Muscle Çeviri Türkçe
4,198 parallel translation
Grip strength is the first muscle to go.
Kavrama gücü giden ilk kastır.
What I need right now is muscle.
Şu an bana lazım olan biraz adam.
Put some muscle into it.
İçine biraz kas koymak.
- Look, you wrote a damn paper on this thing. Look, if we don't do this, the muscle dies and the paralysis is permanent.
Bu şeyin üzerine yazdıklarını hemen yapmazsak kaslar ölecek ve felç kalıcı olacak.
You know, abs actually knit back together faster than any other muscle in the body.
Karın kasları vücuttaki diğer kaslardan daha hızlı kaynaşır.
Muscle bellies are loose.
Kas karınlarına gevşek.
Okay, the heart muscle is too weak.
Tamam, kalp kası çok zayıf.
I have to borrow muscle from the other leg, leaving a big hole.
Bendiğer bacak kas ödünç zorunda büyük bir delik bırakarak.
And the healthy muscle helps mobilize the antibiotics, and helps fight the infection better.
Vesağlıklı kas yardımcı olur antibiyotik seferber, ve kavga olur Daha iyi enfeksiyonu.
I mean, it's hard to gain muscle mass when you're a vegan.
Vejetaryen olduğum için kas kütlesi oluşturmak çok zor oluyor.
Muscle took a flesh wound.
Korumalardan biri kurşun yedi.
Hey, big brother weren't going to let anyone else muscle in, was he?
Başkasının yapmasına izin vermezdi değil mi?
I'm stripping the endocardium from the papillary muscle.
Papiller kastan endokardı kazıyorum.
Decamethonium causes paralysis in all the major muscle groups.
Decamethonium bütün büyük kas gruplarında felce neden olur.
Between the Hutts, Black Sun, and the Pykes, we'Il have a large reserve of muscle and supplies.
Hutt'lar, Kara Güneş ve Pyke'larla..... büyük bir güç ve malzeme kaynağımız olacak.
And you, you don't move a goddamn muscle.
Sen de sakın kıpırdama.
Don't move a muscle, Jody.
Kıpırdayayım deme, Jody.
That mr. Jasper wouldn't suffer muscle spasms?
-... olmadığından da emin olmak için de mi oradaydı?
And controlling muscle spasms with anesthesia... Isn't that a form of pain management?
Anestezi ile kas spazmlarını önlemek bir ağrı tedavisi değil mi?
In high school, I did a report, concerning the effects of alcohol on muscle coordination.
Lisede, bir rapor hazırladım, alkolün kas düzenine etkilerine ilişkindi.
Now... this is the same muscle movement you use with Leskell Rongeur.
Evet bu Leskell Rongeur'la yaptığın kas hareketinin aynısı.
Some of the heart muscle's been recently damaged.
Kalp kaslarının bazılarında hasarlar var.
When my hips started to hurt, I thought that I pulled a muscle, so I trained through it.
Kalçalarım ağrımaya başladığında kasımı zedelediğimi sandım ve çalışmaya devam ettim.
You won't move a muscle.
Sen parmağını dahi oynatmıyorsun.
You'll be the one running for your life " " when you see this muscle.
Sen bu kasları görünce canını kurtarmak için kaçacaksın!
Really pull, use some muscle.
Güçlü sık, pazılarını kullan.
Okay. Don't move a muscle.
Bir yere kımıldama.
Oh, you have a very low fat to muscle ratio.
Kas oranına göre çok düşük bir yağ oranın var.
Since Holly's out of town, I'm watering her plants, and I pulled a muscle in my back.
Holly şehir dışına çıktığından beri bitkilerini ben suluyorum.
I was watering your plants and I pulled a muscle, so I was looking for something to ease the pain.
Ben de acıyı dindirecek bir şeyler arıyordum.
Nah. With muscle.
Yok, kas gücüyle.
They lose not just fat and muscle, but bone.
Sadece kasları küçülmedi. Aynı zamanda kemikleri de küçüldü.
And some fragments embedded in the muscle near the victim's pelvis.
Kurbanın pelvisine yakın yerlerdeki kaslara bazı parçalar yerleştirilmiş.
I'm not sure, but muscle remodeling indicates they've been in there over a year.
Emin değilim fakat kas yapılanması bunun orada bir yıldır olduğunu gösteriyor.
He labeled each muscle with a different letter.
Her bir kası bir harf ile etiketlemiş.
Like, uh... like, uh, extra muscle in case shit gets real?
Destek derken... Güç anlamında mı yani? Öyle bir destekten mi bahsediyoruz?
Tell me. Does every fence in this town hire muscle?
- Söylesene bu şehirdeki her satıcı fedai mi tutuyor?
M-muscle cramp.
Kramp girdi.
It's in my muscle memory.
Kas hafızamda var doğrusu.
Don't move a muscle, Carmen.
Hareket etme, Carmen.
We got more than enough muscle to send it back to the swamps.
Bu yalnızca büyük bir kertenkele. Onu bataklığına gönderecek kadar fazlaca gücümüz var.
Tremors, loss of muscle control, paralysis and eventually suffocation and death.
Titreme, kas kontrol kaybı, felç sonunda da boğularak ölüm.
- could get that to... - It's not a muscle!
- Kasla alakası yok!
We're moving in first thing tomorrow so gather some muscle.
Yarın ilk iş olarak basıyoruz bu yüzden biraz adam topla.
Just enough muscle for a smooth transition.
Yumuşak bir geçiş süreci için yeterli sayıda adam.
Well, holding your teeth in this position Engages the zygomaticus major and the risorius muscle.
Aslında, dişlerini bu şekilde tutarak güldürücü kası ve şakak kemiğini hareket ettiriyorsun.
A successful tantric session lasts seven, eight hours and can cause extreme, sometimes painful, muscle fatigue.
Başarılı bir Tantrik seansı yedi, sekiz saat sürer, bazen son derece acı verici ve kas yorgunluğuna neden olur.
Look, the guy who handed out the beat-down, this Tomlinson, he's freelance muscle.
Tomlinson'ı döven adam serbest bir herif.
I mean... maybe they meant "lumpy" like "muscle-y," you know?
Yani... Belki de "şişmiş" derken demek "kas-mış" istedi.
Like a lumpy, muscle-y guy.
Şişmiş adam, kas-mış adam gibi.
causing instant, total-body muscle paralysis, which is why they died with a smile on their faces.
anlik tüm vücut felcine sebebiyet veriyor bu yüzden öldüklerinde yüzlerinde bir gülümseme vardi.