!
Lav silahini al!
Could it be a lava flow?
Bu lav akışı olabilir mi?
The lava is surrounding us.
Lav bizi çevreliyor.
Carry us across the lava stream.
Lav akışı boyunca bizi taşıyın.
- He's dumping them into the lava.
- Bizi lav içine atacak.
Multimillionaire. Yachts, servants, country estates, a phone in the lav.
Yatlar, uşaklar, malikane, tuvalette telefon.
It was once an underground outlet for the volcanic lava.
Burası bir zamanlar yanardağ lavının yer altı çıkışıymış.
You might beam down into a sea of molten lava.
Erimiş lav denizine ışınlanabilirsiniz.
If they are wrong and they do beam into a pool of lava...
Yanılıyorlarsa ve bir lav gölüne ışınlanırlarsa... Ölürler.
Sitting beside you makes my blood boil like lava.
Yanında oturmak kanımı lav gibi kaynatıyor.
When the earth decides to spew out its molten lava, death and destruction are the usual result.
Dünya, içindeki sıvı lavı dışarı kusmak isterse ölüm ve yıkım günlük bir hal alır.
Then, enormous sheets of lava welled out of craters, titanic explosions blew mountains into fragments and scattered them as dust and ash over the surface of the land.
O zamanlar muazzam büyüklükteki lav katmanları kraterden dışarı akarken devasa patlamalar dağları unufak ediyor ve oluşan parçaları toz ve kül halinde dünya yüzeyine saçıyordu.
There's rock, lava base.
Kayalık, lav temelli.
We're in a lava tube.
Bir lav tünelindeyiz.
A cave carved through the Earth by a river of molten rock.
Kayaların bir lav nehiri tarafından oyulduğu yerin merkezine doğru giden bir mağradayız..
The aliens have unleashed laser barrages... which are rapidly turning cities into smoldering heaps of concrete... and glass turning communities into furnaces... transforming streets into flowing rivers.
Uzaylılar şehirleri... dumanı tüten beton ve cam yığınlarına, mahalleleri fırına... caddeleri akan lav nehirlerine çeviren lazerler kullandılar.
HUMPHRIS :
Görünüşe göre bir lav alanının kenarında olabilir.
- It's lava.
- Lav.
The lava is pushing us up!
Lav, bizi yukarı püskürtüyor!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]