English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ M ] / Maybe not now

Maybe not now Çeviri Türkçe

521 parallel translation
Maybe not now, but like Rutledge says, "Someday."
Belki şimdi değil, ama Rutledge'ın söylediği gibi, "Birgün."
Maybe not now, because she's sad, with her mama dead and your drunken brother hitting that tree.
BeIki de üzgün oIdugu için, sarhos kardesin arabayIa agac devirince annesi öIdü.
Maybe not so strange now.
Artık o kadar tuhaf gelmiyorsunuz galiba.
Maybe not, but he's in the saddle store right now.
Belki değildir ama şu anda eyercide.
Well, now, maybe I'm not.
Belki de değilimdir.
Maybe it was true before, but not now.
Belki önceleri doğruydu, ama şimdi değil.
Maybe you're not sure I can play Othello. Now, Tony.
Othello'yu oynayamaz mıyım diyorsun?
Maybe not now, Susie.
Belki şimdi yok, Suzie...
Now he's saying that the guest's last name is Zhang maybe it's him, maybe not...
Şimdi misafirin soyadının Zhang olduğunu söylüyor. Belki o olabilir. Belki de değildir.
Now I admit I was a little provoked about not being consulted then I got to thinking maybe we ought to come to this port so as you and me could have a talk.
Bana danışılmadığı için biraz kızdığımı söylemeliyim. Sonra ikimizin konuşabilmesi için... bu limana gelmeyi düşündüm.
Maybe you could talk him in to quitting, but not me. It's too far gone now.
Belki buradan gitmesi için onunla konuşabilirsin benimle değil.Artık çok geç.
Well, now that we can trust ourselves not to see each other, couldn't we maybe...
Görüşmeme konusunda kendimize güvenemeyeceğimiz belli oldu...
Not any more. Maybe she was when you started telling this story, but not now.
Belki bu hikayeyi anlatmaya başladığında öyleydi ama artık değildir.
Well, maybe have cricket in your house now, not know.
Belki evinizde bir çekirge vardır şu anda, bilemeyiz.
Maybe once, but not now.
Belki bir gün ama şimdi etmez.
Now, maybe you don't like it, but I'm not a kid anymore.
Belki hoşuna gitmiyor ama, ben artık bir çocuk değilim.
Now I'm not here complainin'about 20 of your brave men who beat three of my boys till they couldn't stand. Maybe they had it comin'. Anyways, they're full growed and can take their licking's.
Buraya üç oğlumu ayakta duramayacak hale gelinceye kadar döven 20 cesur adamını şikayet etmek için gelmedim.
- Maybe, but not now.
- Olabilir, ama artık değil.
In a little While, maybe, but not now.
Belki bir süre sonra. Zaman doğru olduğunda.
Maybe I'm not such a great piece of property right now.
Belki de artık o kadar değerli bir mal değilimdir.
- Leni... - Maybe not the waiting. But you do enjoy spending the night, now don't you?
İstese gider, ama gece burda kalmak onun hoşuna gidiyor.
Maybe I'm not making any sense now, but I'll make sense tomorrow when I explain.
Belki bugün iyi davranmıyorum ama yarın sana her şeyi açıkladığımda hatamı düzelteceğim.
My mother has a rather uncertain heart and she gets very worried about me when I'm not home on time so I think maybe the evening had better be over now.
Annemin kalp rahatsızlığı var eve zamanında gitmezsem benim için endişelenir o yüzden geceyi burada sonlandırmamız daha iyi olacak bence.
Maybe later... but not now
belki sonra... ama şimdi sırası değil
And, uh, there are about - oh, I would say maybe not more than 10 or 15 of these now being used in the country.
Ve, şey, burada yaklaşık- - Ülke çapında bunlardan ancak 10 ya da 15 tanesinin kullanıldığını söyleyebilirim.
Maybe not right now.
Belki şimdi değil.
Maybe not right away, but we're researching full time now.
Belki hemen değil. Ama tam zamanlı çalışıyoruz şu an.
Maybe you're right, but try not to think about all that now.
Haklısın belki. Ama şimdi bunu düşünmemeye çalış.
Maybe I'm dreaming right now and you're not here... You're not here!
Belki de şu an rüyadayım ve sen burada değilsin... burada değilsin!
Maybe now and then some baseball player or other type of person gets the idea that I'm not human.
Belki şimdi ya da daha sonra bazı beyzbol oyuncuları ya da diğer insanlar benim insan olmadığım fikrine kapılabilirler.
Maybe once, not now.
Belki bir zamanlar, şimdi değil.
There is something maybe I ought to tell you right now because it might not have been a murderer.
Belki size şimdiden söylemem gereken bir şey var çünkü o katil bir erkek olmayabilir.
Even if I'm not an anarchist now, maybe they'll make me one later.
Eğer şimdi bir anarşist değilsem bile, nasılsa beni bir dahaki sefere yaparlar.
Now, maybe it's important and maybe it's not.
Şimdi, belki önemlidir, belki de değildir.
Well, enough for me maybe is not enough for you, Joanna, but... Well, you see, Ted's doing really well in his scientific research now, and I give him a good home.
Benim için yeterli olan senin için olmayabilir, Joanna, ama gördüğün gibi Ted bilimsel araştırmalarında oldukça iyi durumda,... ben de ona güzel bir ev sağlıyorum.
Not up to now Maybe in future
Şu anda yok belki gelecekte
Look, maybe now is not the right time.
Bak, bu iyi bir vakit olmayabilir.
Not now maybe but later, if you want someone to talk to about all this... ask your father to...
Belki şimdi değil. Ama daha sonra, tüm bunları biriyle konuşmak istersen babana seni...
Oh, it's cruel, Mr. Eye... It may not make sense now but maybe later. ... uh, Mr. Pop...
Bu zalimce, Bay Reis Bay...
Now, do you think maybe we live in this dream world... because we do so many things every day that affect us in ways... that somehow we're just not aware of?
Peki şu olabilir mi, bu hayal âleminde yaşıyoruz çünkü gün içerisinde bizi etkileyen o kadar çok iş yapıyoruz ki bir şekilde bunun bilincinde olamıyoruz?
Maybe, but not now.
- Olabilir. Ama daha değil.
Maybe they'll let me fly one of these birds, now that I'm not crazy any more.
Artık deli olmadığıma göre belki bu kuşlardan birini uçurmama izin verirler. Gördün mü B.A.?
By the way, B.A., I thought that now that I'm not nuts any more, maybe you and I could room together.
Bu arada B.A. düşündüm de, artık deli olmadığıma göre aynı odayı paylaşabiliriz.
Oh, not now, maybe. Not this very moment.
Şimdi değil belki, hemen değil.
[Crockett] Maybe not. Maybe now he has a chance.
Belki de değil.
Oh, now, maybe not in one of your books, but this is evidence enough for me.
Kitaplarından birinde değildir, ama bu kanıt benim için yeterli.
Now, maybe you're not familiar with Mr. Costelada's style.
Siz belki Bay Costelada'nın tarzına alışkın değilsinizdir.
Now I come to think of it, maybe it's not,
Şimdi düşündüm de belki de bu...
Maybe it's not a good idea for you to see him right now.
Şu an onu görmeniz iyi bir fikir olmayabilir. Neden?
Maybe I'm a little lonely right now, but I'm not completely alone.
Şimdilik belki biraz yalnızım ama tamamen de yalnız sayılmam.
Maybe I'm not aware of things, but at my present stage, the way I am now, maybe I'm wrong.
Belki bazı şeylerin farkında olmayabilirim ama şu an içinde olduğum durumda, böyleyim belki de yanılıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]