Most people Çeviri Türkçe
7,145 parallel translation
Most people can't remember a sequence longer than a phone number.
Çoğu insan bir telefon numarasından, daha uzun numaraları hatırlayamaz.
Most people can't perceive them, but a synesthete unconsciously picks up on them.
Çoğu insan bunları algılayamaz ama bir sinestezi onları farketmeden algılar.
Most people, they find a bleeding masked man in the garbage... they call the police.
Çoğu insan çöplükte yaralı ve maskeli bir adam görürse polisi arar.
It's easier to read for most people.
Bunu okumak bir çok insan için daha kolay.
That's a lot more than most people would do.
Çoğu insanın yaptığından çok daha fazlasıydı.
For most people, canceling a doctor's appointment is just lazy.
Çoğu insan için doktor randevusunu iptal etmek tembelliktendir.
MOST PEOPLE WOULD.
- Çoğu insan eder.
FROM WHAT YOUR SISTER SAYS, YOU'RE NOT MOST PEOPLE.
Ama kardeşinin dediğine göre sen o gruptan değilmişsin.
After so many years of chasing the fairy tale, most people would be ready to give up.
Sayısız kez bir peri masalını kovalayan çoğu insan pes etmeye hazır olur.
But Tom Sawyer isn't most people.
Ama Tom Sawyer, çoğu insan değil.
Most people don't know that.
Çoğu kişi bunu bilmez
It gives you something most people don't have.
Çoğu kişide olmayan bir şey verir sana.
Most people don't know.
Birçok insan bilmez.
Most people wouldn't.
Çoğu insan bunu yapmaz.
Most people connect this to an over-the-horizon antenna.
Birçok insan bu sinyale ufuk ötesi antenlerle bağlanabiliyor.
You see, most people expect someone like me to come in and tell them exactly what's going on in their house.
Çoğu kişi benim gibi birisinden gelip neler olduğunu açıklamamı bekliyor. Dakika dakika evde neler olup bittiğini.
I still think about Angie all the time, especially now with the memorial and all, but... most people lost somebody, right?
Hala sürekli Angie'yi düşünüyorum. Özellikle anıt töreni yüzünden şu sıralar ama çoğu insan sevdiği birini kaybetmiştir değil mi?
And you may not be... technically human, but you've got more humanity in you than most people on this planet.
Ve teknik olarak insan olmayabilirsin ama içinde bu gezegendeki çoğu insandan daha fazla insanlık var.
Most people can't look me in the eye.
Çoğu insan gözlerime bakamıyor.
Most people dance around me like I'm made of glass.
Çoğu kişi etrafımda, camdan adammışım gibi davranır.
Whoa! Most... Most people just say, "Matt Murdock."
Çoğu insan sadece Matt Murdock der.
I look like most people?
- Çoğu insana benzer halim var mı?
I didn't like Tom, but most people despised him.
Ben Tom'dan hoşlanmazdım ama çoğu insan ondan nefret ederdi.
Well, most people are going with, "how are you?"
Genelde insanlar, "Nasılsın?" der.
For most people, it's all about sex, but not me.
Çoğu insan için, her şey sekstir ama benim için değil.
Most people think the hottest part of the flame is the white part.
Çoğu insan ateşin en güzel kısmının beyaz yeri olduğunu düşünüyor.
Most people consider him a hero.
Çoğu insan onu kahraman olarak görüyor.
This is where the help's needed, because this is where most people are too afraid to go.
İşte burada yardım gerekiyor çünkü burası herkesin gitmekten korktuğu bir yer.
Yeah, I know most people only know one Lolly.
Evet, biliyorum çoğu insan sadece bir tane Lolly tanıyorlar.
Most people haven't.
Çoğu insan gibi.
But religion, tradition, for most of my people, it's in their bones.
Ama din, gelenek halkım için çok önemli.
He is fasting unto death, he is bickering with our own Untouchables, the most helpless people under the sun.
Ölmek için açlık grevi yapıyor, kızgın güneşin altında yardıma en muhtaç kişiler olan kendi paryalarımızla ağız dalaşı yapıyor.
If you march on Spain, most of these people will die.
İspanya'ya ilerlerseniz bu insanların çoğu ölecek.
- Because most people have gone home for today.
Çünkü çalışanların çoğu paydos edip evine gitti bile.
It's the most intimate thing two people can do other than...
İki insanın şey dışında yapabilecekleri en samimi şey.
The Claudette sisters passing means there's 2 spots open in the Newport 400- - the 400 most important white people in all of America.
- Nihayet! Claudette kardeşlerin vefatı, tüm Amerika'daki en önemli 400 beyaz insanın olduğu Newport 400'de 2 kişilik açık olduğu anlamına geliyor.
I won't let him hurt the most important people In my life again.
Hayatımda değer verdiğim insanları tekrar incitmesine izin vermeyeceğim.
Then I was gonna lead you back to our cul-de-sac, introduce you to all these people who mean the most to me in the world.
Sonra bizim oraya götürüp sizi bu insanlarla tanıştıracaktım. Benim için en değerli olan insanlarla.
Most of these people have military ID.
Çoğunun askeri kimliği var.
- They come after people they were closest to, people who remind them the most of the life that they have lost.
En yakın oldukları insanların peşine düşüyorlar. Yitirdikleri hayatta onları en çok hatırlayan kişilerin peşine.
Of all the lies people tell themselves, I bet that's the most common.
İnsanların kendilerine söylediği tüm yalanlar arasında bahse varım en yaygını budur.
Even the people that cared about me the most, the people that loved me, not even they believed me.
Beni en çok önemseyen insanlar bile,... beni seven insanlar dahi bana inanmamıştı.
Most important thing I've learned... people spook easily.
Öğrendiğim en önemli şey ise insanların kolayca ürktüğü.
Our people have mapped out the most likely flight path to avoid radar.
Adamlarımız radara yakalanmadan gidilebilecek tahmini en kısa yolu çizdiler.
Most of the people coming out of this building are the artsy type, you know?
Bu binadan çıkan herkes sanatçı tipli.
On this hill are 25 of the most powerful people you'll ever meet.
Bu zamana kadar tanıştığın en güçlü 25 insan şu tepede.
These people are Descendants, yes, but most of them are waiting to be chosen.
Bu insanlar soydan geliyor, evet ama çoğu seçilmeyi bekliyor.
Because most of the people that served there are dead, except for a few of your Russian buddies.
Çünkü orada hizmet edenlerin çoğu öldü, birkaç Rus dostunuz dışında.
Now, my vision is to tackle corporate greed, raise pay for those who need it most, and create jobs by growing the economy, not robbing people of their retirement and health care.
Şimdi, benim vizyonum kurumsal açgözlülüğün üstesinden gelmek en çok ihtiyaç duyanlar için zam vermek ekonomiyi büyüterek, istihdam yaratmak emeklilik ve sağlık politikaları ile insanları soymak değil.
It turns out our friend here was one of the most hated people on the Internet.
Meğerse kurban internette en nefret edilen adammış.
Rafael has just proposed to Jane in the most romantic way, in front of a hundred people.
Rafael, Jane'e mümkün olan en romantik şekilde, yüz kişinin önünde evlenmek teklifi etti.
most people don't 23
most people do 23
people 5151
people don't change 46
people of earth 28
people like me 81
people like you 105
people screaming 74
people change 205
people talk 81
most people do 23
people 5151
people don't change 46
people of earth 28
people like me 81
people like you 105
people screaming 74
people change 205
people talk 81
people can change 59
people are talking 31
people make mistakes 71
people are dying 81
people are scared 36
people get hurt 32
people are watching 31
people do 54
people will die 36
people lie 29
people are talking 31
people make mistakes 71
people are dying 81
people are scared 36
people get hurt 32
people are watching 31
people do 54
people will die 36
people lie 29