Like a rock Çeviri Türkçe
853 parallel translation
Ouch! Yeah, like a rock.
Evet, taş gibi olmuşlar.
She was killed dead, darling. Went down like a rock.
- İşi bitti, denizin dibini boyladı.
The guy had a head like a rock.
Adamın kafası kaya gibiydi.
- Was it a tough go, Charlie? - He wouldn't go down, he was like a rock!
- Yıkılmak bilmedi, kaya gibiydi!
Like a rock.
Bir kaya gibi.
Like a rock.
Taş gibiIer.
- Like as not, it'll hard up like a rock.
- Değil, kaya gibi sert olur.
You're like a rock.
Kaya gibisin.
- No hurry. He sleeps like a rock.
- Acele etme, ölü gibi uyuyor.
Like a rock.
Kaya gibi.
- Like a rock, sir.
- Hem de kaya gibi, efendim.
Used to be like a rock.
Eskiden kaya gibiydi.
- Sounds like a rock'n'roll band.
- Rock'n'roll grubuna benziyor.
- That doesn't look like a rock.
- O taşa benzemiyor.
It just sank like a rock in a well.
Suya düşen bir taş gibi aşağıya indi.
I sleep like a rock.
Ölü gibi yatarım.
This picture's buried in my head solid, like a rock.
Bu resmi sanki bir mıh gibi hafızama kazıdım.
Just like a rock.
Taş gibi düştü.
If that happens, everything we stand for will be destroyed unless the German Officer Corps stands like a rock, intact, and what is more important, untarnished.
Eğer bu olursa, Alman subaylar eksiksiz olarak kaya gibi durmadıkça daha önemlisi, lekelenmemiş olmadıkça dayandığımız her şey yok edilecek.
- You're like a rock.
- Taş gibisin.
- It feels like a rock.
- Taşa benziyor.
"It was one of those days when Los Angeles felt like a rock-hard fig."
"O gün Los Angeles sert bir incir gibiydi."
All right Benny, you might be a great ball player, but you float like a rock, got that?
Pekala Benny, harika bir topçu olabilirsin ama bir kaya gibi yüzüyorsun, anladın mı?
If I raise my hands, I'll go down like a rock.
İyi ama ellerimi kaldırırsam kütük gibi yere düşerim.
A big fire creates something hard like a rock.
Büyük bir ateş ise kaya gibi sert bir şey yaratabilir.
As it comes close to the surface, it froths up, the magma, the liquid rock, and it causes it to explode, just like when you uncork a champagne bottle.
Yüzeye yaklaştıkça, magmayı sıvı haldeki kayayı köpürtür ve tıpkı bir şampanya şişesinin tıpasını açtığınızda olduğu gibi patlamasına neden olur.
And that's where we have volcanoes and we know from looking at the volcanoes that they produce a lot of molten rock and they produce a lot of fluids, like water.
Ve buradaki volkanlarda, bu volkanlara bakarak bildiğimiz üzere çok miktarda erimiş kaya oluşuyor ve bunlar, su gibi çok miktarda sıvı üretiyorlar.
When you talk like that, I could bounce a rock off'n your bean.
Böyle konuştuğun zaman kafanda bir kaya kırmak istiyorum.
Geographically... it's a rock shaped like a dog's head... barely 650 metres long... and about 200 metres wide.
Coğrafi açıdan 650 metre uzunluğunda ve 200 metre genişliğinde köpek başı şekli verilmiş bir kaya parçası.
The rock above, where Earle is hiding, looks like a huge iceberg.
Earle'ün arkasında saklandığı kaya, dev bir buzulu andırıyor.
When we've no water, he strikes a rock with a stick like Moses and water falls out.
Suyumuz bitince, tıpkı Musa gibi asasıyla kayaya vurup su çıkarır.
More interesting than when you have A rock for a husband, like mine.
Benim olduğu gibi, koca yerine bir taşın olmasından daha ilginç.
And a rock want to contain itself and remain like that.
Bir kayanın kendisini koruyup hep kaya kalmak istemesi gibi.
She'll hit this rock like an A-bomb!
Kız bu kayaya atom bombası gibi çarpacak!
On the other side of the river. Like a crawling rock.
Diğer tarafta, bir ya da başka bir şey yürüyordu.
Like standing at a diver's rock.
Dalmak için yüksek bir kayada dikilir gibi.
By measuring the grains and the direction of the ice crystals, by readings on a micro altimeter, by checking our gravity meter to tell us what the rock floor is like, we can calculate the rate of flow rather precisely.
Tanecikleri ve buz kristallerinin yönünü ölçmek, bir mikro yükseklik ölçerle okumalar yapmak, kaya yatağının neye benzediğini bize anlatması için çekim ölçüm aletimizi gözlemek suretiyle akış oranını neredeyse kusursuz olarak hesaplayabiliriz.
Now, I don't know, lately he's beginning to look like he lives under a rock.
Şimdi ise sanki bir kayanın altında yaşıyor gibi görünüyor.
This responsibility is like a big rock that weighs a ton.
Onların sorumluluğu çok ama çok büyük.
And I used to play like this creek was the Mississippi... and that rock over there was a wishing stone.
Ben de, bu dere Mississippi'ymiş, şuradaki kaya da dilek taşıymış gibi oynardım.
You were a rock once, now you're crumbling like old chalk.
Bir zamanlar kaya gibi sağlamdιn, artιk tebeşir gibi dökülüyorsun.
Like what crawls out from under a rock.
Bir kayanın altında sürünmek gibi.
If you'd like to look in that trunk, you'll find a piece of rock.
O sandıkta bir kaya parçası var.
- Like Prometheus to a rock.
Prometheus'u kayaya zincirledikleri gibi.
I'd like to start off my portion of the show by giving you a taste of a little something we call rock and soul music.
Şovun bize ayrılan kısmında, sizlere rock ve soul müziğin en güzel lezzetini vereceğiz.
We'd like to start off our portion of the show... by giving you a taste of a little something we call rock and soul music.
Gösterimize, rock ve soul müzik dediğimiz şeyden size, bir parça tattırarak başlamak istiyoruz.
Gets around like a fever and lives on a rock.
Ateş gibi yayılıyor ve kayalarda yaşıyor.
Then they'd lie on a rock... basking in the sun like two baby seals.
Daha sonra iki yavru fok balığı gibi kayaların üzerinde güneşlenirlermiş.
Maybe you know why a high-roller like Hedley Lamarr is interested in Rock Ridge.
Hedley Lamarr gibi üst düzey bir yetkilinin... Rock Ridge'le ne işi olduğunu belki biliyorsundur.
I should like to make a few measurements of the rock if we have time.
Eğer zamanımız varsa kayalarda biraz ölçüm yapmak istiyorum.
Murdered in cold blood like a silly schoolgirl on that wretched Hanging Rock.
Soğukkanlıca, aptal bir okul kızı gibi... bu berbat Hanging Rock'da öldürülmüş.
like a virgin 32
like a dream 34
like a bird 44
like a 442
like a baby 70
like a princess 21
like an angel 29
like always 190
like a cat 27
like a fool 55
like a dream 34
like a bird 44
like a 442
like a baby 70
like a princess 21
like an angel 29
like always 190
like a cat 27
like a fool 55