Leave it Çeviri Türkçe
22,697 parallel translation
I will leave it under control.
Onu kontrol altında bırakacağım.
There was, uh, six days worth... told me to leave it there.
Gelip bizi bulun. Altı günlük vardı, orada bırak dediler.
Just leave it on the table.
Masanın üzerine bırak.
Just leave it as it is.
Bırak öyle.
Leave it be.
- Öyle kalsın.
Oh, maybe we should leave it alone.
Belki de uğraşmamalıyız.
You were always drawn to it, so I had Bernard leave it somewhere where you would find it.
Silaha hep yakındın. Bu yüzden Bernard'a onu bulabileceğin bir yere bıraktırdım.
Well, can't we just leave it where it is, under the tarpaulin?
- Tentenin altında bırakamaz mıyız?
Leave it to me, OK?
Bana bırak tamam mı?
Leave it there, OK?
Orada bırak, Tamam mı?
Leave it out.
Bunu karıştırma.
Leave it alone, Tulip.
Beni rahat bırak Tulip.
Leave it to the professionals.
İşi profesyonellere bırakmak.
Leave it up on brokeback mountain for now, all right?
Şimdilik Brokeback Mountain'da bırakın, tamam mı?
You can't leave it up to the judges, okay?
Tamam, hakimler o kadar terk edemez?
And I didn't want to leave it in the hands of the judges, so I went for the knockout.
Ve ı hakimlerin elinde bırakmak istemiyordu, Bu yüzden ı nakavt gitti.
Just leave it, I'll get it later.
Ben hallederim, bırak. Daha sonra hallederim.
Leave it! Leave it!
- Bırak, bırak.
Look, you take the video and you leave me out of it.
Bakın, videoyu alıp beni yalnız bırakın.
- Okay. When we try to avoid conflict, anger comes out, but when we face it head on, we leave the anger there.
Anlaşmazlıklardan kaçınırsak öfkeleniriz ama bunlarla hemen yüzleşirsek öfke orada kalır.
It is better to wait than to leave for an offensive...
Saldırıya uğramaktanse beklemek daha iyidir...
It'll be with them until we're ready to leave.
Biz gitmeye hazir olana dek onlarda kalacak.
It pleases me that you've seen it with your own eyes before... choosing to leave us so suddenly.
Bu kadar cabuk gitmeye karar vermeden once kendi gozlerinle gormus olman beni ihya etti.
It's not safe for them to leave now.
Şu an gitmeleri hiç güvenli değil.
It's Brenda, leave a message.
Brenda'yı aradınız, mesaj bırakın.
Leave the number with the receptionist at the salon, and I'll call for it later.
Numarayı salondaki resepsiyoniste ver, sonra arayacağım.
You leave a guy in a cage, it's not a surprise he becomes an animal.
Bir adamı kafese kapatırsan hayvana dönüşmesi sürpriz olmaz.
Yeah, well, if they don't like it they're welcome to leave.
Beğenmezlerse gitmekte özgürler.
I think it is time for you to leave, OK?
Sanırım gitme vaktin geldi, tamam mı?
You guys go die if you want, leave me the hell out of it!
Siz çok istiyorsanız ölebilirsiniz. Beni karıştırmayın!
Leave the dead weight behind. Just do it.
- Bu fazlalığı geride bırak.
I didn't want to leave you alone like that. It's just Connor prefers to get to know the new folks one-on-one.
Seni böyle yalnız bırakmak istemezdim ama Connor yeni gelenleri bire bir tanımayı tercih ediyor.
It's time for you to leave.
Gitme vaktin geldi.
It's time for you to leave.
Gitme vaktin geldi dedim.
We leave one, it gets free, we start over again.
Bir tanesini bırakırız, kurtulur, her şeye baştan başlarız.
Whatever it is that you think I did to make you disappear. - How could you leave me like that when I needed you most? - BoJack--
Gitmeni sağlamak için yaptığımı sandığın şeyi.
All right, I'll tell you again, if it'll make you leave.
Buradan gitmeni sağlayacaksa bir kez daha anlatacağım.
I thought it best to leave you out of it.
Sizi karıştırmamak en iyisi diye düşündüm.
It belongs to a behavior tech on leave.
Cihaz, izinli olan bir davranış teknisyenine ait.
It's about time! We leave at 2 : 00!
2'de gidiyoruz!
They're saying it's gonna rage for about an hour, so whatever you do, don't leave the hut.
Bir saat kadar süreceğini söylüyorlar ; yani ne yapın edin, barakayı terk etmeyin.
It's paid leave, Alastair.
Bu ücretli bir izin Alastair.
It's all in the onions. You have to caramelize for, like, 18 hours. Which if I leave right now,
İşin sırrı soğanda 18 saat boyunca karamelize etmelisin bu da demek oluyor ki şimdi gidersem salsalamak için her şeyi hazır etmiş olacağım.
Come to church tomorrow. Listen to my sermon. You don't leave a Christian after that, it's yours.
Sonrasında Hristiyan olarak ayrılmazsanız orası sizindir.
You're waiting on him to leave, only you don't know when it's gonna be?
Onun işini bırakmasını bekliyorsun ama ne zaman olacağını bilmiyorsun.
If your intention is to wait until that changes to deem whether it's safe to free my father and brothers, they may never be released, and I may never get to leave.
Niyetiniz bu durum değişinceye kadar beni, babamı ve kardeşlerimi bırakmamaksa asla salınmayabilirler. Ben de buradan asla ayrılamayabilirim.
You think it's a good idea to leave the bike?
Eğer bisiklet bırakmak iyi bir fikir mi?
Leave the tag on, return it the next day, making sure not to sweat, spill or dribble.
Ertesi gün iade edebilmek için etiketi ters çevirip terlemediğimden, bir şey döküp saçmadığımdan emin olarak.
All right, I was hoping it wouldn't come to this, but you leave me no choice.
Pekala, işler bu noktaya gelmez diye umut ediyordum ama bana başka bir seçenek bırakmadın.
I could break it off with Davey, but I'd have to leave.
Davey'den ayrılabilirim ama şimdi gitmeliyim.
If you go, if you leave, it makes you look guilty, it plays right into his hands.
Eğer gidersen, ayrılırsan suçlu gözükürsün, onun istediği de tam bu.
leave it here 29
leave it with me 73
leave it to me 292
leave it out 59
leave it there 89
leave it at that 22
leave it be 22
leave it alone 263
leave it on 47
leave it open 25
leave it with me 73
leave it to me 292
leave it out 59
leave it there 89
leave it at that 22
leave it be 22
leave it alone 263
leave it on 47
leave it open 25
leave it to us 28
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's ok 4874
it's okay 22028
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's over 4654
it's ok 4874
it's okay 22028
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
it's not 5855
itch 25
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's not 5855
itch 25
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72