English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ L ] / Look like

Look like Çeviri Türkçe

54,725 parallel translation
You don't look like a no one.
"Kimseye" benzemiyorsun.
- It's supposed to look like a fare.
- Müşteri gibi görünmelisin.
We don't look like UPS drivers.
Kargo sürücüsü gibi görünmüyoruz.
It was my first day, so I thought you'd probably want to see what I look like.
İlk günümdü, belki görmek istersin dedim.
How was her body? What did that look like?
Vücudu nasıl görünüyordu?
- You look like you could use it. - Thank you.
- Kullanabilirsiniz gibi görünüyorsunuz.
Well, it was a murder enquiry, but it doesn't look like I'm going to be involved.
Bu bir cinayet soruşturması ama ben ilgilenmeyeceğim gibi görünüyor.
It's actually kind of annoying that you look like that and you're smart and educated and intelligent and sympathetic.
Aynı anda bu kadar güzel, akıllı, eğitimli, kültürlü ve sempatik olman biraz rahatsızlık veriyor.
Not a look like she could actually kill somebody, but, um...
Birini öldürecek gibi görünmüyordu. Ama...
What does he look like?
Tipi nasıl?
Does it look like he's okay?
Olly iyi gibi gözüküyor mu?
Look, if you're not sick, then why does it look like you're running away?
Bak, eğer hasta değilsen neden evden kaçıyormuş gibisin?
Listen, all you got to do... is look like me.
Dinle, tek yapman gereken benim gibi olmak.
I can hardly wait to see what your wedding will look like!
Nişanında nasıl görüneceğini görmek için sabırsızlanıyorum!
♪ You look like you would lose a fight to an alley cat ♪
♪ Bir sokak kedisiyle boğuşsan kaybedecek gibi görünüyorsun ♪
Do I look like the kind of girl who's just gonna take a pill from some strange guy?
Tuhaf adamın tekinden hap alacak birine mi benziyorum?
I don't look like an Isla, though.
Ama Isla adında birine benzemiyorum.
Your first three years, you look like whatever name you're given, then by four, you either settle into your name or you just...
Üç yaşına kadar adınla uyumlu olursun dört yaşından sonra ise ya adınla bütünleşirsin ya da...
I'm just trying to see if you look like your name.
Adınla uyumlu musun diye bakıyorum.
For whatever it's worth, I think you do look like an Isla.
Bir önemi var mı, bilmem ama bence sende Isla tipi var.
I was one of the first girls that didn't look like I did What I did.
Yaptığı şeyle görünüşü bağdaşmayan ilk kızlardan biriydim.
Seriously, what does that look like to you?
Senin gözünde nasıl bir şey acaba?
- I look like a punk rock dog.
Punk rock'çı bir köpeğe benziyorum.
Sheri, I am so sorry, but those hearts look like butts.
Sheri, kusura bakma ama o kalpler popoya benziyor.
What if we make it look like a suicide.
İntihar süsü verirsek... - Justin...
You look like you write.
Sende yazar tipi var.
Didn't look like nothing.
Aptalcaydı. - Önemsiz görünmüyor.
And for those of you who will now be looking for signs everywhere... - what does it really look like?
Peki şimdi her yerde belirtiler arayacak olanlarınız için, dışarıdan neye mi benziyor?
You look like someone shit in your cereal.
Tahıllarınızda bok gibi olan birine benziyorsun.
You look like you need a little funny in your life, chip.
Biraz komik olmana ihtiyacın varmış gibi görünüyorsun Hayatında çip.
The cops would just wonder what happened to my stuff and it made it look like the frame-up that it was.
Polisler sadece Ne oldu acaba Benim eşyalarıma Ve bu onun çerçevesi gibi görünmesini sağladı.
The world doesn't look like this outside your walls.
Duvarlarınızın dışındaki dünya burası gibi değil.
- look like Isotope 317. - Uh-huh, yeah.
İzotop 317 gibi görünüyor.
Well, I'm not afraid to die, and I don't care what you look like.
Ölmekten korkmuyorum ve nasıl göründüğünde umrumda değil.
- I look like a cheat?
- Sen dolandırıcı deilSin.
Do you have any idea what it was like for me to look in the mirror and see a stranger staring back?
Aynaya bakıpta, karşısında bir yabancı görmek benim için nasıl bir duygu bilir misin sen?
- They look like sluts.
Sürtük gibiler.
Yeah. I don't like the look of his liver.
Karaciğerinin görünümünden hoşlanmadım.
Look, I'm not looking to, like, chill artistic expression.
Bak, ben muhteşem sanatsal ifade peşinde değilim.
You look at the ocean like it was meant for you.
Okyanusa senin için yaratıImış gibi bakıyorsun.
I offer you the worm from my beak, and you look at me like I fucked your mom?
Sana gagamdan sıcaklık sunuyorum ama sen ananı sikmişim gibi bakıyorsun!
Look, you don't have to like what she did, okay?
Bak, yaptıklarından hoşlanmıyorsun, tamam mı?
Then they'd play something really bad, like, almost violent, and I would take a look at what I thought.
Sonra gerçekten kötü bir şeyler oynarlardı. Neredeyse şiddet uygulayan biri gibi Ve düşündüğüme bir göz atardım.
Look at it like this, Shadow :
Buna şu şekilde bak Gölge :
Colleges look at things like school attendance, game attendance, your grades.
Üniversiteler derslerdeki ve maçlardaki devamsızlığına, notlarına bakıyorlar.
Look, we shower, like... every day, and it's just... a lot.
Her gün duşa giriyoruz ve bu çok fazla.
Look, I'll say, like, a million times that I'm sorry.
Bak, istersen defalarca özür dilerim.
Look, it's okay if you don't like me like that.
Benden o anlamda hoşlanmıyorsan sorun değil.
Please don't look at me like that.
Lütfen bana öyle bakma.
Yeah, I didn't like the look of that shit at all.
Bu boktan manzara hiç hoşuma gitmedi.
Well, you look exactly like Audrey Hepburn.
- Gerçekten Audrey Hepburn'e benzemişsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]